CHP : MAJESTELERİNİN MUHALEFETİ

Doç. Dr. Birol ERTAN

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir ana muhalefet partisi olarak çizdiği portreye uygun bir sözcük bulmak için fazla zorlanmaya gerek kalmıyor. Bu konudaki kavramı bulan da yine CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal döneminde Genel Başkan Yardımcılığı yapmış olan Mustafa Özyürek'tir.

 

"Türkiye, çok ciddi bir muhalefet boşluğu yaşıyor" diyen TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'a tepki gösteren CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, TÜSİAD'a tepki göstermiş ve "CHP'nin majestelerinin muhalefeti olmayacağını" belirtmişti. Mustafa Özyürek döneminde ya da Deniz Baykal liderliğinde CHP'nin ne derece ciddi bir muhalefet yaptığı tartışılabilir, ancak bugün CHP'nin yaptığı muhalefetten tatmin olan çok az sayıda sol görüşlü vatandaş bulunduğunu da görmek durumundayız.

 

Türkiye'de üniversiteler susturulmuş, basın tek tipleştirilerek yandaş bir konuma sokulmuş,  yargı dizayn edilmiş, taşrada devletin temsilcileri olması gereken Vali ve Kaymakamlar iktidar partisi temsilcilerine dönüştürülmüş, aydınlar korkak ve sinik hale getirilmiş, sendikalar susturulmuş durumda. Türkiye, dış politikada Sıfır Sorun politikası ile bütün komşularıyla savaş atmosferine sokulmuş. Hem İsrail ile hem de Suriye ile aynı anda savaş atmosferine gelebilecek bir ülkenin varlığı, rüyada bile görülse inandırıcı olamazdı.

 

Muhalefet partili yerel yönetimler üzerinde tahminler ötesinde bir baskı uygulanıyor. Birçok belediye hakkında ani soruşturmalar yapılıp arama ve tutuklamalar yapılıyor, nedense bunlar arasında hiç bir iktidar partili belediye bulunmuyor. Bu soruşturmalar sonucunda herhangi bir yolsuzluk da saptanmış değil.

 

Gizli ortam dinlemeleri ve gizli tanıklarla insanlar yıllarca hükümsüz ve tutulu olarak cezaevlerinde yaşamaya mahkum ediliyor. Basılmamış kitaplar nedeniyle yazarlar tutuklanıyor, yayınevleri kitap basmamak için kepenk indirmek noktasına gelmiş durumda. Son aylarda kitapevi raflarında dişe dokunur siyasal içerikli yeni basılmış bir kitap bulmak mümkün değil.   

 

Genel oyla seçilen tutuklu ama hükümsüz muhalefet partisi milletvekilleri hakkında muhalefetin sadece sessizliğe bürünüp olayı kabullendiği görülüyor. Daha önce yemin etmeme eylemi yapacaklarını açıklayan CHP, Başbakan'ın "tükürdüklerini yalayacaklar" söylemi üzerinden bir ay geçmeden meclis sıralarında yerlerini aldı. TBMM'deki muhalefet partileri, grup toplantılarında yaptığı konuşmalar dışında bir muhalefet etme yöntemi bulma çabası içinde değiller.

 

Seçim öncesinde gizli görüntüler ile dizayn edilen MHP, seçim sonrasında uslu çocuk olarak meclis sıralarında kumda oynamayı yeğlemiş durumda. Terör örgütünün arka bahçesi görüntüsü veren bir muhalefet partisinin ismi ise Barış ile başlıyor. Yeni Anayasa yapımında bu partiden de temsilciler isteniyor.

 

CHP listelerinden kırk yıllık merkez sağ görüşe sahip isimler meclise taşınmış durumda. Sesleri çıkmayan, dokunulmazlık zırhına büründürülen bu isimlerin yakın zamanda koparak merkez sağ bir parti kurması ise an meselesi.

 

CHP, Locaların Kardeşliği örneği verir gibi, halktan kopuk, elitist, ülke gerçeklerinden kopmuş "seçkin" milletvekilleri ile Majestelerinin Muhalefetini yapıyor. Ülkeyi ayağa kaldıracak, iktidara geri adım attıracak hiçbir eylemi ve söylemi olmadı.

