RUM ASKERİ ÜSSÜNE SABATOTAJ MI YAPILDI ?

Doç. Dr. Birol ERTAN

 

Kıbrıs Rum Yönetimi'nde Limasol yakınlarında bulunan Zigi bölgesindeki Evengelos Florakis askeri üssünde 11 Temmuz sabah saatlerinde şiddetli patlamalar meydana geldi ve bu patlamalarda 12 kişi yaşamını yitirirken ikisi ağır 60'dan çok insan yaralandı. Kıbrıs Rum Yönetimi haber kaynakları, askeri üste 98 adet barut dolu konteynır bulunduğunu, bu konteynırların ikisinde yangın çıkması sonucu patlamanın meydana geldiğini belirtti. Rum askeri üssündeki patlamalar sonrasında üç elektrik santralından birisinde büyük patlamalar yaşandı ve elektrik kesintileri ile turizm sektörüne bağımlı kriz içindeki Rum ekonomisine ciddi sorunlar yaşatmaya başladı. Bu olay nedeniyle Rum Yönetimi Savunma Bakanı Savunma Bakanı Kostas Papakostas ve Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı Petros Çalikidis istifa ederken, Rum Yönetiminde 3 günlük yas ilan edildi ve Rum lider Hristofyas tarafından 20 Temmuz Türk Barış Harekatı'na atıfta bulunularak ülkede ikinci Kara Temmuz yaşandığı açıklandı.

Peki, bu patlamaların bir ihmal sonucu mu yaşandı, yoksa arka planda sabotaj ihtimali olup olmadığı tartışılıyor mu? Rum Yönetiminde olayın bir ihmalden kaynaklandığına ilişkin yayınlar yapılsa ve açıklamalar yapılsa da olayda sabotaj ihtimalini kuvvetlendiren karanlık noktalar bulunuyor.

Rum askeri üssünde patlayan mühimmat dolu konteynırların kaynağı, sabotaj ihtimalini güçlendiriyor. Kıbrıs Rum Yönetimi yetkilileri, İran'dan Suriye'ye silah ve mühimmat götüren bir gemiye üç yıl önce el konulduğunu ve patlayan 2 konteynır dolusu mühimmatın da bunlar olduğunu açıkladı. İran kaynaklı silah yüklü gemideki konteynırlar, ABD istihbaratı sonucu saptanmış ve İran gemisi Rum kara sularında durdurularak Limasol'daki deniz üssüne indirilmişti. Söz konusu patlama, İran kaynaklı ve Suriye'ye taşınan gemide bulunan mühimmat yüklü konteynırlardan ikisinde meydana geldi. İşte bu noktada, bazı sorular ortaya çıkıyor.

 

İran gemisinde el konulan konteynırlar dolusu askeri mühimmatın 3 yıl boyunca Rum deniz üssünde tutulmasına rağmen geri alınması için İran ya da Suriye makamları tarafından herhangi bir girişim olmuş mudur? Sır gibi saklanan bu konu açıklanabilirse, olayın anlaşılacağı ve sabotaj ihtimalinin kuvvetleneceği anlaşılacaktır.

Son dönemde İran ve Suriye yetkilileri ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda el konulan silah ve mühimmatın Suriye'ye iade edilmesi kararı alındığı ve gizli yürütülen bu görüşmelerden ABD ve İsrail taraflarının haberdar olarak bu sabotajı İsrail deniz komandolarının gerçekleştirdiği üzerine iddialar ortaya atılmaya başladı. Suriye'ye verilecek silah ve mühimmatın kendilerine karşı kullanılacağı endişesi taşıyan İsrail, ABD desteğiyle silah ve mühimmatı imha ederek bu sorundan kurtulma kararı aldığı, bu karar sonucunda sabotajın gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Sabotajın bu açıdan başarılı olmadığı, konteynırlardan sadece ikisinin patlamasıyla ciddi hasar ortaya çıksa da tüm silah ve mühimmatın imha edilemediği, bu açıdan sabotajın başarısız olduğu değerlendirilirken, Rum Yönetimi yetkililerinin yaptıkları toplantılar sonucu bir sabotajdan şüphelendiği, bu nedenle kalan silahlardan ve mühimmattan kurtulmak için çözüm yolları aradıkları iddiaları konuşulmaya başladı.  

Sabotajın yapıldığı günün, Deniz üssüne ismi verilen Rum askeri yetkilinin helikopter kazasında yaşamını yitirdiği gün olması, kafalarda soru işaretleri uyandırmıştı. Bunun yanında, Suriye müdahalesi öncesinde Rum askeri üsleri ve havaalanlarını kullanma konusunda anlaşma aşamasına gelen ABD'nin bu taleplerini olumsuz yanıt vermek amacıyla sabotajın bilinçli olarak Rus askeri uzmanları ve Rum Yönetimi tarafından ortak bir kararla gerçekleştirildiğine ilişkin bir başka iddia da ortalarda dolaşıyor.

Patlama sonucunda Rum Yönetiminde elektrik sıkıntısı gündeme geldi. Rum Yönetimi Elektrik Kurumu sözcüsü, patlamanın meydana geldiği Evangelos Florakis askeri Deniz Üssü yakınındaki, üçüncü büyük elektrik santrali olan Vassiliko elektrik santralının hasar gördüğünü, adada elektrik ihtiyacının Moni ve Dikelya’daki santrallerden karşılandığını duyurdu, ancak elektrik santrallerinden birisinde daha patlamalar yaşandığı ve tek elektrik santralı kalması nedeniyle elektrik sıkıntısı yaşandığı iddialarına yanıt verilmedi. Patlamanın yaşandığı bölgeden çok uzak olan diğer elektrik santralindeki patlamanın ise normal yollardan açıklanması güç görünüyor. Bu gerçekler de kafalardaki şüpheleri arttırmaya devam diyor.

Konunun diğer bir yönü, Yunan Savunma Bakanlığı'nın patlamalar sonrasında teyakkuza geçmiş olması. RMMO Deniz Üssü’nde meydana gelen şiddetli patlamalardan sonra Rum makamlarının yapacağı incelemelere destek vermek üzere Yunan Savunma Bakanlığı'ndan askeri yetkililer hemen harekete geçerek yola çıktılar. Bu bilgi, Yunan resmi makamları tarafından da doğrulandı. Yunanistan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklama ile Rum Savunma Bakanlığı’nın talebi üzerine Yunan Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Güçleri’nden personelin C-27 tipi askeri uçakla adaya yollandıkları bildirildi. Bu gelişmeler, olayın ardında bir sabotaj aranacağı iddialarını güçlendiriyor.

Patlamaların sıcak hava koşulları nedeniyle gerçekleştirildiğinin açıklanması ise kafalarda yeni şüpheler yaratıyor. Patlamanın neden sıcağın en fazla olduğu öğle saatlerinde değil de en az olduğu sabahın erken saatlerinde gerçekleştiği, resmi açıklamalar ile çelişkili görünüyor.

Rum Yönetimi askeri üssündeki patlamanın sabotaj olup olmadığını belki kesin olarak öğrenemeyeceğiz, ancak kafalardaki şüpheler ortadan kalkacağa benzemiyor.