ERDOGAN ARICA
Tanıdığımda yıl 1968 falandı. Şevket ağbi ile Fatsa dan Ordu Lise takımına alınmışlardı. İkisi artık Ordu da okuyacaklardı, Erdoğan hoca öyle istedi. Onlar ile aynı sınıfta idik. Arkadaşlığımız bu zamana kadar sürdü. Geçenlerde “Fecebook” ta Levent İnanır ile yazıştık. Kadir beyin ameliyatı için sohbet ettik. Sordum iyi dedi. Sonra sevgili Erdoğan Ordu adını onurlu bir şekilde önce Ordu spor da sonrada büyük kulüplerimiz ve milli takımımız da taşıdı.
Bizlere gurur verdi.
Yıl 1972 falan, bizde on tane arkadaş İstanbul da kursa gidiyoruz. Hedefimiz Üniversite. Un kapanın da bir Otelde kalıyoruz. Bir sabah elinde küçük bir çocukla Erdoğan geldi. Kim dedik;” Levent, kardeşim “dedi. Annesi ölmüş ve onlar da ailece İstanbul a gelmişler di. Dayısı Kadir İnanır onları almıştı yanına. Levent, Bülent çok küçüktüler. Yanımızda oynardı Levent otelde.
Ayrılmadık İstanbul da hiç, Suat, O ve ben her gece çıkardık. Kadirin havası ile. Gençlik işte. O büyük camialar da futbol oynarken, havası da vardı. Ablası ile Bahtiyar Tente oğlu ağbimiz evli oda Kardeşimiz Kemal Kösenin ablası ile. Mutlu bir beraberlik zinciri içinde. Havalı ve birazda kendini çok üst gören tavrı yüzünden itici görünse de öyle değildi. Her daim arkadaşlarına karşı yakın bir insandı.
Kardeşimizi kaybettik. Başımız sağ olsun. Camiaların ve spor aleminin de. Teknik adam olarak bazen gelirdi maçlara Ordu ya görüşürdük. Ben çok üzgünüm. Her insan bir gün ölümü tadacak olsa da, gençti kardeşimiz. “Ordu spor, Galatasaray, Fenerbahçe “camialarının da başı sağ olsun.
Mekanı ise cennet.
İyi insanlar hep erken mi gider, babamda öyle gitti.