ABDULLAH AYDIN
abdaydin42@hotmail.com
ABD başkanı Obama, Temsilciler Meclisinde yaptığı konuşmada, 1915 Osmanlı-Ermeni kırışması konusunda Soykırım ( Genoside) dememiş de; MEDZ YEGHERN (Büyük felâket-Büyük Katliam) demiş.
Herkes her konuda bir şeyler der, der de; sözün değeri, söyleyene, dinleyene, çeşitli nedenlerle ilgi duyanlara ve muhatapların algılamalarına göre değişir. Nitekim Obama"nın konuşmalarından ülkemiz yönetenleri, ülkemiz halkı ve basınımız değişik algılamalar çıkarırken, aynı konuda Ermeni tarafı, Dünya ülkeleri, Dünya basını, hatta Dünya"daki çeşitli siyasi partiler farklı sonuçlar ve anlamlar çıkardılar.
Obama"nın açıklamaları, T.C. Hükümeti, Dış işleri Bakanlığı, Diplomatlar, bazı siyasi Partiler, güdümlü medya ve bedelli kalemler, bilimden nasibini alamamış, çıkar taraflılığını yöntem edinen sözde bilim adamlarınca nerede ise göbek atarak karşılandı. Neymiş efendim?
Ağa-baba doğrudan Soykırım dememiş de, "büyük felâket" demiş. Bizimkiler böylece "Diplomatik zafer" kazanmışlar(!) Aptallık sadece sıradan insanlara has bir durum değil. Kimi zaman kendini allâme zannedenler, yönetici zannedenler, siyasetçi zannedenler, diplomat zannedenler, hükümet zannedenler de aptallaşabiliyorlar. Aptallıklarına halkı da ortak edebiliyor, aptallık komasına sokabiliyorlar.
Ermeni tarafı her ne kadar memnun değilmiş görünse de, özde istediklerini aldılar ve bundan sonraki fikirlerinde ve eylemlerinde daha dayatmacı davranacaklardır. Türkiye ile olan anlaşmazlıklarını bir kalemde çözme aşamasına gelen Ermenistan, bundan sonra değil bazı tavizler vermek, Türkiye ve Azerbaycan"dan daha çok ödün koparmanın peşine düşecektir.
Obama"nın konuşmasının akabinde başarı sarhoşluğuna ve mahmurluğuna düşen Cumhurbaşkanı, Başbakan, Hükümet ve Diplomasi, sabah ayıkınca neleri kaybettiklerinin farkına vararak, dövünmeye ve oraya buraya temelsiz tehditlere başladılar. Biz bu temelsiz tehditleri Rasmussen"in NATO Genel Sekreterliği talebinde de yaşamıştık. Başbakan Tayyip Erdoğan"ın palavra tehditleri, iki gün sonra Bürüksel"de yapılan toplantıda balon gibi söndü. Türkiye siyaseti ve Diplomasisi Uluslar arası arenada, tamiri zor değer ve irtifa kaybetti.
Obama konuşmasında ne demişti? 1915 de Ermeniler Büyük felâketle karşılaştılar. Yetkililerimizden kimse sormadı Bay Obama"ya; "Ermeniler büyük felâketle karşılaştılar da, Türkler davul zurna halay mı çekiyorlardı." "Yüz binlerce Türk"ü kim öldürdü?" "Taşnak ve Hınçak çeteleri çekirge mi avlıyorlardı?" "Toplu mezarlar kimin eseri?" "Koskoca Osmanlı neden, nasıl ve kimler eliyle parçalandı?" "Ermenileri Osmanlıya karşı kim kışkırttı?" "Bu tatsız olayların oluşunda, hakemliğe soyunan ABD"nin, İngiltere"nin, Fransa"nın hiç mi etkisi yok?"
Obama Osmanlının tehcir kararını Ermeniler için, Büyük sürgün-Büyük acı olarak tarif ediyor. Dünya Ağası (!) Obamaya tekrar soralım;"Ermeniler dışında bölgede yaşayan diğer insanlar acı çekmediler mi?" "Halen acı çekenler yok mu?" "Tehcir kararına imza atanlar "NEMESİS" anlayışı çerçevesinde katledilmediler mi?" Onlarca Türk Diplomatı Ermeni ASALA terör örgütü tarafından katledilirken sizler hiç acı çekmediniz mi?" "Sizce, hiçbir kabahati olmayan o insanların günahı ne idi?" " Sizce Tarihe kin kusanlar haklılar mı?"
Şayet Obama barış için gerçekten bir hakem rolü oynuyorsa, bu soruların cevabı istenmelidir. Şayet Türkiye bu soruların cevabını muhatabından itemiyor, isteyemiyorsa, bölgede etkili bir güç olmaktan, bağımsız, özgür bir ülkeden bahsetmesin, millet boş lâflarla aldatılmasın!
Bu olayda, Türkiye"yi yöneten Hükümet, Dış siyaset politikamız ve diplomasimiz, her türlü iktidar yandaşları topluca sınıfta kalmışlardır. Çünkü sınıfta kalanlar Ağanın doğru söylemediğini, diplomasinin tek dilinin olmadığını çok geç anladılar.
Ağa her zaman doğru söylemez, iyilik düşünmez. Demokratik Hukuk Devletleri ve çağdaş yöneticiler güç karşısında tırsmazlar, dilleri tutulmaz. Kendine güvenmek ve bazen de marabalara(!) kulak vermek gerek!
28 NİSAN 2009 Salı