Rum liderin oyuncağı KKTC öğretmen sendikası genel sekreteri Şener Elcil’in peşine takılıp mitinglere koşturan Ferdi Sabit Soyer liderliğindeki CTP, Mehmet Çakıcı liderliğindeki TDP ve Serdar Denktaş liderliğindeki DP, Türkiye karşıtı mitinglere destek vererek bu kuklanın peşine takılıp yaptıkları yanlışın farkına vardılar, ancak şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yanlışın neresinden dönseler karlıdırlar.
ÖRP lideri Turgay Avcı, bu tuzağa düşmedi, ancak Soyer-Çakıcı-Serdar Denktaş üçlüsü, Elcil tarafından bir güzel kullanıldı. DP’nin bu süreçte sendikalardan uzaklaşma tavrı içine girmesi ise doğru bir yaklaşımdır. CTP lideri Soyer ise hala Şener Elcil’i savunmaya devam ediyor. Birlikte bataklığa sürüklendiklerinin farkında bile değil.
Önce siyasetçileri Türkiye karşıtlığı ve hükümete isyan noktasında kullanan ve sonra da KUKLA ilan eden marjinal sendikacının yaptığına bakınca, KKTC muhalefet partisi liderlerine ülke teslim etmenin ne kadar yanlış olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
“Kukla”, siyasette de kullanılan bir kavram. Kukla kavramı, başka güçler tarafından kullanılan, kendi inisiyatifi ile karar alıp uygulayamayan kişi ya da örgütlere denir. Ülke yönetiminde Demokratik Kuklalar ismi verilen ve bir grubun ya da elitin hizmetinde olan yönetimlere, yarı-demokrasi ya da Kukla Rejimler isminin verildiği görülmektedir. Sembolik demokrasi oyunu oynayan, fakat rejimin aslında askeri kontrolde olduğu sistemler, bu yönetim biçimlerine örnektir.
Kukla, başka ülkelerin düşman gördükleri ülkelerde kullandıkları ajanlara ya da ülkelerine ihanet edenlere de denmektedir. Örneğin, Kıbrıs Türklerine karşı her türlü oyunu oynayan Kıbrıslı Rumlar, içimizden devşirdikleri üç beş açgözlüyü de Kıbrıs Türkleri ile Anavatanlarının arasını açmak için kullanmayı sürdürüyorlar. Rum istihbaratı, içimizden devşirdikleri bazı kuklalara, son mitinglerde Kıbrıs Türklerinin Anavatanları Türkiye’ye karşı isyan ettikleri imajı yaymak için teptipler düzenlediler, mitinglerde Türkiye karşıtı pankartlar açtırdılar. Bununla da yetinmeyip bu kuklaların cebine para koyup Avrupa ülkelerine götürüp kendi ülkelerine ve her koşulda yanlarında olan Türkiye’ye karşı kullanmaya çalıştılar.
Halkın iradesiyle seçilen KKTC Cumhuriyet Meclisi milletvekillerine kukla diyen Rum sevdalıları, milletvekillerini seçen Kıbrıs Türk halkına da dil uzatmış oluyorlar. KKTC’deki bütün siyasi partilerin buna tepki göstermesi, bu halk düşmanlarına hak ettiği yanıtı vermesi gerekir. Eğer buna sessiz kalırlarsa, hem ülkelerine hem de partilerine ihanet etmiş olurlar.
Rum lider Hristofyas’tan aldığı emirleri uygulayarak Kıbrıs Türklerine karşı tertipler içine giren gerçek kuklalara tepki göstermeyen siyasetçilerin KKTC’yi yönetme hakları da olmaz. Haksız mıyım ?