Cumhuriyet Halk Partisi, devlet kuran ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine her koşulda sahip çıkmasını beklediğimiz siyasi partimizden olarak hepimizde derin hayal kırıklıkları yaratmaya devam ediyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ismiyle bütünleşmiş CHP’nin son dönemlerde zikzaklar çizerek etkisiz bir muhalefet partisine dönüşmesi karşısında geniş halk kesimlerinde büyük bir hayal kırıklığı yaşattığını gizlemek mümkün değildir. Peki, CHP’yi bir ana muhalefet partisi olarak umut olmaktan uzaklaştıran nedenler nelerdir? Bu yazımın konusu, CHP’nin umutsuz bir noktaya sürüklenmesinin nedenlerini araştırıp bu açmazlardan kurtulması için çıkış noktalarını yakalamaya çalışmak olacak.
CHP, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliği ile sol için bir umut olma noktasına gelmişti. Ne var ki, bugün geldiğimiz noktada CHP, umut olmak bir yana, umutsuzluğu körükleyen bir süreç içine girmiştir. Bunun temel parametrelerini başlıklar halinde yazıp CHP için çıkış noktalarını bulmaya çalışalım.
CHP İçin Açmazlar
1. İktidar alternatifi olamaması
2. Ülke gündemini belirleyememesi
3. AKP’nin yarattığı gündem içinde hareket etmesi
4. Parti olarak bütüncül ses çıkaramaması
5. Anti-emperyalist bir söylem ve eylem geliştirememesi
6. Silik ve deneyimsiz kadroları ile TBMM’de etkisiz olması
7. Alternatif bir ekonomi gündemi bulunmaması
8. Yerel yönetimlerine yapılan saldırılara sessiz kalması
9. Devrimci bir parti olmaktan uzaklaşması
10. Büyük Kent merkezlerine sıkışmış, kasabalar ve büyük kent merkezleri dışındaki illerde etkisiz kalması
CHP’nin yukarıda başlıklar halinde sıraladığım açmazları ve yetersizlikleri, iktidar alternatifi olması ve geniş kitleler için umut olmaktan uzaklaşması sonucunu doğurmaktadır.
CHP, Türkiye için farklı bir ekonomik, siyasal ve toplumsal söylem geliştirerek iktidar alternatifi olma noktasına gelemiyor. İktidar alternatifi olamayan bir siyasi partinin seçimlere psikolojik olarak hazır duruma gelmesi de söz konusu olamıyor. Böyle olunca da seçimlere baştan kaybetmiş giren CHP, ana muhalefete oynayan bir noktada işe başlamış oluyor.
CHP’nin kendi gündemini ülke gündemi haline getirememesi, ıvır zıvır işlerle uğraşması, yalnızca yolsuzluk iddialarıyla sınırlı bir gündem peşinde koşması da ülke için iktidara hazır bir parti olma niteliği kazanamamasına yol açıyor. Geniş bir entelektüel destek tabanı bulunmasına karşın, bu üstünlüğünü harekete geçiremeyen CHP, AKP için bulunmaz bir fırsata dönüşmüş durumdadır.
AKP’nin yarattığı gündem içinde hareket etmesi de CHP açısından büyük bir talihsizliktir. Başta Dersim isyanı ve yeni Cumhuriyetin bu konudaki yaklaşımlarının sorgulanması konusu olmak üzere her dönemde AKP kalemşorlarının bir merkezden yarattığı gündemin peşinde koşuyor, TBMM merkezli bir siyaset yapma noktasında kitlelerle bütünleşmekten geri kalıyor.
CHP’nin parti olarak bütüncül ses çıkaramaması da gelecekte parti içi çekişmeler içine girip güç yitirmesi sürecine kapı aralıyor. Parti içinde enerjinin iktidar olmak için seferber edilmesi yerine, yakın zaman içinde Kurultaylar süreci içine girme eğilimi içinde bulunan bir muhalefet partisinin iktidar alternatifi görülmesi söz konusu olabilir mi? Bu durum, bir iktidar partisi için aranıp bulunamayacak bir fırsat değil midir?
CHP’yi genç ve eğitimli dinamik kitleler için umut noktasına taşıyacak en önemli unsur, anti-emperyalist bir bloğun merkezi durumuna gelmesi olacaktır. Ne var ki CHP, anti-emperyalist bir söylem ve eylem geliştiremiyor, bu konuda bir çaba içine girmemekte direniyor. Bir sol parti olarak bağımsızlıkçı, anti-emperyalist, küresel güçlere kafa tutan bir parti noktasına gelemediği için CHP, sisteme alternatif de olamıyor. Bu durum da geniş kitlelerin siyasetten soğuması ve seçimlerde sandık başına gitmemesi ya da CHP’ye oy vermemesi sonucunu doğuruyor.
Diğer yandan, silik ve deneyimsiz kadroları ile CHP, TBMM’de bile etkisiz muhalefet yapma noktasındadır. Geçmişle bağlantısını koparacak düzeyde eski kadroları etkisiz hale getiren CHP TBMM grubu, TBMM’de ekili bir muhalefet yapmaktan uzaklaşmıştır.
CHP’yi iktidara taşıyacak en önemli atılım, Türkiye için alternatif bir model olacak ekonomi gündemi yaratması olabilir. Sadece eleştiren, çözüm önerileri üretemeyen, sosyal demokrat nitelikte alternatif bir ekonomi modeli yaratamadığı için geniş kitleler için CHP, umut olmaktan uzaklaşmaktadır.
Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere CHP’li yerel yönetimlerine yapılan açık ve adaletsiz saldırılara sessiz kalınması, adeta bu saldırıların izlenmesi de CHP’nin etkisiz bir siyasi parti olarak görülmesine neden olmaktadır. Bu haliyle CHP, devrimci bir parti olmaktan uzaklaşmakta ve kitleleri peşinden sürükleme niteliğinden uzak görünmektedir.
Büyük kent merkezlerine sıkışmış, kasabalar ve büyük kent merkezleri dışında etkisiz kalmış bir CHP, Türkiye partisi olamamaktadır. Belirli bölgelerde varlık yokluk noktasında olan CHP, bu alanlarda atılım yapmak için herhangi bir ciddi çaba içinde de girmiyor. Ankara ve TBMM merkezli klasik politikalar izlemesi, bu açmazın kökleşmesine neden olmaktadır.
Bütün bu nedenlerle CHP, Türkiye için iktidar alternatifi olabilecek bir sosyal demokrat parti olmaktan uzaklaşmaktadır. Çözüm ise devrimci, ekonomik alternatif sunan, büyük kent merkezleri dışına çıkmış, TBMM dışında siyaset yapma noktasına gelmiş, daha etkin, örgütlü, her yerde var olan bir muhalif siyasi partinin yaratılmasıdır. Bizden söylemesi…