ÖLÜMCÜL DEMOKRASİ
ABDULLAH AYDIN
abdaydin42@hotmail.com
İnsanları rahat, huzur ve Hukukun güvencesinde yaşatmak için; siyaset kurumunun bulduğu en az sakıncalı olan sistem "Demokrasi"dir. Uğraş, en az sakıncalı sistemi mükemmele taşıma doğrultusunda yapılmaktadır
Osmanlının son yıllarından beri süren arayışlarımızla, son yarım yüz yılı aşan uygulamalarımızla, darbelerle, muhtıralarla, düşe kalka sandık başı tercihlerimizle, Demokrasi yolunda hayli mesafe aldığımız düşünülebilir. Aldığımız mesafe hiç de azımsanacak gibi değil; azımsayamayız, ancak günümüze göre yeterli görmemiz de mümkün değil.
Neden yeterli değil?
Demokrasiler, başkalarına zarar vermemek kaydıyla, her türlü özgürlük hakkının olduğu ve bu haklara Hukuk güvencesinin sağlandığı sistemdir. Şayet özgürlük haklarınızı hukukun dışında kullanmaya kalkışırsanız, başkasının özgürlük alanına saldırıyorsunuz ki; işte o an Demokrasiye hançeri batırdınız demektir.
Nitekim son yerel seçimlerde Demokrasimize çok yönlü saldırının olduğuna, bir sürü hançer yarası ve darbe aldığına, bedeninin birçok yerinde kanamaların olduğuna tanık olduk. Günümüzde hâlâ sandıklardan oy çalmanın olduğu, çalınan oyların yakılıp yırtıldığı, sayım esnasında elektriklerin kesildiği, Bilgisayar sisteminin zarar gördüğü bir ortamda, seçme ve seçilme hakkının Demokrasi ve Hukuk çerçevesinde özgürce kullanıldığı söylenemez. Üstelik propaganda dönemindeki Partiler arası bazı eşitsizlikler de dikkate alındığında, Demokrasinin imzası diyebileceğimiz ulusal iradenin tahakkuk etmesini beklemek fazla iyimserlik, hatta biraz safdillik olmuyor mu?
Mademki seçimleri benimsiyor, sonuçlarını da "Ulusal irade" kabul ediyoruz, o zaman sandık sonuçlarına tepkimizi birbirimizi yaralayarak, öldürerek niye gösteriyoruz? Seçim sonuçlarına ölüme varan tepkinin birçok nedeni var: Öncelikle, altmış yıldır çok partili oy kullanmamıza rağmen, hâlâ Demokrasiyi ve yurttaşın özgür tercih hakkını benimseyemiyoruz
Propaganda döneminde, topluma patlayacak derecede asılsız hava veriliyor ve siyasi düşünceler karşısında adeta bileniyoruz
İktidarı elinde tutanlar genellikle kamu olanaklarını Propaganda vasıtası olarak kullanmaktan çekinmiyorlar
Siyaset yapılanmamız ülke gerçekleri yerine, hükmetme ve maddi getirim sağlama esasına dayanıyor. Muhtarlık kurumunun ücrete ve sosyal güvenceye kavuşması, özellikle kırsal alanda cazibe merkezi oluşturduğundan, daha önceki seçimlere göre daha fazla taliplisinin çıkmasını, kavga nedenlerinden biri olarak sayabiliriz...
Ülkemizdeki feodal yapı yıkılmadığından, kırsal alandaki kabileler ve aileler arasındaki rekabetin varlığını devam ettirmesi de, sürtüşmenin nedenlerinden biri olduğunu düşünebiliriz
Seçimler hâkim nezaretinde yapılıyor görünse de, seçim kurullarının yeteri ölçüde müdahil ve düzeltici olamadığına tanık oluyoruz
Oluşturulan sandık kurullarının, yeteri ölçüde tarafsız ve sorumlu davrandığı da söylenemez
Demokrasi güzel, özgürlüğün kullanılması güzel, seçmek seçilmek güzel! Ama öldürmek, öldürülmek çok kötü! Hiçbir makam, hiçbir koltuk, hiçbir kazanç insan hayatından daha önemli, daha değerli değil
!
Öldürerek Demokrasi olmaz ki!
