İngiltere ve Yahudi Dünyasının
KÜRESEL SAVAŞI
Son birkaç yıldır bir kitap projesi üzerine çalışıyorum. Dünyayı Yöneten Küresel Elitler konusunda çok sayıda kitap ve değişik kaynaktan yararlandım. Soğuk Savaşın sona erip dünyanın geçici bir süre için Tek Kutuplu hale gelmesinin yanıltıcı göründüğü, çok büyük bir dönüşüm ve değişimin içten içe gerçekleşmeye başladığı konusunda elimde önemli ipuçları belirdi. Bunun sonucunda, yeni dönemin ipuçlarını veren bir kitap projesi kaçınılmaz hale geldi. Kitap projemin yarısına yakınını tamamladığım halde, bazı çevrelerde hiç de sevimli karşılanmayacak temel iddiamı ortaya koyma isteğimin önüme geçemedim. Bu yazıda, dünyayı önümüzdeki günlerde bekleyen Küresel çaptaki Yeni Dünya Savaşı’nın taraflarını ve bu savaşın yürütüldüğü ülkeler ve alanlarını özet biçimde ortaya koymaya çalışacağım. Detaylar ise ileride kitabımı tamamladığımda sizlerle paylaşacağım.
Tek Kutuplu dünyanın yıkılıp ABD’nin dünyanın tek efendiliğine soyunduğu günümüzde, kapitalizmi ve emperyalizmi bekleyen tehlikenin çok ciddi olduğu son 10 yıldır yaşananlarla kesin biçimde anlaşılmaya başladı. Geçmişte ortak çıkarlar için ortak düşmana karşı ittifak halinde olan finans-kapital ile silah tekelleri/petrol kartelleri/ticaret burjuvazisi üçlüsü (SPT), soğuk savaş sonrası yeni dönemde kıyasıya bir rekabete girişti. Bu rekabetin sonucunda ipler o kadar gerildi ki, SPT, finans kapitalin ABD’den uzaklaştırılması ve teslim alınması için çok ciddi bir mücadele içine girdi. Bu süreçte mücadelenin tarafları da netleşmeye başladı ve bir yanda İngiltere merkezli bir yapılanma, diğer yanda ise Yahudi dünyasını içine alan bir finans-kapital eliti oluşmaya başladı. Bu sürecin hala devam etmesi nedeniyle iki tarafta ortak çıkarlar temelinde bazı ittifakların yapılabildiği, bazı alanlardaki ortaklıkların da zoraki yürütüldüğü görülebiliyor. Bütün bunlar, ileride yapacağımız gelecek projeksiyonu konusunda sizleri yanıltmasın.
İKİ ABD
Dünyaya yeni bir şekil vermeye çalışan ve emperyalist sömürünün merkezinde yer alan finans-kapital temelli küresel sermaye, SPT olarak isimlendirdiğim Amerikan ulusal sermayesi ile çatışma içine girdi. Gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerin sömürülmesinde geleneksel yöntemleri bir kenara bırakan finans-kapital, parasal oyunlar ve spekülasyonlar ile emperyalist sömürünün daha kolay ve masrafsız yolunu bulmuştur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin borsalarını ve bankalarını kontrol altına alan finans-kapital, Amerikan ekonomisinin diğer yanını oluşturan silah tekelleri, petrol kartelleri ve “üretime ve ticarete dayalı” (SPT) grubunu tehdit etmeye başlamıştır. Küresel sömürüden daha büyük pay kapma açısından finans-kapital ile SPT arasında küresel çaplı kıyasıya bir mücadele başladı ki, son dönemde bu rekabetin soğuk savaş boyutlarını aşmaya yüz tuttuğunu açık olarak görmekteyiz.
Ülkelerin kaynaklarının daha masrafsız parasal oyunlar, borsalar ve bankalar ile sömürülmesi, Amerikan şirketlerinin üretim ve dış satım yoluyla elde ettikleri kârları ortadan kaldırmakta, Çin gibi ucuz üretim yapan sanayilerin ürünleri ile yarışamayan yerli sanayiye ve yerli üretime dayalı sektörleri tehdit altına sokmaktadır. Bu durum, Yeni Dünya Savaşı’nın taraflarını da belirlemektedir : Küresel finans-kapital ve SPT küresel eliti.
