EKONOMİK KRİZ VE İŞÇİ HAKLARI
BAHADIR BAŞ
MALİ MÜŞAVİR
Ordu SMMM Odası Yön. Kur. Üyesi
iletisim@bahadirbas.com
Ekonomik krizin kendisini işsizlik olarak, durgunluk olarak hissettirdiği günleri yaşıyoruz. Dünyanın onyedinci büyük ekonomisi olan Türkiye ekonomisinde gözle görülür ölçüdeki daralma reel sektörde çarkların dönmesini güçleştiriyor. Resmi rakamlara göre üçmilyon beşyüzbin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği"nin (TOBB) tespitlerine göre yaklaşık altımilyon beşyüzbin işsiz umutsuz günler geçiriyor.(1)
Ekonomik daralmanın verileri kimi iktisatçılar tarafından, 1945 lerin ekonomik verilerinden daha da kötü bulunmaktadır. Reel ekonomi, yatırım ekonomisi moda tabirle aut, paradan para kazan ekonomi, faiz ekonomisi in (yükseliş) içersindedir.
Yazımın giriş kısmındaki değerlendirmeden hareket ile yani TOBB verilerine göre altı milyon beşyüz bin işsizin ve/veya kriz sebebi ile işten çıkartılan işçilerin olduğu bir ortamda; işçilerin ve işverenlerin uyması gereken çeşitli yükümlülüklerin altını çizmek istedim.
Kanun koyucu sigortalı olmayı, çalışanın ve çalıştıranın isteğine bırakmamış olup, işçinin işe alınmayla birlikte kendiliğinden kazanılan bir hak ve sorumluluk olarak saymıştır.
5510 Sayılı Kanununa İşçi Hakları
Sigortalılar, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kurum"a (Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine) yazılı olarak bildirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülük sigortasız çalıştırmayı önlemek adına işçiler lehine getirilen bir düzenlemedir.
4857 Sayılı İş Kanununda İşverenlerin İşçilere Karşı Olan Yükümlülükleri
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 32.md.)
İşverenin işçilerine eşit davranma yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 5.md.)
İşe başlayan işçilere işverenin iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini yerine getirme, işçiye iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 77.md.)
İş sözleşmesi yapmadığı işçiye çalışma koşullarını belirtir belge verme zorunluluğu (4857 sayılı İş Kanunu 8.md.).
Çalıştırmış olduğu işçinin ücretini en geç ayda bir ödeme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 32.md.)
Fazla çalıştırma yaptırdığı işçisine fazla çalışma ücretini ödeme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 41.md.)
Ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatilinde çalışan işçiye zamlı ücret ödeme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 46 ve 47.md.)
İşçiye yıllık ücretli izin verme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 5.md.)
İşçi çalıştığı süre içerisinde hak etmiş olduğu yıllık izinlerini kullanmadan iştençıkarılmış ise işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, son ücreti üzerinden ödeme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 59.md.)
Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçiler için sağlık raporu alma yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 86 ve 87.md.)
İşverenin, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiyi işten çıkarmadan önce çalışma süresine göre (2 ile 8 hafta) ihbar süresi verme veya işçiye ihbar süreleri kadar tazminat ödeme yükümlülüğü (4857 sayılı İş Kanunu 17.md.)
Kıdem tazminatına hak kazanan işçiye her tam yıl çalışması karşılığında 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü (1475/14.md.) (2)
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine Göre İşçi Hakları
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23 ve 24 maddelerinde işçi ve işveren ilişkisinde, işçilere tanınan haklar şunlardır.
Madde 23
1. Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
2. Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
3. Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
4. Herkesin menfaatlerinin korunmasi için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
Madde 24
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
Çalışma çağına gelmiş olan bir insana yapılabilecek en büyük kötülük hiç kuşkusuz o insanların işsiz bırakılmalarıdır. Bu durum vicdanları rahatsız etmektedir.
İşsizlik oranların aşağılara çekildiği, herkesin emeğinin karşılığını aldığı güzel ve güneşli günler dileği ile
(1)-Ahmet AKIN
(2)-Şükrü KIZILOT