Aşağıda okuyacağınız yazı, 17 Aralık 2005 tarihinde yayımlandı (http://suvedefne.com/kultur-sanat/2005/12/17/teror-ve-terorist.htm). Yazının ilk cümlesinde yaptığımız tespitten başlayarak yeniden okunmasında yarar görüyorum. Yazı, hiç değiştirilmeden aynen yeniden yayınlanmıştır.
Bu yazı ile önemli bir tespit yapmaya ve onu savunmaya çalışacağım :
'Terörist ile pazarlık, terörün amacına ulaştığını gösteren en açık delildir'
Birçoğumuz, bazı kavramları duyduğumuzda, bir an için bile düşünmeksizin olumsuz düşünceler geliştirir, tepki duyar ve kavrama olumsuz değerler yükleriz. Ancak, bu biçimiyle kavramlara tavır almak, onları anlamak, açıklamak ve değerlendirmek için bir kaynak oluşturmaz. Daha da öteye gidersek, kavramlara karşı olumsuz tavır almanın, o kavramları ortaya çıkaran koşulları göz ardı etmeyi ve önlemler almak konusunda etkisiz kalmayı yaratabileceğini söyleyebiliriz.
Terör, özellikle son günlerde, çok sayıda insanın kafasında olumsuz anlamlar çağrıştıran bir kavram olarak yaşamımıza girmiştir. Bir çok insan, terörü, bombalama olayları ile eşdeğer olarak değerlendirmektedir. Bu değerlendirmenin, çağdaş dünyanın parçası olduğunu iddia eden bazı ülkelerde de benimsendiğini görmek çok üzücüdür. Türkiye’de siyasal nedenlerle suikast eylemi gerçekleştiren bir eylemci, Belçika’da terörist olarak görülmeyip eyleminin terör olmadığına karar verilebilmiştir. Bu durum, dünyada terör kavramı üzerinde bir belirsizliğin olduğunu ortaya koyan güzel bir örnektir.
Bir ülkede terörist bir eylem ya da eylemci olarak değerlendirilip yasalar ile cezalandırılmaya çalışılan eylemlerin ve eylemcilerin, bir başka ülkede özgürlük savaşcısı olarak değerlendirilebilmesi, çelişkili bir durumdur. Bu nedenle, bazı komşu ülkeler arasında ciddi sorunlar yaşandığına tanık olunmuştur. Ayrıca, bazı ülkeler, terörizme karşı olduklarını açıklamalarına karşın, diğer ülkelerde terörist örgüt olarak tanınan örgütlere kendi ülkelerinde barınma olanakları tanıyabilmektedirler. Özellikle Avrupa ülkelerinde, ülkelerinde terörist olarak kabul edilen bir çok birey ve örgütün kolayca barındığı ve faaliyetlerini sürdürdüğü görülmektedir.
Bazı durumlarda ise işgal altındaki ülke topraklarını savunmak için savaşan bireyler ve örgütlerin de terörist olarak nitelendirilebildiği görülmektedir. Irak’ta Amerikan işgaline karşı direnen halk kesimlerinin terörist olarak nitelendirilmesi, bu konuda hepimizin tanık olduğu bir örnek olarak gösterilebilir.
Peki, terör ve terörist nedir ?
Her şeyden önce, terörün bir siyasal katılım biçimi olduğunun bilinmesi gerekir. Terörü, siyasal bir katılım biçimi olarak görünce, yasal ve yasal olmayan katılım türleri bulunduğu ve terörün de yasal olmayan katılım biçimlerinden birisi olduğu sonucuna ulaşmalıyız.
Dünya tarihinde her dönemde bireylere, topluluklara, halklara, devlete ve devlet görevlilerine karşı şiddet kullanmanın örneklerine rastlanmıştır. Bu tür örnekler arasında köleci toplumlarda köleler uygulanan bilinçli ve sürekli şiddet, din savaşlarındaki katliamlar, Hitler Almanyasında Yahudi kıyımı, Güney Afrika’daki Apartheid rejiminde siyahi vatandaşlara uygulanan insanlık dışı şiddet hareketleri, diktatörlükle yönetilen ülkelerdeki uygulamalar, ırk ayrımcılığından kaynaklı şiddet hareketleri ve siyasal ayaklanmalar gibi örnekler vardır. Son zamanlarda tanık olduğumuz şiddet hareketleri arasında Fransa banliyölerindeki araç ve okul yakma eylemleri de bulunmaktadır. Bu tür hareketlerin terör hareketleri olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda değişik fikirler savunulmuştur. Ancak, belirli bir siyasal amaca ulaşmak için bireylere, topluluklara, bir bütün olarak bir ülke halkına ve daha da öteye giderek bütün insanlığa karşı gerçekleştirilen siyasal güç kullanma hareketleri ile sistemdeki dışlanma ve ağır baskı koşullarına karşı girişilen şiddet hareketleri arasında ayrım yapmakta yarar vardır. Bu anlamda,, Fransa banliyölerindeki şiddet hareketlerinin terörizm olarak nitelendirilmesi doğru olmayacaktır. Fakat, doğru ve geçerli bir terör tanımı yapmadığımız sürece, neyin terör ve kimin terörist olduğu konusunda kesin sonuçlara varmak olanağımız da bulunmamaktadır.
Terör, şiddet kullanma biçimlerinden birisidir. Bireysel olarak terör hareketleri gerçekleştirileceği gibi, siyasal amaçlarla grup halinde terörist hareketler gerçekleştirmek, daha yaygın olarak görülen bir durumdur.
