AĞALIK DÜZENİ VE HAKLAR

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Demokrasi, insan hakları, örgütlenme, siyasal ve sendikal haklar ve emek mücadelesi, yaşam hakkı, ifade özgürlüğü; insanlığın verdiği mücadelelerle yüzyıllar boyunca  büyük bedeller ödeyerek elde edebildiği ama her dönemde olduğu gibi, bugünlerde korumakta zorlandığı değerlerdir!...

 

Bugünlerde; AKP hükümeti ile memur sendikaları arasında yapılan ve dünyada örneği görülmeyen bir toplu görüşme süreci devam etmekte!...

 

Çalışanlar açısından demokratik haklar;”Grevli toplu sözleşmeli sendikal hak” ve “memurların siyaset yapma haklarının tanınması” isteklerinin yanında; “eşit işe eşit ücret” de en hassas oldukları isteklerinden bazılarıdır…

 

Eşit işe eşit ücret konusunda; Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan sendikalarla hiç görüşmeden eşit işe eşit ücret sağlamak için memurlara ek ödemeler hakkında açıklama yapması ve sonunda da “uçuk kaçık isteklerde bulunmasınlar!...”  demesi; tüm sendikaları olduğu gibi tüm çalışanları da derin düşüncelere itmiştir, kızdırmanın yanında; birazda üzmüştür herhalde!...

 

Çalışanlar olarak; kendilerini temsil eden sendikalarla görüşülmesi gereken konunun ve hakkın aynı ağalık düzenindeki gibi “ağanın lütfu” şeklinde veriliyor görüntüsü çağdaş demokrasilerde bir demokrasi ayıbı görüntüsüdür!...

 

Çağdaş demokrasilerde ve ülkelerde; Çalışanlar ve sendikalar olarak; yaşam koşullarının getirdiği insanca yaşam ve emeğin karşılığı olarak düşüncelerinin sorulması, grevli toplu sözleşmeli sendikal hak ve memurlarında siyaset yapma haklarının tanınması demokratik kültürün en önemli kriterlerindendir!...

 

Bu haklar 1923 yılında kurulmuş Çağdaş Cumhuriyetimizin kanunlarından “DEMOKRATİK, LAİK ve  SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ” anlayışıyla güvence altına alınmış ve Avrupa mahkemelerince de Türkiye"nin de iç hukukunu bağlayacak şekilde karara bağlamıştır!...

 

Bu çağdaş kriterlerde çalışanlar açısından hak olarak Türkiye dede elde edilinceye kadar bunun mücadelesi verilecektir!... Türkiye"nin kültürü ve birikimleri bunu sağlayabilecek düzeydedir!... Ve çalışanlarımız bunları fazlasıyla hak ediyorlar!...

 

 

Bu noktada yazıma  şu gerçeği de eklemeden geçemeyeceğim:

 

Eskiden ağalık zamanlarında; ağalar marabaları yani çiftliklerinde çalışanları motive ederken “Sen çalış Memed çiftlik senindir!... “der,  içinden de “Sen mahsulü topla, ama bana getir, çiftlik senindir aslan Memed!...”  diye mırıldanırlarmış!…

 

Marabalar yani ağanın çiftliğinde çalışanlar bütün bir yıl çok çalışırlar ama sonbahar gidip kış kapıya dayandığında da bile ağadan herhangi bir istekte bulunamazlarmış, çünkü ağalarının kendilerini çok çok sevdiğini, çoooook çok düşündüğünü zannederlermiş!... 

 

Kış yaklaşınca Ağa; önce kendi küpünü doldurduktan, “aslında bu küp de hiç dolmazmış ya”; “Marabalar ağanın hiç dolmayan küpünün dibinin delik olduğundan şüphelenirlermiş, ama umutla da küpün dolmasını sıranın kendi küplerini doldurmaya gelmesini beklerlermiş!.”  

 

Küpü bir türlü dolmayan ağa; küpün etrafına dökülenlerden bir kısmını da marabalarına dağıtırmış ya, bunu da sanki onlara lütfediyormuş gibide hava atarmış, "bunlar onlara yeter, başka uçuk şeylerde istemesinler benden" dermiş!...

 

Ama kendi küpünü doldururken yere dökülenlerden marabalara verdiklerine de içi gidermiş zavallı ağanın, gözüde hala hep arkada verdiklerinde kalırmış!..

 

Saygılarımla…

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com