İnsan çoğu zaman, bulunduğu mekanda evinde gibi hissetmek istiyor. Pek nadirdir bu yerler. Alışırsın bir çalışanı değişir alt üst olursun. Düzelmesi zaman alır. Güler yüz samimiyet bekler insan. Çünkü zaman zaman yalnızdır ve yanında birilerinin olduğunu düşünmek ister.
İnsan çoğu zaman emeğinin karşılığını almak ister. Bir şeye eğer para harcıyorsa kuruşu kuruşuna karşılık almak zorunda hisseder kendini. Eğer harcadığı şey zaman ise, daha değerli olur kurumlar, kuruluşlar.
İşte bunlardan biri benim için Amerikan Kültür Dil Okulu…
Malumunuz artık üniversite bitirmekle bir yere gelinemez oldu. İkincileri okur olduk. Sınavdan sınava koşturmacalar boy gösterdi hayat podyumumuzda… Biz de alternatif olarak dil öğrenelim yüksek lisans yapalım dedik.
Önce babama söyledim fiyatına saatlerine bakar mısın diye. Aradan bir saat ya geçti ya geçmedi çaldı telefon.
-Merhaba Amerikan Kültür’den arıyorum Canan Hanım ile mi görüşüyorum.
Telefon konuşmamızda ilk intibahaya yakın bir söyleşi geçiverdi kısacık zaman diliminde. İş çıkışı soluğu okulda aldım. Kapıdan girer girmez bir sıcaklık sardı beni. Gülümseyen bir suret, tatlı dil. Daha ne istesin bu kız?
Gerekli bilgileri aldıktan sonra kendimi tekrar öğrenci modunda buldum. Dilediğim saatlerde, günlerde istersem özel istersem grup çalışmalarıyla bana İngilizce öğretmeye ant içmiş bu şirin insanlar.
Yaklaşık altı aydır devam eden eğitimim boyunca memnun kalmadığım bir kısım olmadı. Sorun çıkana kadar çözümü geliyordu. Sekreterinden müdürüne, yöneticisinden öğretmenine kaliteli insanlar özenle seçip, bizlere sunulmuş.
Geçtiğimiz günlerde 2. Yaşını kutlayan bu okula gelin görün derim. Şu İngilizce yok mu? Bilgisayarda, internette karşıma çıkıp çıkıp duruyor. Sevdiğim yabancı müzikleri anlayıp da dinlemekse ayrı bir keyif. Hem o dublajlı filmler neydi?
Ders verirken eğlendiren bir kurum. Hafta sonlarını iple çeker oldum. Konuşma kulübü, film aktivitesi ve nicesi.
Şu dönemde yaz okulu kayıtları ve kampanyası bulunmakta. Mental aritmetik (İngilizce), yüzme ve spor aktiviteleri de promosyonu.
Evi gibi dedim ya…
Evim gibi oldu sonunda.
Kafam sıkışsa orada alıyorum soluğu. Bir de İngilizce öğrenmek için amacım var mı diye düşündüm geçenlerde.
Sınavı es geçtim, yabancı insanlar bizim hakkımızda ne düşünüyorlar net biliniyor mu? Açıp gazetelerini anlamak için o dili bilmek gerekli ve artık bu dil evrenselleşti. Haksız mıyı?
Netice itibariyle ben sizi yanımda görmek isterim. Çünkü;
-hayat kısa,
Kuşlar uçuyor…
Demiş Cemal Süreya…
Hayatı kısaltmadan gelin işlerimizi halledelim, emekli olunca dinleniriz. J
Not: İngiliz İngilizcesi öğrenmek isteyenleri de İngiliz Kültür’e bekliyoruz.
Ben her yerdeyim. J