Toplumumuzda, yaygın olarak, anarşizm ve terör kavramları karıştırılmaktadır. Terör ve anarşizm kavramları, birbirinin yerine kullanılabilecek, hatta birbirini destekleyen kavramlar değildir. Anarşizm, “non” ve “archy” kavramlarından türetilmiş olup iktidarın ve hiyerarşinin olmadığı, insanların kendi kendilerini otorite kullanılmaksızın yönetmesi gerektiğine inanan bir ideolojidir. Bu ideoloji içinde çok az sayıda düşünür, devlete karşı şiddet kullanmanın gereğini dile getirmiş ve bu düşünceyi savunmuştur. Ancak, özü gereği anarşizm, şiddet kullanmayı ve güç ilişkilerini dışlayan ütopik bir sav olagelmiştir. Bilinen en ünlü anarşist düşünür olan Kropotkin, şiddet kullanımını her açıdan ve her düzeyde dışlayan düşünceler dile getirmiştir.
Anarşizm ve terör arasındaki ayrıma dikkat çektikten sonra, terörizmin ne olup ne olmadığı konusuna dönelim. Siyasal açıdan terör, bir bölgede, ülkede ya da dünyada yaşayan belirli bir nüfus topluluğunu şiddet kullanarak korkutmak, yıldırmak, bıktırmak yoluyla belirli bir siyasal amacı gerçekleştirmeye çalışmaktır. Bu açıdan, ancak siyasal bir amaç için yapılan eylemlerin terör olarak nitelendirilmesi gerekir. Terör tanımındaki diğer bir unsur, terörün devlete karşı yapılmış olması ve devlete karşı savaşın bir aracı olarak kullanılıyor olmasıdır. Bu açıdan, devletlerin uyguladığı şiddet yöntemlerinin terör olarak isimlendirilmesi söz konusu olamaz.
Yukarıdaki tanım doğrultusunda terör kavramı, aşağıdaki şu unsurları içermektedir.
- siyasal bir hareket olmak
- örgütlü bir hareket olmak
- belirli bir amaca ulaşmak için gerçekleştirilen bir eylem olmak
- bir kişiye ve topluluğa karşı şiddet kullanılmasını içermek
- devlete karşı gerçekleştirilen bir eylem olmak
- bir grup tarafından gerçekleştirilebileceği gibi, bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilmek
- belirli bir topluluğu, halkı ve devleti yönetenleri korkutmak, yıldırmak, bıktırmak ve ümitsizliğe düşürmek yoluyla siyasal amaçlarına ulaşmaya çalışmak
Bu temel unsurlar dikkate alındığında, bir ülkede örgütlü olarak silahlı mücadele veren siyasal örgütlerin eylemleri, terör hareketleridir. Terör eyleminin belirli bir silah ile yapılması gibi bir gereklilik öne sürülemez. Böylesi bir iddia, çok saçma olurdu. Terör eylemi bir bomba ile, silah ile ya da bir bıçak ile bile gerçekleştirilebilir. Bu açıdan, ancak belirli silahlar ile yapılan eylemlerin terörist eylem sayılabileceğine yönelik Belçika’nın politikası, terörizmden korkmak ve teröre ödün vermek dışında bir anlama gelmemektedir. Kendi ülkesi dışındaki terör eylemlerine karşı duyarsız olan ve teröre ödün veren bir ülkenin, terörizme karşı olduğuna yönelik savunmalarının hiç bir anlamı olamaz.
Terör ile terörist arasındaki bağlantıyı kuran üç neden bulunmaktadır. Bunlardan ilki, ideolojidir. İdeolojik inanışlar, bireyleri terörist hareketler yapmaya ve terörist örgütler kurmaya iten nedenlerin başında gelmektedir. Bir ideolojiden beslenmeyen terörist hareketler, ancak diğer iki kaynaktan beslenmiş olabilirler. Bu kaynaklar, din ve etnik kimlik farklılığıdır. Ülkemizde siyasal açıdan ideolojik amaçlar uğruna teröre yönelen örgütlere örnek olarak DHKP-C verilebilir. Bu yasa dışı örgüt, ideolojik hedeflerini içeren siyasal amaçlarına ulaşmak için siyasal şiddeti ya da terörü araç olarak kullanmış ve böylece, ideolojik kaynaklı terör hareketlerinden birisi durumuna dönüşmüştür.
Terörü araç olarak kullanan diğer tür hareketler ise dinsel ve etnik kaynaklı hareketler olmuştur. El Kaide terörü, dinsel kaynaklı terör hareketlerine verilebilecek bir örnektir. BASK bölgesinin bağımsızlığı için savaşan ETA hareketi ile İngiltere’de terör hareketleri gerçekleştirmiş olan IRA, etnik kimlikten kaynaklı terör hareketlerine örnek olarak gösterilebilir. Etnik kimlik farklılığından kaynaklanan terör hareketleri yanında, başlangıçta ideolojik nedenlerle ortaya çıkmış görünen, ancak etnik farklılıklar ile beslenen bazı terör grupları da bulunmaktadır.
Terör, siyasal amaçlar uğruna devlete karşı şiddete başvurmak yoluyla devlet kurumları, devlet görevlileri ve halka karşı şiddet eylemlerinde bulunmaktır. Terörist, siyasal amaçları için terörü bir araç olarak kullanan kişidir. Terörün amacı ise devlet yetkililerini ve her şeyden önce halkı korkutmak, yıldırmak ve bıktırmak yoluyla devlet ile pazarlık yaparak siyasal amaçlarına ulaşmaktır. Bu noktada, terörist ile pazarlığa girişmek, bir devletin yapabileceği en son hareket olması gerekir. Çünkü, terör ve teröristin hedefi, devlet ile pazarlığa girişerek amaçlarına ulaşmaktır. Sonuçta, terörist ile pazarlık, terörün amacına ulaştığını gösteren en açık delillerden birisidir.
__________
* Doç. Dr., Siyaset Bilimci