 

 TBMM'de CHP olmasa, Türkiye için bir kayıp olabilir mi? Bu soruya Evet diyebilecek bir babayiğit olduğunu sanmıyorum. Ülke yönetimini yönlendirmek için en ufak bir çabası olmayan CHP yönetimi, iktidar alternatifi olmak için Türkiye gerçeklerinin farkında olmak niyetinde değil. Kent varoşlarına açılamayan, kasabalarda esamisi okunmayan CHP, birkaç sahil kentinde şehir merkezlerinde siyaset yapan elitizme kendisini hapsetmiş durumda.

 

Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP kurmay heyeti, CHP'nin geçmişiyle bağlantılı hiçbir isimden oluşmuyor. Yeni CHP liderlerini yetiştirmek için düşünülmesi gereken Parti Okulu projesi bile daha birkaç ay önce düşünülüp uygulamaya konuldu. Parti Okulu'nda verilen dersler ve ders veren isimler ile Türkiye gerçeklerinden kopuk elitist anlayış sürdürülmeye devam ediyor.

 

Seçimleri kazanan siyasi partiler, hangi politikalarla seçimleri kazanıyor? Seçimle iktidar olamayan CHP'nin yanlışları ve eksiklikleri nelerdir? Seçimleri kazanmak için dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir?  CHP, bu  sorulara yanıt bulmak için hiçbir ciddi hazırlık içinde değil.

 

CHP yönetimi açısından, kimin milletvekili olacağı, hangi ekibin il başkanlığına getirileceği, kimlerin tasfiye edileceği gibi sorunlar, bu önemli sorulara yanıt bulmaktan daha çekici hale gelmiş durumda.

 

Geniş seçmen kitlesini barındıran ve sistemden memnun olmayan kent varoşlarına açılabilecek en şanslı parti, devrimci ve değişimci bir sol parti kimliğine bürünmesi halinde CHP olabilecekken, CHP’nin bunun yerine merkez sağa açılımı tercih etmesi, tek kelimeyle büyük bir hayal kırıklığından başka bir şey değildir. Eğitimli sol seçmen, merkez sağın içinde yetişmiş olan Sinan Aygün, Aydın Ayaydın, Turhan Tayan ve Aytun Çıray gibi isimlerin CHP TBMM üyesi olarak medyada CHP adına açıklamalar yapmasından utanç duyar hale gelmiş durumdadır.  CHP, sol politikaları öne çıkararak ve radikalleşerek kent varoşlarını kavrayabilecekken, Demirel'in Partisi durumuna gelmiştir.

 

DYP GİK üyesi arkadaşlarımdan birisinin "bizim parti iktidar olamaz" sözü karşısında, hangi parti diye sorduğumda aldığım yanıt, "CHP" oldu. Düşünebiliyor musunuz ? CHP, artık Demirel'in adamlarının partisine dönüşmüş durumda.

 

Türkiye'nin İsrail ile yaşadığı gerginlikte İsrail'in avukatlığıyla suçlanacak kadar etkisiz ve ilgisiz kalmış olan CHP, Almanya kaynaklı Deniz Feneri soruşturması dışında bir muhalefet etme gündemi yaratamadı. Son günlerde CHP'nin ülke ekonomisiyle ilgili hiçbir ciddi muhalefet yaptığını gördünüz mü?

 

Bütün bu gerçekler ışığında açık biçimde ortaya çıkıyor ki, Türkiye'de iktidar partisinin en büyük şansı, CHP muhalefetidir. Muhalefet yapıyor gibi görünüp ülke ekonomisi, siyasal yozlaşma, totaliterleşme, yoksullaşma, gelir dağılımı adaletsizliği, sendikasızlaşma ve başarısız dış politika konusunda ciddi bir muhalefet yapamayan CHP, Majestelerinin Muhalefetini yapmaktadır. Kısacası, CHP, Türkiye solu için umut olmaktan çıkmıştır. CHP Majestelerinin Muhalefetidir.