ORDU ÜNİVERSİTESİ DE KAPATILSIN

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Üniversiteler; hayatın ihtiyacı ve insanların refahını geliştirebilmek için; araştırmalar yapıp; öngörülerle yüksek düzeyde eğitim ve öğretim yaparak seçkin kadrolar yetiştiren, bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapan ve araştırma sonuçlarını toplum yararına sunarak sosyal ve ekonomik kalkınmaya hizmet eden kuruluşlardır.

Almanya'da John Guttenberg üniversitesi yaptığı araştırmalar ve değerlendirmeler sonrası; Almanya'nın 10 yıl boyunca yeni gazeteciye ihtiyacı olmadığı kararını vererek; üniversite imkanlarını ülkelerinin geleceğinin daha iyi olması için ihtiyaç duyulan alanlara Öğrenci kabul etmek için kullanmış...

Bu kararıyla Üniversite; hem gençlerini hayatlarının en önemli dönemlerinde eğitimlerini aldıkları bölümde işsiz kalmalarını önlemiş, hem işsiz gazetecilerin artmamasını sağlayarak mesleğin saygınlığını korumaya çalışmış, hemde enerjilerini ihtiyaç alanlarında değerlendirerek; ülkelerinin gelişimine katkıda bulunmuştur!...

Batı ülkelerinde Üniversiteler her türlü dogmatizmden uzak; aklın ışığında ilerleyen ve çalışmalar yapan kuruluşlardır. Akıl sürekli değişen, gelişen bir değerdir!...

Yaşamlarını iyi bir meslekle devam ettirmek isteyen gençlerimiz oldukça yoğun geçen çalışma dönemlerinden sonra; geleceklerinin belirleneceği birkaç saate sıkıştırılarak girdikleri ÖSS sınavının sonuçlarının açıklanması ve tercihlerini yapmanın ardından şimdide kazanacakları bölümleri sabırsızlıkla beklemekteler!...

Gelişmiş ülkelerde üniversiteler gençlerin ve mesleklerin geleceğini korumak ve geliştirmek için ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlemeler yaparken; ülkemizde ise gençler kaderleriyle başbaşa bırakılmaktalar!...

Türkiye'de ortalama öğrenim yılı henüz 4 yıl bile olamamışken; üniversitelerin yapması gereken bu ortalamayı yükseltecek Öğretmen yetiştirmektir ve bu konuda yeterincede Öğretmen yetiştirmiştir ama bugün 180.000 civarında Öğretmen işsizdir ve sürekli kurulan yeni üniversitelerin eğitim ve fen edebiyat fakültelerine gelecekte işsiz kalacak Öğretmenler yetiştirmek için yeni öğrenciler alınmaktadır!...

Şimdi bu durumu iyi sorgulamak gerek; Türkiye eğer eğitim ortalamaları bakımından çok çok gerilerdeyse; bunu yükseltmek için daha fazla Öğretmene ihtiyacı olacak ve bu durumda işsiz Öğretmenin olmaması gerekirken bu kadar 180.000 civarında öğretmenin işsiz olmasının, sınıfların kalabalık olmasının  ve okullarda Vekil Öğretmenlerin çalışmasının suçunu kimlere ve nereye yüklemek gerekir!... Ayrıca 180.000 civarında işsiz Öğretmenin olduğu yerde yeni açılan Eğitim ve Fen edebiyat fakültelerine gelecekte işsiz kalacak öğrenci kabul etmek ne kadar akla uygundur, bununda sorgulanması gerekir!...

Türkiye'de yüzbinlerce mühendis, kimyacı, biyolog vb. olmasına rağmen; halen tam yerli otomobil, cep telefonu, bilgisayar, ilaç vs. gibi icat ve imalatların olmaması düşündürücüdür!...

Türkiye'de 6 Milyon civarında Üniversite mezunu bulunmaktadır ama 4 milyon civarında toplam nüfusu olan Finlandiya'nın tüm dünyaya Nokia marka cep telefonlarını üretip pazarladığını düşündüğümüzde; Türkiye'deki üniversite mezunlarının kapasitelerinin icat ve üretme yeterliliği konusunda şüphelere kapılmamak elde değil!... Ama diğer açıdan bakıldığında ise Türkiye'deki üniversitelerden mezun olanlar Dünyanın birçok işletmelerinde ve araştırma kuruluşlarında rahatlıkla çok iyi pozisyonlarda işler bulmaktadırlar ve üstün başarılar göstermektedirler!... Ama bu bilgi kendi yetiştiği ülkede yaşamı geliştirme gücünü elde edemiyor!...

En özgür, demokratik ve akılcı olması gereken Üniversitelerde rektörlük seçimlerinede; tüm dünya eğitim ortalamalarının çok çok üzerinde seviyeleri olan Akademisyenler tarafından rektör seçimi yapılmasına rağmen en çok oyu alanların rektör olarak atanmamasının, nasıl bir demokrasi ile izah edilebileceğini anlayabilmek mümkün görülmemektedir!... Demekki özgürlük ve demokrasi kavramları toplumun eniyi eğitim almış kişilerinin kullanabileceği bir hak olarak görülmeyebilmektedir!... Yada; Akademisyenler ne kadar dünyanın en iyi eğitim almış insanları olurlarsa olsunlar; akılları ve tercihleri kendilerini yönetecekleri seçecek kadar yeterli değildir diye düşünülmektedir!... çok değil daha bir hafta öncesine kadar demokrasi nutuklarının, millet iradesinin bağırarak söylendiğini duyunca hüzünlenmemek mümkün olmamaktadır!...

Tüm bunları değerlendirdikten sonra; şu sonuca varmak mümkün!... Üniversiteler hayatın değişimine ve gelişimine, ihtiyacına uygun mezun vermektedir ama Türkiye'de bu bilginin kullanılmasını sağlamayı zorlaştıran, bilgiye yeterince ve özgürce fırsat sağlamayan, bilgiye hak ettiği değeri vermeyen bir engel varlığı ortaya çıkıyor!...

Türkiye'deki üniversitelere, mezunlara güvenmek, onlara daha fazla özgürlük ve moral vermek gerekmektedir!... Aklın önündeki tüm engelleri kaldırmak gerekmektedir!... Eğer bunlar yapıldığında; akla ve bilgiye değer verildiğinde Türkiye Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olabilecektir, halkıyla huzur ve refah içinde dünyaya mutluluk rüzgarları estirecektir!... Türkiye'nin bu potansiyeli, hazır vaziyette yıllardır harekete geçmeyi beklemektedir!...

Tüm bunlar yapılmadığında ise; boşuna umutlanmamak gerekmektedir.Bu durumda yapılması gereken en doğru harekette; Ordu Üniversitesi dahil tüm üniversitelerin kapatılması şeklinde olmalıdır!...Gençliğimiz - umutlarımız bu kadar ucuz olmamalı!......

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com