Makalenin başlığını abartılı bulanlar ya da ortaya koyacağım tespite tepkiyle yaklaşanlar olacağının bilincindeyim. Ancak, gözlerimizi gerçeklere kapatarak olan biteni anlayamayacağımızın bilinciyle, Türkiye’nin çok kritik günlerden geçtiği bir dönemde Parlamentoda sol bir partinin bulunmadığı tespitini yapmanın tarihe düşülmesi gereken bir not olduğunu düşünüyorum. Bazı okurların, “nereden çıktı şimdi bu değerlendirme, zamanı mı? ” diye tepki gösterdiğini biliyorum. Keşke, CHP’nin sol düşünce ve pratiklerden koparak merkez sağ bir partiye dönüşmesi, kafamızdan uydurduğumuz bir iddia olmaktan öteye geçemeseydi. Keşke, bizler gibi çok sayıda yazar ve çizer, CHP’yi haksız yere eleştirmek noktasında olsaydık. Ne yazık ki, bugünkü CHP’nin sol değerlere ve pratiklere yakınlığı, merkez sağ partilerde Genel Başkanlık yapmış olan Hüsamettin Cindoruk’un bile çok gerisinde kalmaktadır.
Peki, CHP’yi sol bir parti olmaktan uzaklaştıran nedir? CHP’yi merkez sağ bir yelpazeye oturtmamızın nedenleri ve kaynakları nelerdir?
Sol siyasi partiler, hangi özelliklere ya da niteliklere sahip olmalıdır? Gelin, bir makalenin boyutlarını aşmamaya dikkat ederek, bunları en azından başlıklar halinde sıralayalım.
Sol bir siyasi partinin nitelikleri şunlar olmalıdır:
· Kapitalizmi, kapitalist üretim ilişkilerini ve sonuçlarını sorgulamak,
· emekten yana tavır almak,
· düzeni ya da sistemi eleştirmek,
· anti- emperyalist kimliğe sahip olmak,
· gericiliğe karşı olmak,
· ilerici ve devrimci olmak,
· ülkenin devrimci geçmişine sahip çıkmak,
· özelleştirmelere ve işçi kıyımına karşı işçilerle omuz omuza mücadele vermek
· kitle partisi olmak.
Değerli okurlarımıza soruyorum: Yukarıda saydığım hangi nitelik, CHP’de en azından kırıntı halinde bulunmaktadır? Oysa, merkez sağ bir partide bulunması gereken niteliklerin birçoğunun bugünkü CHP’de fazlasıyla mevcut olduğunu görebiliyoruz.
CHP’yi merkez sağ parti yapan nitelikler şunlardır:
· işçi ve emekçilerden yana bir kitle partisi olamaması
· Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimci geçmişine sahip çıkamaması
· Yönetici kadroları ve milletvekilleriyle sol bir kimlik ortaya koyamaması
· Partinin devrimci kimliğini besleyecek güçlü bir gençlik tabanına sahip olamaması
· Partide liderlik yapmış sol siyasetçiler dışlanmışken, merkez sağ partilerden devşirilmiş çok sayıda milletvekiline sahip olması
· Genel Başkanı’nın emperyalizm ve ABD çıkarları doğrultusunda çalışan bir sivil toplum örgütünün kurucusu olması
· ABD’ye birden çok kez heyet gönderip partinin politikalarını anlatma gereği duyması (Rusya’ya ya da Çin’e birkaç kez heyet gönderilip CHP politikalarının anlatıldığını düşünsenize !)
· Partinin ülkede mevcut olan adaletsiz sömürü düzenine karşı alternatif bir ekonomi politikası üretememesi …
Yukarıda sıraladığım merkez sağ siyasi partilerin özelliklerine, değerli okuyucuların yenilerini ekleyeceğinden eminim.
Peki, bu gerçekler ortada iken, CHP’yi hala sol bir parti olarak değerlendirmek, gerçeklerle ne kadar bağdaşabilir?
Biraz ileri gitmek pahasına bir iddiada bulunmak istiyorum. Bugün mevcut CHP Parlamento grubu içinde bir anket yapılsa, milletvekillerinin yarısından çoğunun sol ve sağ siyasi kimlik arasındaki farkın ne olduğunu tam olarak ortaya koyamayacağına adım gibi eminim. Daha da ileri gidersem, aynı oranda CHP milletvekilinin siyasetin tanımını bile doğru dürüst yapamayacağını söyleyebilirim. Böyle bir CHP’nin sol bir parti olduğunu ve Türkiye’de devrimci dönüşümler yapabileceğini kim söyleyebilir?
Bazen gerçekler çok acıdır, ancak onları görmemeyi yeğlersek ya da dile getiremezsek, tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz.
Sol düşüncenin fikir babası olan bir filozofun dediği gibi, Söyledim ve Ruhumu Kurtardım.