Yaşadığımız coğrafyanın hayatımıza olan etkilerini açıklamaya çalışmak tam olmasa da; doğunun mistik toplumlarında biraz “kader” ile ilişkilendirilse de; bununla bile açıklamak zordur aslında…
Tıpkı Mustafa ile Michel arasındaki karşılaştırmalarda bunu daha iyi anlıyoruz…
Nedir, nedendir Mustafa ile Michel arasındaki yaşantı farkları…
Yaşamlarını baştan anlatmak en iyisi olacaktır…
Kış bastırmış kar beklenmedik şekilde çok yağmış yollar kapalı…
Mustafa ile Michel ikisi de soğuk bir kış gününde biri Almanya"da, biri Türkiye"de annelerinin doğum sancısı başlaması ile dünyaya merhaba diyecekler…
Mustafa"nın annesi hastanenin olmadığı yerde köy ebesi gözetiminde doğumu zor bela gerçekleştirebilirse ikisinin de hayatı kurtulabilecektir!…
Michel"ın annesinin sancıları başladığında ise yollar kapalıysa; hemen yarım saatte acil ambulans helikopter müdahaleyi yapabilecek ekiple birlikte dağa ulaşmayı başarmıştır…
Dünyanın iki uzak köşesinde sağlıklı iki bebek dünyaya merhaba der!…
Mustafa ileride doğum gününü bile tam bilmeyecektir, sarı ineğin doğurduğu kara biçiğin doğduğu kar yağışlı günde doğduğu söylenecektir nerdeyse kendine… Çocukluklarında; Mustafa hasta ola ola çeliklene çeliklene doğal bağışıklığını kazanırken; Michel ise düzenli Doktor kontrolünde aşılar yapılan, büyüme ve gelişmesi takip edilerek büyürler…
İkisi de yaşadıkları yerlerde artık okula başlama dönemlerine ulaşmışlardır… Mustafa birçok arkadaş edinebileceği belki Akkuş"daki gibi tuvaletten bozma kalabalık, sobanın bile yanmadığı bir sınıfta eğitimine belki öğretmeni bile olmadan büyük sınıflardaki abi veya ablalarının kontrolünde devam ederken, yaramazlıkları da bol bol yapabilecektir… Michel ise az öğrencinin olduğu sınıfta doğal olarak hatıra defterine az yazı yazılacaktır ve öğretmeninin gözleri önünde yaramazlık dahi yapamayacaktır…
Hayatın ne olduğunu anlamadan çocuksu sevgiyle geçen yıllar ilköğretimde kahramanlarımızı bir yol ayrımına getirecektir…
Mustafa zekidir, çalışkandır ama kendi yaşıtları da aynı kendi gibidir, acımasız bir sınavlara girer ve gelecekte iyi bir yer kazanabilmek için şans elde edebilmişse şanslıdır… Arkadaşlarının çoğu ne olacağını bilememektedirler ve bir kısmı çırak olarak çalışma yâda başlarlar…
Michel ise belki çalışkan değildir, zekide değildir o yüzden eğitim sistemi Onu mesleki eğitime yönlendirir, eğer çok çalışkansa liseye(Gymnasium) gider ve sınavsız üniversitede istediği bölümde yüksek öğrenimini sosyal bir ortamda devam ettirir, dershane, özel ders nedir de bilmez Michel, bunları Mustafa"da bilmemektedir belki de tek ortak noktaları budur…
Mustafa ise bir maratonun daha başlangıcındadır…
Kendi gibi zeki çalışkan öğrencilerin arasından sıyrılarak ne olduğunu bilmediği ya mühendislik, ya eğitim, ya hukuk, ya iktisat işletme, ya da tıp fakültesini istemektedir… Michel eğitim sürecinde ailesinin ve yerel genel yönetimlerin sağladığı olanaklar doğrultusunda bir hobi edinmiştir, yabancı dili öğrenmiştir, bir veya daha fazla enstrüman çalmayı öğrenmiştir…
Mustafa ise bunların çoğuna uzaktır belki ne olduklarından bile habersizdir üniversite eğitiminde bile bunları yapacak ekonomi ve fırsatta bulamamıştır…
Mustafa eğer şanslı ve çok çalışkansa üniversiteyi kazanabilmiştir ama kazanamayan arkadaşlarına da rakipleri bile olsa içinden üzüntü duymaktadır…
Ama Mustafa"nın çilesi bitmemektedir, kent sakinleri Mustafa"yı evlerini pahalı kiraya verecekleri biri olarak görmektedirler ama Mustafa"nın ekonomisi karnını bile doyurmaya yetmemektedir…
Michel"ın ise böyle bir derdi hiç olmamıştır…
Üniversitede yurt bulabilirse Mustafa kalabalık odalarda Türkiye"nin değişik illerinden hiç haberi olmadığı kültür ve inançtan gelen insanlarla tanışacaktır ama dünyayı tanımaya başladığında bunu sorgularken Michel"ın hiç varlığını bile bilmediği YÖK engel olarak hep karşısına çıkacaktır…
Bu zorluklara rağmen Mustafa üniversiteyi uzatarak ta olsa bitirebilecektir…
