ATATÜRK VE ORTADOĞU
Küresel sermaye düzeninin oluşturulması planı olan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) uygulamaları kapsamında, Ortadoğu coğrafyası uzun yıllar devam edecek bir kaos ortamına sürüklenmektedir. Bu süreç içerisinde uzun yıllar kan ve gözyaşının eksik olmayacağı birçok ülkenin sınırları değiştirilecek ve emperyalizmin çıkarlarıyla işbirliği içerisinde olan yeni yönetimler buralarda tesis edilecektir.
Aslında uzun yıllar önce temellerini attıkları bu planlarının bugüne kadar tam olarak gerçekleştirememelerin nedeni ise onların hesaplarını bozan Mustafa Kemal gibi liderlerin bu coğrafyadaki varlığı olmuştur.
Bunun en güzel ispatı ise 27.7.1937 tarihinde Hindistan’da yayınlanan “Bombay Chronicle” adlı bir gazetenin haberidir. Bu haberin çevirisinin aslı günümüzde Cumhuriyet Arşivinde bulunmaktadır.
Bombay Chronicle gazetesi bu haberinde Hakimiyeti Milliye Gazetesini kaynak göstererek Kemal Atatürk’ün TBMM’de yaptığı bir konuşmasının bazı bölümlerini yayınlamıştır.
Atatürk’ün bu şekilde bir demeç vermesinin nedeni ise İngiltere Devleti’nin bölgeye gönderdiği Lord Peel’in hazırlamış olduğu Filistin’in Araplar ve Yahudiler arasında paylaşımını esas alan plandı.
Belgede verilen bilgiler şu şekildedir.
“Bombay Chronicle 27-7-1937
Filistin’e El Sürülemez
Kemal Paşa Avrupa’ya ihtar ediyor:
Türkler mukaddes topraklarda yabancı hakimiyetine tahammül etmeyeceklerdir.
“Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür. Arapların arasında mevcut olan karışıklığa ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyetin mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. BİNAENALEYH ŞUNU SÖYLEMEK İSTİYORUZ Kİ BURALARIN AVRUPA EMPERYALİZMİNİN OYUN SAHASI OLMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ.
Biz şimdiye kadar dinsiz ve islamiyete lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ittihamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selahattin’in idaresi altında, uğrunda hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allahın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerleri temellük etmek (sahibi olmak) için yapacağı ilk adımda bütün İslam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.
İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün bu coğrafyaya bakışı.
Acaba şimdilerde yaşasaydı BOP diye bir proje bu topraklarda böyle pervasızca uygulanabilir miydi?