İŞÇİ ÜCRETLERİNİN GÜNÜNDE ÖDENMEMESİNİN DOĞURACAĞI SONUÇLAR
Finansal ekonomik krizin derinleştiği bu günlerde işverenler bu krizin etkilerinden kurtulabilmek için bir takım tedbirler almaktadır. Bu tedbirler öncelikle, işletmelerin finans ve/veya nakit ihtiyacını karşılamaya yönelik tedbirler olmaktadır.
İşverenlerin işletme içersinde başvurdukları bazı tedbirler ise şunlardır.
- Ücretsiz izin uygulamaları,
- Kısa çalışma ödeneğine başvurmak,
- İşçi çıkarmalar,
- Ücretleri düşürme,
- Ücretleri geç ödeme,
İşverenlerin, işçi ücretlerini geç ödemesi veya hiç ödenmemesi durumunda, krizin oluşumunda hiçbir suçu olmayan işçiler mağdur olmakta, büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.
Böyle durumlar da 4857 sayılı İş Kanunu işçilere bazı özel haklar tanımıştır. 4857 sayılı İş yasasının 34. maddesi özellikle işçilere önemli haklar sağlamaktadır. Bu madde aşağıdaki gibidir.
Ücretin Gününde Ödenmemesi
MADDE 34. - Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.
Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez.
Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
Bu maddeden anlaşıldığı üzere, ücretinin ödenmemesi veya geç ödenmesi durumu ile karşılaşan işçilerin izleyebilecekleri iki yöntem vardır bunlar:
Birincisi: işi bırakmadan her gün mesai zamanlarında işyerine gelmek, ama çalışmamak.
İkincisi: de 4857 Sayılı İş Kanunu"nun 24/II-e fıkrası gereğince haklı nedenle işten ayrılarak işverenden kıdem tazminatınız ile diğer işçilik haklarınızı (ücret, ikramiye, kullanmadığınız yıllık ücretli izinlerin parası vs.) istemektir.