Umut doludur Mustafa; İş bulabilirlerse diğer arkadaşlarına göre şanslıdır, Mustafa gelecek hayalleri kurduğu sevdiğiyle askerlik ve iş engelini aştığında evlenebilecektir, zorlukları birlikte aşacaklar, umudu sevgiyi birlikte yaşatacaklardır…
Mustafa; dünyayı değiştirebileceğine olan inançla doludur… Ama etraflarında sürekli aşmak zorunda oldukları yüksek duvarlar vardır, Sevdiği öğretmense; karşılarında neden olduğu bir türlü sorgulanmayan KPS yada diğer adıyla yeterlik sınavları vardır bunu aşmak için uğraşırlar dururlar ve yıllarda akar gider… Koşullar olgunlaştığında artık evlenebilmişlerdir… Belki çalışabilecek iş bulmuşlardır ama bu sefer emeklerine verilen ücretle insanca yaşam zor olmaktadır, yetmemektedir onlara, biricik çocukları bisiklet istediğinde gözyaşlarını içlerinde yutkunmaktadırlar… Bu durumu sorgulamak istediklerinde ise karşılarına memurların siyaset yapma ve örgütlenmedeki zorluklar engel olarak çıkmaktadır…
Zor ve ağır koşullarda çalışmaya ve yaşamaya devam etmektedirler ama umutlarını da hiç kaybetmemektedirler… İnce hesaplar yapıp kredilerle aldıkları ev ve arabanında borçlarını ödemekte zorlanmaktadırlar… Sanki ceplerinde hep birilerinin eli bulunmaktadır… Mustafa pişe pişe mücadele ede ede hayata devam ederken; Michel rahat rahat kendini geliştirmeye ve gününü gün ederek yaşamaya devam edecektir… Mustafa; iyi bir evin ve arabanın hayalini kurarken; Michel böyle hayal kurmamaktadır çünkü işsizde olsa insan gibi yaşamak için devleti ona bu olanakları sunmaktadır…
Mustafa iyi eğitim dahi alsa kendi emeğinin bile mücadelesi ve hayata siyasi olarak katkısı ona yasaktır Michel ise böyle yasakların olduğundan bile habersizdir bunu bilse bile böyle şey nasıl olur diye hayret etmektedir… Michel tüm hakları güvence altında olarak siyasette yapabilmektedir… Mustafa eşi ile çalıştığı halde altından kalkmakta zorlandığı yaşamda ülkesinde ailesi ile birlikte tatil bile yapamamakta iken; Michel işsiz bile olduğunda; rahatlamak için Mustafa"nın ülkesinde 5 yıldızlı bir tatil köyünde tatil yapabilmektedir… Mustafa ve Mustafa gibiler hayata Michel gibilere göre hep kendi ülkesinde bile 3/0 mağlup başlamıştır, çok çalışıp 3/3 getirmeye güçleri ve zaman yetermi bilinmez ama umutla hep bunun için yorulmayacaktırlar ve sürekli mücadele edecektirler… Ailesi de aynı mücadelelerin içinde bu şekilde yaşam devam edecektir… Mustafa bazen de kendi kendine soracaktır; “Acaba ben Michel, Michel"de Mustafa olarak doğsaydık yine aynı hayatı yaşarmıydık!... Nedir, nedendir Mustafa ile Michel arasındaki bu yaşantı farkları!...”
DrMustafa ÇUKURYILDIZ Ocak 2009
Aslında sadece yabancı ülkelere kıyasla hayata 3-0 mağlup başlamıyor Mustafa, kendi ülkesinde de, kendi memleketinde de 3-0 mağlup başlıyor hayata. Farklar sadece isimlerde, doğduğu yerlerin biçtiği görevlerde galiba. Sevgili Dostlar, düşünelim biraz, Sanatta, kültürde, siyasette Ordu merkezde doğmak, Ünye-Fatsa’da doğmaktan daha öne geçiriyor insanı, eğer Aybastı-Kumru-Korgan-Çamaş-Gölköy gibi yerlerde doğmuşsan kendi memleketinde bile hayata her alanda 3-0 mağlup başlıyorsun, Maalesef böyle yanlış, yanlış olduğu kadar kötüde bir algı gelişmiş kırsal ve feodal yaşamın izlerinin kırılamadığı yerlerde! Eh; yaşam güzel, mücadele bitmez, Bundan sonra ver mücadeleni bakalım 3-3 e getirmeye skoru, gücün, zamanın yetiyormu, uğraş dur… Zor bu işler dostlar çok zor!. Ben yorum yapmayacağım sadece yazarın şiirini ekliyorum yazıma, yorumu birlikte yapacak ve süreci birlikte yaşayacağız hiç bitmeyecek umutlarla ve mücadeleyle… Hepinize sevgi ve saygılar gönderiyorum.
DrMustafa ÇUKURYILDIZ 30 MART 2011 +
Hayata 3-0 Mağlup Başlamışsan Eğer
Gelişine vuracaksın hayata
ve üst köşeden kaleciyi yatırmacasına
işte birinci golü attın
ama hep kural dışı sayılacak senin gollerin
kuralları ezbere bileceksin
sürekli yan hakemin bayrağı havaya kalkacak
hatalısın
kendi kalene de gol yemeyeceksin
veya kendi kalene gol atmayacaksın
en iyisi hayatla maç yapmayacaksın
çünkü hep o galip gelecek
maça üç sıfır yenilgi ile başlamışsan eğer
aldırma be ahretlik
bu günler de gelip geçer.
Mehmet Akif Tiryaki