Bizim kültürümüzde emeğin-alın terinin karşılığı olan EKMEK; Bayrak gibi Kur’an gibi yere düşürülmez, düşerse de hemen kaldırılır, kırıntısı bile yerde bırakılmaz ve öpüp başa konur, alay konusu yapılmaz, hafife alınmaz.
Bu yüzden atasözlerimizde ve deyimlerimizde bolca yer tutar. İşte bazıları:
Atasözleri
Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez
Tuz, ekmek hakkını bilmeyen kör olur
Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını çalar
Toprağı işleyen ekmeği dişler
Ekmek çiğnenmeyince yutulmaz.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur.
Ekmeğini katığına denk eden, hiç bir zaman aç kalmaz.
Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil.
Arpa ekmeğin yoksa, tatlı dilinde mi ?
Sana taş atana sen ekmek at.
Evde unu olana, ödünç ekmeği kim olsa verir.
Er ekmeği er kursağında kalmaz.
Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
Deyimler
Ekmek aslanın ağzında (geçinmek için iş bulmanın çok zor olması)
Ekmek, Kur’an çarpsın (bir kimseyi söylenene inandırmak için edilen yemin)
Ekmek çıkarmak (bir işten kazanç sağlamak)
Ekmek düşmanı (aile içinde sadece tüketici durumunda olana şaka yollu takılmak, erkeğin eşi)
Ekmek elden su gölden (çalışmadan, başkalarının emeğiyle geçinme)
Ekmek kapısı (bir kimsenin geçimini sağladığı yer)
Ekmek kavgası (geçimini sağlamak için uğraşıp didinmek)
Ekmek parası (geçim için gerekli olan kazanç)
Ekmeğinden etmek (bir kimseyi işinden etmek, çıkarmak)
Ekmeğinden olmak (geçimini sağlayan işten ayrılmak zorunda kalmak)
Ekmeğine göz koymak/ dikmek (bir kimsenin işini elinden almaya çalışmak)
Ekmeğine kan doğramak (bir kimseye acı çektirip gözyaşı döktürecek davranışta bulunmak)
Ekmeğine koç (sofrası herkese açık, konuksever olmak)
Ekmeği bütün (Kimseye el açmayan, kazancı yerinde olan)
Ekmeğini kana doğramak (yaşayışı büyük acı ve üzüntü içinde olmak)
Ekmeğine yağ sürmek (farkına varmadan birinin işine yarayacak davranışta bulunmak)
Ekmeğini ayağıyla tepmek (kendi beceriksizliği yüzünden ele geçen fırsatı değerlendirememek)
Ekmeğini çıkarmak/ kazanmak (bir işte çalışarak geçimini sağlamak)
Ekmeğini eline almak (kendi geçimini sağlamak)
Ekmek kalede, it hendekte (elde etmek istediği güzel şey, yetişemeyeceği kadar uzakta olmak)
Ekmeğini taştan çıkarmak (en güç koşullarda bile geçimini sağlayacak güçte, beceride olmak)
Ekmeğini yemek (geçimini bir kimsenin yardımıyla/ yanında çalışarak sağlamak)
Ekmeğiyle oynamak (geçimini sağladığı işi tehlikeye sokacak, işinden atılmasına yol açacak davranışta bulunmak.
EKMEK
Avucumda sıcaklığını duyduğum ekmek
Üstümde hatırası kadar güzel sonbahar
O bembeyaz , o tertemiz bulutlara dalar
Düşünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek
(Orhan Veli)
VELHASIL PASTA EKMEK DEĞİLDİR.