Gündem ne kalabalık değil mi bugünlerde?
Başımız-dershanemiz açık mı olsun kapalı mı ya da kız-erkek, Türk-Kürt bir arada yaşayalım yaşamayalım mı?
Gündem-gündemimiz bu işte…
Bizim de öyleydi.
Ama
İstanbul Aksaray Meydanı’na kadar.
Bir sebepten yolumuz düştü oralara.
Düşmez olaydı.
Küme küme olmuşlar.
Anne-baba-çocuklar.
Çocuklar kızlı-erkekli neredeyse çıplak. Ayakları dahil titriyorlar.
Anne ise çocuklarına titriyor sarılmış onlara bir duvar-duvarların dibinde.
Baba yorgun-bitkin. Sadece sağa-sola bakınıyor.
Kurtuluş arıyor.
Kurtuluş nerede-kimde?
Diğer yanda
Sıra sıra lokantalar-restoranlar, kebapçılar-ciğerciler.
Ciğercilerde-kebapçılarda Türkler-Kürtler-Araplar-Ruslar-Avrupalılar velhasıl bilumum insanlar!
Hababam -de babam yiyorlar.
İyi ki var ciğerciler-kebapçılar.
İştahlara bakılırsa duvar dibine kümelenmiş-kümeleri de yer bunlar.
Şimdilik duvar dibinde Suriye’nin dip taraflarından baba-ana-çocuklar var .
Esed-Esad- Ahmet-Mehmet-Şiwan-Agop-Corch- Şirinyan
İnsan mısınız siz ulan!
Böyle bir dünya düzenine her kimse payanda olan.
Kahrolsun!
Bu dünyada bir çocuk açken yatağında rahat uyuyan.