Uzun süredir değindiğim konulardan dolayı çok mu hırçın görünüyorum AKP"ye ve Başbakan Sn Recep Tayyip ERDOĞAN" a karşı!
Oysa benim bu zamana kadar yapmaya çalıştığım sadece;
"halk bir sessizliktir,
ben bu sessizliğin
yılmak bilmez avukatı olacağım
Dilsizler için konuşacağım
Halkın dili haline geleceğim
Tıkacı çıkarılmış kanlı bir ağız gibi konuşacağım
HER ŞEYİ BİR BİR SÖYLEYECEĞİM..."
Diyen Victor HUGO" nun söyledikleri gibi çalışmalar yapmaktan ibaret!
Sahip olduklarımızı borçlu olduğumuz güzel bir ülkemiz, halkımız ve ideallerimize hizmet etmek, bu konuda gayret etmek de bir görevdir Hırçınlaştığımı düşündüren hayatın bazı gerçeklerine de sessiz kalınmıyor ki!
Sn Başbakan R.Tayyip Erdoğan seçimlerden önce milyonlarca vatandaşımızın önünde dokunulmazlıkları kaldıracakları sözünü vermiş olduğu halde bu konuda hiç adım atmamış olmasını kabul etmek zor oluyor
Kirli siyaset ve kötü yönetime örnek olan AKP genel başkan eski yardımcısı Şaban Dişli"nin siyasi nüfusunu şahsına kazanç sağlamak için kullandığı ortaya çıktığı halde halen milletvekilliğinin devam etmesinin mantıklı ve ahlaki yanını görmekte zorluk çekiyorum
Ülkemizin kalkınmasına en iyi hizmet verebilecek en iyi eğitim almış memurlarının halen; siyaset yapamamalarını, haklarını korumak için grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarının tanınmamasını anlayabilmek mümkün olmuyor!
Yurt dışındaki gurbetçilerimizin yardım ve dayanışma amacıyla aşlarından, sosyal hayatlarından tasarruflar yapıp verdikleri sadakaları Deniz Feneri ev. olarak toplayıp; bunları yerlerine ulaştırmayıp; bu paralarla gemiler alan, özel televizyonlar kuran ve bir düşüncenin iktidar olabilmesi için harcanmasına insan olarak sessiz kalınmıyor!
Adları yolsuzluklarla anılan ve Almanya"da Deniz Feneri davasında geçen, bu ülkeye girebileceği şüpheli olanların halen devletin en önemli konumlarında görevler yapmasına ve yargılanmamasına bir yurttaş olarak kayıtsız kalınmıyor!
Kutsal inançların kullanılarak gurbetçilerimizin zor koşullarda çalışıp yaptıkları birikimlerinin YİMPAŞ ve KOMBASSAN gibi kuruluşlarda kullanıp nereye aktardığı bilinmeyenlerin mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş tutuklanma kararları varken; bakanlarla birlikte yan yana durmalarını ve bu bakanların halen görevde olduklarını çağdaş devlet ve hukuk adına kabul edebilmek mümkün olmuyor!
Almanya"da ders kitaplarının en az 3-4 yıl kullanıldığını, ülkemizde ise her yıl yeni baskılar yapılarak dağıtıldığındaki israfın nedenlerini, ortalama eğitim seviyesinin 4 yıl olduğu ülkede 180 bin civarında iyi yetişmiş öğretmenimizin işsiz olduğunu ve çalışanlarında limon satmak gibi ikinci işte çalışmak zorunda olmalarını kabul edebilmek ve sessiz kalmak olmuyor!
oyun parkında olması gereken kız çocuklarımızın Konya'da yasa dışı ruhsatsız eğitim veren kursun enkazının altında kalmasına ve Eğitim bakanı ile Aileden sorumlu bakanın istifa etmemelerini kabul etmem ve sessiz kalmam mümkün olmuyor...
Halkın sağlık konularında eğitimine önem verilmediğini, kaynakların verimli kullanılmadığını görüp, Sn Sağlık bakanının; Biz Doktorlara 6-7 bin YTL maaş veriyoruz ama görev yerlerine gitmiyorlar dediğinde bir doktor olarak aldığım 1350 YTL civarındaki maaş bordroma bakınca gerçekleri söylemediği için eleştirmekten kaçılmıyor!
