Şimdi kalkıp kime sorsan hayvanseverdir.
Doğaseverdir.
İnsanseverdir.
Herşeyi seven iyi huylulardır.
Ama nerde?
Doğasever dediğin HES’lere karşı yürüyen gençlerimiz gibi olmak , hayvansever dediğin sokak hayvanlarına sahip çıkanlardan olmaktır.
İnsanseverlere gelince, bu kavramın kriterlerini henüz bulabilmiş değilim. Deneme yanılma yoluyla çalışıyorum hocam(!)
Nerden çıktı bunlar diye soracak olursanız hemen izah edeyim efendim:
Herşey Ulubey – Orsan yolu üzerinde üç gündür ölü vaziyette yol kenarında yatan küçük köpeği görmemle başladı. Üç gün oldu. Dile kolay, gerçeğe zor üç gün…
Bu yol üzerinde onlarca köpek var. Hemde büyütülüp atılanlardan. Bunun önüne geçilmek için Karapınar’da “köpek evi” kuruldu. Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Daha geçtiğimiz aylarda evimin yakınına atılan yedi yavru köpekten bahsetmedim henüz. Ve onları yaşatmaya çalıştığım halde soğuk ve karlı günde bırakıldıkları için bu mümkün olmadı. Ve yedisini de kaybettim. Bu bir eşya değil, eski bir mobilya ve ya yıpranmış halı değil. Can bu can! Can’dan bahsediyorum.
Hatta yavru köpekleri kaybettikten sonra toprağa gömmek için hepsini bir araya getirelim derken bir şok daha yaşıyorum. İlk ölenler kayıp. Aklıma şu soru gelmişti o manzara karşısında:
-Bu yavruları atan insan evladı(?) daha sonra gelip gözetledi mi bir şey oluyor mu diye?
Belki kuruntu olacak ama mantıklı geldi bana bu soru.
Hep insanlıktan bahsedip durdum. Ama yanıldığım bir nokta varmış meğer;
-Kendine saygısı olmayan kişiliklerin bırakın insanlıklarını, ne hayvanseverliği ne de doğaseverliği kalır bu memlekette…
Haliyle sinirleniyorsun. Güceniyorsun içten içe. Kızmamak elde değil ki!
Şimdi kalkıp sokağa çıksanız, önünüze kim gelirse gelsin soracağınız soru:
-Doğayı seviyor musunuz? Hayvanları koruyor musunuz? İlgi alakanız nedir?
Cevap klasik;
-Doğa bizim herşeyimiz. Hayvanlara elimizden gelen yardımı yapıyoruz.
İnanmıyorum ben artık. Karşılaşılan manzaralar karşısında inanmak da mümkün olamaz zaten.
CAN BU CAN!
Başka birşeye benzemez.