ÖLÜMCÜL DEMOKRASİ
ABDULLAH AYDIN
abdaydin42@hotmail.com
İnsanları rahat, huzur ve Hukukun güvencesinde yaşatmak için; siyaset kurumunun bulduğu en az sakıncalı olan sistem "Demokrasi"dir. Uğraş, en az sakıncalı sistemi mükemmele taşıma doğrultusunda yapılmaktadır
Osmanlının son yıllarından beri süren arayışlarımızla, son yarım yüz yılı aşan uygulamalarımızla, darbelerle, muhtıralarla, düşe kalka sandık başı tercihlerimizle, Demokrasi yolunda hayli mesafe aldığımız düşünülebilir. Aldığımız mesafe hiç de azımsanacak gibi değil; azımsayamayız, ancak günümüze göre yeterli görmemiz de mümkün değil.
Neden yeterli değil?
Demokrasiler, başkalarına zarar vermemek kaydıyla, her türlü özgürlük hakkının olduğu ve bu haklara Hukuk güvencesinin sağlandığı sistemdir. Şayet özgürlük haklarınızı hukukun dışında kullanmaya kalkışırsanız, başkasının özgürlük alanına saldırıyorsunuz ki; işte o an Demokrasiye hançeri batırdınız demektir.
Nitekim son yerel seçimlerde Demokrasimize çok yönlü saldırının olduğuna, bir sürü hançer yarası ve darbe aldığına, bedeninin birçok yerinde kanamaların olduğuna tanık olduk. Günümüzde hâlâ sandıklardan oy çalmanın olduğu, çalınan oyların yakılıp yırtıldığı, sayım esnasında elektriklerin kesildiği, Bilgisayar sisteminin zarar gördüğü bir ortamda, seçme ve seçilme hakkının Demokrasi ve Hukuk çerçevesinde özgürce kullanıldığı söylenemez. Üstelik propaganda dönemindeki Partiler arası bazı eşitsizlikler de dikkate alındığında, Demokrasinin imzası diyebileceğimiz ulusal iradenin tahakkuk etmesini beklemek fazla iyimserlik, hatta biraz safdillik olmuyor mu?
Mademki seçimleri benimsiyor, sonuçlarını da "Ulusal irade" kabul ediyoruz, o zaman sandık sonuçlarına tepkimizi birbirimizi yaralayarak, öldürerek niye gösteriyoruz? Seçim sonuçlarına ölüme varan tepkinin birçok nedeni var: Öncelikle, altmış yıldır çok partili oy kullanmamıza rağmen, hâlâ Demokrasiyi ve yurttaşın özgür tercih hakkını benimseyemiyoruz
Propaganda döneminde, topluma patlayacak derecede asılsız hava veriliyor ve siyasi düşünceler karşısında adeta bileniyoruz
İktidarı elinde tutanlar genellikle kamu olanaklarını Propaganda vasıtası olarak kullanmaktan çekinmiyorlar
Siyaset yapılanmamız ülke gerçekleri yerine, hükmetme ve maddi getirim sağlama esasına dayanıyor. Muhtarlık kurumunun ücrete ve sosyal güvenceye kavuşması, özellikle kırsal alanda cazibe merkezi oluşturduğundan, daha önceki seçimlere göre daha fazla taliplisinin çıkmasını, kavga nedenlerinden biri olarak sayabiliriz...
Ülkemizdeki feodal yapı yıkılmadığından, kırsal alandaki kabileler ve aileler arasındaki rekabetin varlığını devam ettirmesi de, sürtüşmenin nedenlerinden biri olduğunu düşünebiliriz
Seçimler hâkim nezaretinde yapılıyor görünse de, seçim kurullarının yeteri ölçüde müdahil ve düzeltici olamadığına tanık oluyoruz
Oluşturulan sandık kurullarının, yeteri ölçüde tarafsız ve sorumlu davrandığı da söylenemez
Demokrasi güzel, özgürlüğün kullanılması güzel, seçmek seçilmek güzel! Ama öldürmek, öldürülmek çok kötü! Hiçbir makam, hiçbir koltuk, hiçbir kazanç insan hayatından daha önemli, daha değerli değil
!
Öldürerek Demokrasi olmaz ki!