İlköğretim müfettişi olan İsmail Hakkı (Garipoğlu) Bey’in 15 Kasım 1919 ‘da çıkarmaya başladığı Güneş, aynı zamanda Ordu’nun ilk gazetesidir.
Güneş, Milli Mücadelenin en ateşli taraftarı olan yerel gazetelerdendi. 20 Ocak 1920 tarihine kadar Ordu’da basılacağı matbaa olmadığından Giresun’da basılmıştı. 20 Ocak 1920 tarihinde ise 8. sayısından itibaren Ordu’da basılmaya başlanmıştı.
Sayfalarında doğruların eğilip- bükülmeden ortaya konduğu Güneş, haftalık ve dört sayfa olarak yayınlıyordu
İsmail Hakkı Bey, Güneş’iyle mücadele ettiği Pontusçulardan ve yerel bazı ekabirden az çekmemişti. Bazen de mahkemelik oluyordu bunlarla.
Ve Güneş Gazetesi, mücadelesini ancak 28 hafta sürdürebilmişti. 1920 yılı ortalarında yayınlanması durdurulmuştu. İsmail Hakkı Bey ise yazılarını o yıllarda Ordu’da yayınlanmaya başlayan ‘‘Ordu Bucak’’ adlı gazetede yazmaya devam ediyordu. 15 Şubat 1922 tarihine kadar da bu şekilde devam etmişti. Ama Güneş’siz yapamıyordu. Bu yüzden olsa gerek Güneş’i bu defa 15 günde bir ‘‘Mecmua’’ olarak yeniden çıkarmaya başlamıştı. Mecmuayı çıkartmak için taahhüt ettiği ‘‘fenni ve ictimai’’konulardan eğitim konuları başta olmak üzere değişik yazılar Mecmua’nın ana konularını oluşturuyordu. Ancak İsmail Hakkı Bey ara sıra siyasi konulara da dolaylı yollardan da olsa değinmeden duramıyordu. Özellikle bu yazıları yerel idarecileri rahatsız ediyordu.
Nitekim Güneş Mecmuası’nın da bu yüzden yayın hayatı uzun sürmemiş ve birkaç ay sonra kapatılmıştı.
Ve kapatılma gerekçesi TBMM tutanaklarında da yer almıştı.
Çünkü dönemin Bolu Mebusu Tunalı Hilmi Bey bir soru önergesiyle konuyu meclise taşımıştı.
Soru önergesine Dahiliye Vekilliğince verilen cevapta ise Güneş’in 1920 yılında 8. sayısında yer alan bir yazısı gerekçe gösteriliyordu. Bu yazısında İsmail Hakkı Bey, hesapta hükümeti eleştiren siyasi nitelikli bir yazı yazmıştı. Şunu da belirtelim. Bu yıllarda hükümeti eleştiren ne yazılar yayınlanmakta ne karikatürler çizilmekteydi ve onlar yayın hayatına devam ediyorlardı. Ama anladığımız kadarıyla İsmail Hakkı Bey’e yerel idareciler kafayı takmıştı ve bu konuda yukarıya devamlı baskı yapıyorlardı. Üstelik Güneş gazetesinin 1920 yılında yayın hayatı zaten durdurulmuştu. Şu anda çıkarılan mecmuaydı ve meclis tutanaklarında yer alan gerekçede iki yıl önceki gazetede yayınlanan bir yazıya işaret ediliyordu. Ve bu yazıyla İsmail Hakkı Bey bir devlet memuru olarak‘‘fenni ve ictimai’’ alanların dışına çıkmış oluyordu.
İşte o meclis tutanaklarının sadeleştirilmiş hali.
.Tunalı Hilmi Bey’in sorusu:
‘‘Büyük Millet Meclisi Riyasetine,
(Ordu) da çıkan (Güneş) mecmuasının hangi sebepten ve hangi kanuna dayanılarak süresiz kapatılmasını Dahiliye Vekâletinden sual edilmesini teklif ederim.
24 . VII . 1338 (1922)
Tunalı Hilmi (Bolu)’’
Dahiliye Vekilliğince verilen cevabı:
‘‘Güneş mecmuasının kapatılma nedeni hakkında Bolu Mebusu Tunalı Hilmi Bey tarafından verilip Zabıt ve Kavanin Müdiriyeti ifadesiyle ve 27 Temmuz 1338 (1922) tarihli 1214/3186 numaralı tezkerei aliyeleriyle sureti irsal buyurulan sual takriri mütalâa olundu.
Mecmuanın kapatılış nedeni hakkında Ordu Mutasarrıflığıyla evvelce yapılan görüşmelerde alınan cevapta Güneş Mecmuasının imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü İlköğretim Müfettişi olup ve verdiği beyanda fenni ve ictimai bir mecmua yayınlayacağını bildirmiş iken, mecmuanın 8-1336 (1920) nüshasında beyannameye muhalif olarak Hükümetin icraatlerini eleştirdiği bir makaleyi birinci sayfasında yayınlamıştır. Bu yüzden ilgili kanun gereğince verdiği beyan geçersiz sayılmaktadır. Ayrıca Matbuat Kanunun üçüncü maddesi gereğince Devlet memuru siyasi gazete müdürü olamayacağından adı geçen mecmuanın yayınının durdurulması kanun gereği uygun bulunmuştur.
31 Temmuz 1338 (1922)
Dahiliye Vekâleti Vekili
Mehmed Atâ
Dahiliye Vekilinin verdiği cevaptan da anlaşılacağı üzere Güneş’in kapatılmasının arkasındaki asıl gerekçenin yerel bir hesaplaşma olduğu anlaşılmaktadır.
Biz, kapatılma gerekçesi yapılan yazının yer aldığı nüshaya henüz ulaşamadık. Çünkü Güneş Gazetesinin ve Mecmuasının çok az sayısı kütüphanelere intikal etmiştir. Maalesef bu yüzden şu ana kadar Güneş’in çok az sayısı elimizde mevcut. Tek umudumuz başta rahmetli Sıtkı Çebi’nin arşivi olmak üzere özel koleksiyonlar. Keşke elinde Güneş’in nüshaları bulunanlardan haberdar olabilsek. Eğer Güneş’in daha fazla sayılarına ulaşabilirsek niyetimiz bunları günümüz Türkçesine çevirerek yayınlamak.
Çünkü Güneş, Ordu’nun ilk gazetesi.