Memleket taraftarlığımdan kaynaklı Orduspor ilgisi dışında herhangi bir spor takımının taraftarı olamadığımızdan olsa gerek bir türlü maçlarda çıkan olayları anlayamamışımdır.
En son Galatasaray-Fenerbahçe (üstelik kız basketbol maçında) çıkan olaylar ve benzerleri gibi.
Demek ki işin derinlemesine incelenmesi gereken psikolojik(ruhiyat) ve sosyolojik boyutu var.
Neyse bu yönünü uzmanlarına bırakalım.
Ve sporda şiddetin önlenmesine yönelik örneğine az rastlanır ilginç bir olayı paylaşalım.
Her zaman ki gibi bu farklı ve ilginç olay yine Ordu’da yaşanmıştı.
Orduspor’un yeni kurulduğu ve ilk defa liglerde yer aldığı 1967-1968 sezonuydu.
Bir takıma sahip olan Ordu’da müthiş bir heyecan vardı.
Camiler ve hamamlara kadar her yer mor-beyazdı o yıllarda.
Ama asıl heyecan Ordulu kadınlardaydı.
Ordulu kadınların birçoğu Türk Kadınlar Birliği Ordu Şubesi öncülüğünde Orduspor için seferber olmuşlardı.
Şube Başkanı Avukat Çiğdem Vural’dı.
O yılların ne mini etek modası, ne saç modası, ne poker, ne bezik partileri onları ilgilendirmiyordu.
Orduspor’dan başka.
Çiğdem Vural o yıllarda verdiği bir demeçte kendilerini şöyle anlatıyordu.
‘‘Ordu’lu kadınlar arasında parolamız: Her hafta statta buluşalımdır. Maçlara erken saatlerde gelerek dertleşiyoruz. Böylece ev sohbetlerine ara verildiğinden dedikodu da kendiliğinden ortadan kalkıyor. Hep spor düşünüyor hep spor konuşuyoruz. Geçenlerde Adanaspor maçını oynuyorduk. Maç 1-1 berabere devam ederken yanımdaki hanımlardan biri ‘‘Ordu bir gol atsın bir fakir sevindireceğim.’’ diğeri, ‘‘Yasin okuyacağım’’ diyor. 10 yaşındaki bir kız çocuğu da 50 kuruşunu bir fakire vereceğini söylüyordu. Netice malum. Son dakikada Yener bir gol attı ve maçı 2-1 kazandık.’’
Daha da önemlisi Türk Kadınlar Birliği Ordu Şubesi ortaya bir de kupa koymuşdu.
Kupayı Ordu’ya gelecek ve Orduspor’la maç yapacak en centilmen takıma vereceklerdi. Amaçları sporun aynı zamanda ahlaklı olmasını teşvik etmekti.
Başarılı da olmuşlardı. Kupaya sahip olmak isteyen başta Orduspor olmak üzere bütün takımlar sahalarda daha centilmen hareket ediyorlardı. Özellikle Orduspor kupayı alabilmek için büyük gayret sarf ediyordu.
Hatta bu yüzden şöyle ilginç bir olay da yaşanmıştı.
17.03. 1968 tarihinde Zonguldakspor’la yapılan maçta Orduspor futbolcusu sol açık Adnan Çelik hakeme itiraz etmişti. Hakem de futbolcuyu oyundan çıkarmıştı. Maç sonrasında ise Orduspor Başkanı İbrahim Köksal hakemin yanına gelerek özür dilemişti. Bu sahalarda ender görülebilecek örnek bir hareketti. Orduspor bununla da yetinmemiş futbolcu Adnan’ı kulüpten de uzaklaştırmıştı.
Çiğdem Vural ise kupayı vermek için ellerinden geldiğince adaletli olacaklarını devamlı belirtiyordu. Bu konuda yine verdiği demeçte şunları söylüyordu.
‘‘Bizim gönlümüz Orduspor’un en centilmen takım olmasından yana. Ancak gayemiz Türk sporunda her takımın centilmen olması ve mükafat almasıdır. Hatta mükafat olarak puan almasıdır. Müessif olaylar ancak böyle önlenebilir.’’
Sezon sonunda ise kupa Türk Kadınlar Birliği Ordu Şubesi tarafından en centilmen takım seçilen Afyonspor’a verilmişti.
Türk motifleri ile süslü ve üzerinde gümüş işlemeli çotanak figürü bulunan o kupa zannediyoruz hala Afyonspor Kulübünde muhafaza edilmektedir.