Hiçbir altyapı çalışmaları yapılmadan; Pamukova"da tren kazasında sorumluluğun sadece bir makiniste yüklenmesini, Tuzla"daki gibi iş kazalarının araştırılıp çözümler bulunmamasını, İstanbul Davutpaşa"da denetimsiz imalathane gibi yerlerde insanlarımızın hayatlarını kaybetmelerine sessiz kalınmasını ve sorumluların halen istifa etmemelerini kendime izah etmekte zorluk çekiyorum!
100 den fazla üniversitemiz, 6 milyondan fazla üniversite mezunumuz, sendikalarımız, meslek odalarımız, ziraat odalarımız ve aydınlarımız olmasına rağmen; Krizde bile fikirlerinin sorulmamasını, toplantılara çağırılmamalarının, çözümün ülkeyi sürekli krizlere sokan İMF reçetelerinde aranmasını kabul edemiyorum
Yine çok hırçınlaştığımı düşünüyorsunuz ama yazmaya kalktığımızda liste daha da uzayıp gidiyor Doğruları söylemek ve kamuoyunu bilgilendirmekte bir vicdani görevdir
Şimdi acaba ben gerçekten çok hırçınmıyım diye kendime de sormadan edemiyorum
*********
Beni bu kadar hırçınlaştıran olayların yanında eksikleri de olsa; AKP ve Sn Başbakanın doğru çalışmalarını da takdir etmek gerekir
Eksikleri olsa da;
ALEVİ ve KÜRTÇE AÇILIMLARI GEREKLİDİR, GEÇ BİLE KALINMIŞTIR VE DAHADA GENİŞLETİLEREK DEVAM ETMELİDİR
SOSYAL YARDIM KAPSAMINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR (kömür ve gıda dağıtımları gibi vs.) YERİNDEDİR ve DAHADA ARTTIRILMALI VE ÇAĞDAŞ ANLAMDA YOKSULLUĞU KALDIRMAYA YÖNELİK OLMALIDIR
KÖYDES ve BELDES GİBİ PROJELERİNİ DOĞRU BULMAKLA BİRLİKTE; DAHADA GELİŞTİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Demokrasinin gelişmesi ve halkın katılımının önemi bakımından; bu günlerde ve tıpkı daha önceki seçimlerde olduğu gibi; AKP"nin yerel yönetimlerde görev alacak adaylarını belirlemek için; kurucu üyeler, yönetim kurulları ve delegelerin katılımıyla yapılacak TEMAYÜL YOKLAMALARI demokrasinin güzellikleridir
Çıkacak sonuçlara AKP Genel Merkezince ne kadar uyulacağı bilinmemekle birlikte; bölgelerine hizmet etmek isteyen birçoğu arkadaşım olan Değerli Aday Adaylarının sürekli halka ve partililerine yönelik çalışmaları soğuk kış günlerini yaşadığımız şu günlerde göze batan ve sürekli basının ve halkın gündeminde olan çalışmalardır
Partinin faaliyetlerini sürekli gündemde tutmak ve çalışmalarında halkın fikirlerini önemsemek bakımından AKP diğer partilere de örnek olacak doğru çalışmalar yapmaktadır
AKP nin bu tarz çalışmaları parti örgütlerini dinamik tutmakta, ilçeleri hareketlendirmekte ve şimdi Pazar günü Ordu merkezde her ilçeden enaz 80-100 kişilik delegasyonla toplanacak binlerce kişi hem birbirleriyle tanışmış olacak, hem fikirleri sorulmuş ve önemsenmiş olacaklar, güncel konularda bilgilenmiş olacaklar hem de; Ordu merkezde de kalabalık bir güç olarak dikkat çekecekler
Yaptığı bu tür örnek ve demokratik çalışmalardan dolayı AKP yi kutluyorum ve diğer siyasi partilere de örnek olmasını diliyorum!
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
cukuryildiz@hotmail.com