Bugün dünyayı yöneten tek bir süper güç olduğu tezi çürümeye başladı. ABD içinde en azından iki taraf bulunduğu ve bunların kendi içlerinde bir kavgaya giriştiği her açıdan ve her platformda görülmeye başladı. Emperyalist küresel sömürünün bayraktarlığını ve finansörlüğünü yapan ABD’de iç bölünme keskinleşmiş ve İKİ ABD ortaya çıkmıştır. Bugün Amerikan yönetimi ve Amerikan politikalarını kontrol altında tutan güçler, Küresel Sermaye güçleridir. Ancak, bir bütün olarak ABD, ileride Ulusal Sermaye’nin kontrolü altına alınabilir. Yeni yöntemler ve silahların kullanıldığı bu küresel savaşta finans-kapital temelli küresel sermayenin ABD sınırları dışına kovulması söz konusu olabilecektir. Kısacası, gelecek yıllarda, Amerikan İç Savaşı biçiminde emperyalist güçlerin savaşı ile karşı karşıya kalacağımız günlere yaklaşıyoruz.
İngiltere – Yahudi Dünya Savaşı
Yeni Dünya Savaşı’nın iki temel tarafı, İngiltere ve Yahudi Dünyasıdır (İsrail demiyorum, çünkü Yahudi Dünyası, bazı ülkelerde İsrail’de olduğundan daha güçlüdür). Bu savaşın şimdiden soğuk ve psikolojik savaş biçiminde sürdüğü, son yıllarda yaşanan 11 Eylül, küresel ekonomik kriz ve WikiLeaks depreminin de bunların bir parçası olduğu yakın zamanda anlaşılacaktır.
Küresel elitlerin savaşında geçtiğimiz günlerde çok önemli gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeleri anlayabilmek ve yorumlayabilmek için Yeni Dünya Savaşı’nın taraflarının iyi bilinmesi gerekir.
11 Eylül saldırısı, dünya finans-kapital sektörüne indirilmiş çok büyük bir darbeydi. Finans-kapitalin merkezine indirilen bu darbe, ekonomik krizin pompalanması yoluyla ikinci ölümcül darbesini de peşinden getirdi. Bütün bunlar, ABD içinde ciddi bir güç merkezi olan silah tekelleri-petrol kartelleri ve ticaret burjuvasinin (SPT) ittifakı ile oluşan küresel çetenin işidir. ABD’deki gelişmeleri ve mücadeleyi Neo-Con’lar gibi sanal ayrımlar ile açıklamak, bu olayların derinliğindeki çıkar savaşını algılamamızı güçleştirir ve hatalı sonuçlar ulaşmamıza neden olur. Gerçek savaş, daha derinlerdeki güçler arasında yaşanmaktadır ve küresel savaşın tarafları, ülke sınırlarını aşan operasyonlarda sık sık karşı karşıya gelmektedir.
Küresel finans-kapitale karşı yapılan 11 Eylül saldırısı ve küresel ekonomik kriz depremi, finans-kapital sektöründe ve özellikle bankacılıkta büyük yaralara yol açmıştır. Her şeyden önce, birçok ülkede ve özellikle ABD’de silah tekellerinin gücü artmış, bankaların batırılması ile finans kapitalin etkisi ve gücü azaltılmış, yeni bir küresel tehdit yaratılarak başka ülkelere silahlı müdahalenin yolu açılmıştır. Bu gelişme, hemen ardından Afganistan ve Irak müdahalelerini getirerek silah tekelleri, inşaat sektörü ve petrol endüstrisine yeni ve büyük karlar getirirken, yüz milyarlarca dolarlık yeni harcamalar ile ABD bütçesini zorlayarak finans-kapital elitine büyük darbeler indirmiştir.
Bütün bunlara şiddetli ve yıpratıcı yanıt ise WikiLekas depremi ile gelecektir. Özellikle ABD Dışişlerinde etkili olan silah-petrol-ticaret sektörü (SPT) elitine karşı finans- kapitalin uzun dönemli yıpratma çabaları başlatılmış, ancak bu saldırının kimden ve nereden geldiği ise halen anlaşılamamıştır. Anlaşılamaması için de her türlü plan yürürlüğe sokulmuştur. WikiLekas kurucusunun İngiltere’de bulunması bile planın ne derece ince yapıldığını kanıtlamaktadır. Savaşın bir tarafı, savaşını, diğer tarafın en etkili olduğu ülkede yürütmektedir. Ancak, yalnızca Julian Assange’ın yakalanması ve tutuklanması ile bu depremin aşılması olanağı yoktur. Belki de Assange, yem olarak İngiltere’ye SPT elitine teslim edilmiştir. SPT elitinin, küresel bir operasyon olan Wikileaks’in gerisindeki mekanizmanın devamını engelleme şansları ve güçleri elbette yoktur. Hele ki dünya medyasında Yahudi dünyasının gücü ortadayken.
