Doç. Dr. Birol Ertan
KKTC"yi gelecek yıl yeni bir seçim atmosferi bekliyor olacak. Bu seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi olup Kıbrıs Türklerinin kaderini etkileyecek kadar önemlidir.
İktidardaki Ulusal Birlik Partisi (UBP) lideri ve Başbakan Derviş Eroğlu"nu önümüzdeki günlerde tarihsel bir sınav bekliyor. Kıbrıs Türklerinin var olmak ve var kalmak mücadelesinde çok önemli bir köşe taşı olacağını iddia ettiğim bu sınav, halk iradesiyle iktidara gelen mazeretler üretemeyeceği tarihsel bir sorumluluğudur.
UBP liderliği ve Başbakan Eroğlu, ilk önemli sınavdan başarıyla çıkıp halk iradesinden onay alarak tek başına iktidar koltuğuna oturmuştur. Bu başarı, bir son değil, başlangıçtır. Ülkenin yerle bir edilmiş dinamiklerini yeniden yerli yerine oturtmak, ekonomik, toplumsal ve siyasal yaşamı yeniden düzene sokmak ve her şeyden önce de haklı vatandaşların beklentilerine yanıt vermek; UBP"nin bundan sonraki önemli görevleri arasındadır.
UBP ve Başbakan Eroğlu"nu bekleyen tarihsel görev, çok önemli olmasına rağmen, Hükümet etmek ve Hükümet kalmakla ilgili değildir. Ülkenin ve devletin temsil edildiği en yüce makamın, Cumhurbaşkanlığı"nın, KKTC"yi gereği gibi savunacak ve geliştirecek bir ele teslim edilmesi, bundan sonra UBP ve Başbakan Eroğlu"nun en önemli görevidir.
Cumhurbaşkanlığı, KKTC için sembolik olmanın ötesinde önemli bir makamdır. Gerek yürütülen müzakerelerden bir kazayla çıkılmaması, gerekse de Devletin başının halk iradesine göre yeniden şekillenmesi anlamında UBP"ye düşen görev, Cumhurbaşkanlığı makamının halkın iradesi doğrultusunda Devleti savunmak ve güçlendirmeye layık bir kişiye teslim edilmesinin sağlanmasıdır.
Bu süreci başarıyla yönetmek için UBP kurmaylarının ve başta da Başbakan Eroğlu"nun bütün siyasal çekişmeler ve komplekslerden uzak bir tavır geliştirmesi zorunludur. Geçmiş, elbette unutulmayacaktır. Geçmişin hataları ve sevapları bir kenarda duracaktır. Zamanı gelince de değerlendirmeler bunlara göre yapılacaktır. Ancak, yeni dönemde verilebilecek önemli kararlar, dikkatle tasarımlanmış bir stratejiye, çağa ve ülkeye uygun bir vizyona göre şekillendirilmelidir.
KKTC"de Cumhurbaşkanlığı makamı, o makamda halkın iradesini temsil edecek, Devletini savunacak ve güçlendirecek, deneyimli, güvenilir ve bunu hak edecek bir kişiye teslim edilmelidir. Bu kişinin halkın saygı duyduğu, büyük bir kesimin desteklediği, maceracı yaklaşımlardan uzak birisi olması dileğimizdir.
Bu konuda UBP"nin geliştireceği strateji; dar siyasal çekişmelerden ve geçmişe takılıp kalan yaklaşımlardan uzak, gerçekçi, sonuç alıcı, tarihsel sorumluluğa uygun biçimde tasarlanması gerekir. Aceleci, vurdumduymaz, ütopik ve iyi tasarlanmamış vizyonsuz bir yaklaşım, dış güçlerden ve içimizdeki uzantılarından destek alacak odakların türlü oyunları düşünüldüğünde sürpriz ve beklenmeyen sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, UBP"ye düşen görev, Mehmet Ali Talat"ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna yeniden oturmasını engellemek, bunun için de o makama halk iradesine uygun biçimde Devleti ve halkıyla uyumlu, toparlayıcı ve tarafsız davranabilecek birisinin oturmasını sağlamaktır. Bu ismin kim olması gerektiğine UBP liderliği karar verecektir.
KKTC tarihine damgasını vurmuş deneyimli devlet adamı ve siyasetçi UBP lideri ve Başbakan Derviş Eroğlu"nun Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda başarılı bir strateji çizeceğine inanıyorum. Ancak, karşılaşılacak güçlüklerin hiç de basit ve kolay aşılabilecek nitelikte olmayacağının da çok iyi bilinmesi gerekir.
KKTC"de Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın beklentileri önemli bir ölçüt olacaktır. Bunun yanında, başarılı sonuç alabilmek için halkı motive edecek önemli siyasal güçler olarak siyasi partiler arasındaki ilişkilerin önemi açıktır. Cumhurbaşkanlığı seçimini yönlendirmeyi düşünen siyasal odakların, siyasi ilişkilerini şimdiden bu merkeze oturtmasında yarar vardır.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde iki kampın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu kamplardan birinin, dış güçlerce ve malum odaklarca desteklenecek barış ve çözüm vizyonu nakaratları ile beslenmiş her şeye rağmen Birleşik Kıbrıs ideali peşinde koşan teslimiyetçi bir çizgi olacağı şimdiden anlaşılıyor. Bunun karşısına KKTC"yi savunacak ve güçlendirecek sorumlu ve güvenilir bir alternatifin çıkarılması, UBP kurmaylarının ve UBP lideri Başbakan Eroğlu"nun tarihsel sorumluluğudur.
Bu süreçte Denktaş liderliğindeki DP ve Turgay Avcı liderliğindeki ÖRP"nin tavrı çok önemlidir. DP"nin Cumhurbaşkanlığı"na ayrı bir aday çıkarması olasılığı, en büyük tehlikelerden ve tarihsel yanlışlardan birisi olacaktır. Bu konuda dikkatli davranılmalı, başta Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş olmak üzere gerekli siyasi otoritelerle DP"nin UBP ile aynı adayı desteklemesi sağlanmalıdır.
UBP ve ÖRP ilişkilerinin geçmişinden kaynaklı ciddi endişelerin bulunduğu bir gerçektir. Ancak, vatan mevzu bahisse, gerisi teferruattır sözü gereği, bu konudaki tedirginlik ve güvensizlikler bir süre için rafa kaldırılmak durumundadır. Her iki partinin tabanının da KKTC"den yana tavır alacağı ve bu kesimleri Cumhurbaşkanlığı seçiminde UBP adayı etrafında birleştirmenin zor olmayacağı söylenebilir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ÖRP desteği konusunda dar siyasi yaklaşımların aşılması, gereksiz söylemlerin ve slogancı tavırların bir kenara bırakılması zorunluluktur. Tersi yapılacak olursa, Cumhurbaşkanlığı makamı, siyasal iktidardan geçen seçimin rövanşını almak isteyen intikamcı siyasi gruplara peşkeş çekilmiş olacaktır. Bunun tarihsel sorumluluğu da çok ağır olacaktır.
Sözün özü, KKTC"deki önümüzdeki günlerde UBP"yi ve Başbakan Eroğlu"nu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tarihsel bir sorumluluk beklemektedir.