Hakkari Saldırısının Zamanlamasına Dikkat !
Uluslararası Siyaset ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM) için terör konusunda bir dizi yazı kaleme almıştım. Bu yazıdaki tespitimiz, teröristle pazarlık yapılarak teröre çözüm bulunamayacağı şeklindeydi. Hakkâri ilinde 20 Haziran akşamı haberlere düşen terör saldırısı ile yüreklerimiz yanarken, terör konusundaki tezimiz de bir kez daha kanıtlanmış oldu. Terör konulu yazımı da hatırlatarak Hakkâri saldırısının nedenlerini çözümlemeye çalışalım.
Türkiye, yeni bir terör saldırısıyla sarsıldı. Hakkâri ilinde Dağlıca’da bulunan askeri birliğimize yönelik hain saldırıda 8 şehit verilirken 16 askerimiz de yaralandı. Bu yazı yayınlandığında şehit sayımız artmış olabilir. Umarım, bu kadarla kalacaktır.
Bu yazının konusu, ağıt yakmak ya da bildik sözleri tekrarlayarak teröre lanet okumak değil. Yalnızca bu tavırlarla yetinmek, teröre teslimiyetin belgesidir.
El Kaide gibi suni oluşumları dışarıda tutarsak, bu çapta bir terör örgütünü dünyanın başka bir ülkesinde görmek mümkün değil. Daha önce Asala terör örgütüyle Türkiye’yi dizayn etmeye çalışanlar, bugün PKK ile bunu yapmaya çalışıyorlar. Türkiye, niçin terörle yaşamak durumunda kalıyor? Bu soruya doğru yanıt veremezsek, terör sorununu çözmek mümkün değildir.
Yeni yüzyılda terörün küresel odakların oyuncağı olduğunu görmemek, çözüm sürecinde “kumda oynamak” sonucunu doğurur. Bu nedenle, Hakkâri’deyaşadığımız terörün ardındaki güç, “küresel terör merkezi”dir. Terör örgütü ise küresel güçlerin piyonundan başka bir misyona sahip değildir.
Dağlıca’daki terör saldırısının zamanlaması da küresel planlarla bağlantılı gözüküyor. Gelin, küresel planlarla bağlantısını ortaya koyan ipuçlarını art arda yazalım.Dağlıca saldırısının ardında yatan neden de böylece ortaya çıkacaktır.
Irak’ta ülke bütünlüğünü savunan Maliki Hükümeti ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek
Teröristlerin Irak’tan girişini planlayarak Türkiye-Barzani yakınlaşmasını sabote etmek
Küresel güçlerin İran ve Suriye planları kapsamında Türkiye’ye net bir mesaj vermek
Türkiye’de terör sorununu çözmek için tarafların çözüm arayışlarını etkisiz kılmak
Teröre yönelik çözüm arayışlarını ve müzakere sürecini erteleyerek silahlı mücadeleyi tek seçenek haline getirmek.
Türkiye’de siyasal iktidara sahip olan güce, perde arkasındaki küresel istemler konusunda adım attırmak için ince bir mesaj vermek.
Yukarıdaki amaçların birisi ya da birkaçı, Dağlıca terör saldırısının ardındaki neden olabilir. Benim görüşüm, ülke dışında konuşlanmış küresel terör merkezinin bütün bu amaçları birlikte düşünerek Dağlıca saldırısına yeşil ışık yakmasıdır.
2012 yılında dünyada küresel güçlerce himaye edilip kontrol edilmeyen bir terör örgütünün ağır silahlar edinmesi, terörü finanse edecek mali imkânlara sürekli olarak sahip olması, terör örgütüne adam devşirmesi, birden çok merkezde askeri üsler kurması, kısacası varlığını sürdürmesi söz konusu olamaz. Bu doğrultuda, terörü ortadan kaldırmaya yönelik planlarda muhatabın kim olacağı sorusunun yanıtı, açık biçimde ortaya çıkmaktadır.
Peki, teröre karşı çözüm arayışlarının muhatabı kimdir? Kim olmadığı çok açıktır. Küresel bazı odaklara taşeronluk yapan, küresel piyonlar olan terör örgütleri ve teröristler çözümün muhatabı değildir.
Türkiye’nin jeo-politik konumu nedeniyle bu kritik coğrafyada güçlü ve bağımsız olacak bir ülke istenmemektedir. Bu istem doğrultusunda, Türkiye’nin küresel güçler karşısında güçsüz ve bağımlı kılınması gerekir. Bunun en önemli yolu ve aracı da TERÖR’dür. Terör, Türkiye’yi güçsüzleştirmek ve kontrol etmek için bir araç olarak planlanmış ve sürdürülmektedir.
Sonuç olarak, Dağlıca terör saldırısı, küresel güçlerin kontrol ettikleri piyonları (teröristler) aracılığıyla Türkiye’ye verdikleri bir mesajdır. Terörün nedeni, Güçlü ve Bağımsız Türkiye’nin önlenmesidir. Teröre çözüm de terörün ardındaki küresel odakları tespit ederek bunlara yönelik çok ciddi ve ödünsüz politikalar (bazen de akıllı ve realist diplomasi) ile bulunabilir.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, bütün vatandaşlarımızı Güçlü ve Bağımsız Türkiye mücadelesinde birleşmeye çağırıyorum.