Küresel finans kapital eliti, SPT bloğunda yer alan herkese karşı kullanabileceği büyük bir koz yaratmıştır. Bu koz, özellikle Irak savaşında rol alanları hedef almış, Irak savaşının başarısızlığında da etkili olmuştur. ABD’nin Irak müdahalesinde başarısızlığı için her aracı kullanan finans-kapital, ABD’nin bu müdahale sonucu dünya çapında rezil olmasına yol açacak her türlü belgeyi dünya medyasının önüne koymaktan çekinmemiştir. Irak belgelerinden sonraki hedef ise Amerikan diplomatik yazışmaları olmuş ve SPT bloğunun etkili olduğu diplomasi ayağı da büyük ölçüde zayıflatılmıştır. Bu küresel savaşın ABD dışında yansıdığı ülkelerden birisi de Türkiye’dir.
Türkiye’de İngiltere-Yahudi Dünyası Savaşı
Dünyada yaşanan bu yeni kamplaşma ve Yeni Dünya Savaşı’nın ayak izleri ortadayken bu küresel mücadelenin ABD içinde sınırlı kalması düşünülemezdi. Bu iki savaştaki tarafların kesin biçimde kontrol ettiği İngiltere ve İsrail gibi ülkeler aracılığıyla savaşın şiddetlenerek devam ettiğini gözlemliyoruz.
Türkiye’de son yıllarda yaşanan her türlü siyasal operasyonun arkasında bu küresel savaşın izlerini görmek mümkündür. SPT bloğunun etkili olduğu İngiltere ile ilişkileri olan güçler bir yanda, İsrail ve Yahudi dünyası ile yakın ilişki içindeki güçler diğer yanda kümelenmiştir. Bunların dışında kalan bir avuç ulusalcı güç ise ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Bu noktada iki tarafın dışında kalan güçlerin tercihi, iki tarafa da yem ve alet edilmemek olmalıdır.
Türkiye’yi yıllar sonra İngiltere Kraliçesi’nin ziyaret etmesi, İngiltere Başbakanı’nın Türk topraklarında görülmesi, İngiliz kuruluşlarının Yılın Devlet adamı ödülünü Türkiye Devlet Başkanı’na layık görmesi, İngiliz-Türk ortaklığında küresel yeni istihbarat odaklarının yaratılması ve diğer bir dizi gelişme, İngiltere’nin Türkiye ayağı hakkında ipuçları vermektedir. Daha geniş ve detaylı ilişkiler ve isimleri kitabımda bulacaksınız.
Yahudi dünyası kanadında ise medya sektöründen önemli isimler, önemli medya mensupları, bankacılık sektöründen sürpriz isimler, akademi dünyasından tanıdık şahsiyetler, Barzani bağlantılı isimler ile çok sayıda şöhretli ismi görebiliyoruz.
Peki, Türkiye-İsrail gerginliğinin ardındaki güçler kimler?
Bunu tahmin etmek hiç de zor değil. Yeni Küresel Dünya Savaşının diğer kanadında olan SPT grubu, denetlediği ve yönettiği unsurlar ile İsrail-Türkiye ilişkilerini bozmayı başarmıştır. Her geçen gün de bu konuda yeni adımlar atılmıyor değildir. İsrail’in Yunanistan ve Rumlara yanaştırılması da bu tuzaklardan birisidir ve bu girişimlerden SPT grubunun karlı çıkacağı açıktır.
İsrail’de başta fevri Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman olmak üzere bazı odakların SPT grubunun hizmetinde çalıştığı çok açıktır. Bu küresel kamplaşma, ülkeleri aşan, her ülkede yaşanacak ve Yeni Dünya Savaşı’nı getirecek olan tehlikeli bir kamplaşmanın sonucudur. Yalnızca Türkiye değil, stratejik coğrafyalarda bulunan her ülkenin bu savaştan kaçması mümkün değildir. Bu gerçeklerin bilincinde olarak ülke olarak en az hasarla ve en kazançlı nasıl çıkılacağı hesaplanmak durumundadır. Bütün bunlar yapılırken de küresel savaşın içimizdeki uzantılarının ve etkileyeceği güçlerin iyi bilinmesine çok büyük önem veriyorum. Bu konulardaki daha detaylı bilgiler ve örnekleri merak edenler ise kitabımın bitmesini beklemek durumunda kalacaklar. Ancak, Yeni Dünya Savaşı’nın SPT silah tekelleri, petrol kartelleri ve küresel ticaret burjuvazisi destekli İngiltere ve küresel finans-kapitalin ülkesi İsrail arasında geçtiğinin altını çizerek şimdilik yazımıza noktayı koyalım.