Ordu'da ünlü olamamışım ama Wiesbaden'de ünlü olmuşum....
Ordu da değil ama ben galiba Almanya"da epeyce ünlü olmuşum!
Orada bile rahat yüzü göremedim!
Mainz"de ki faşinglere bile kimse beni tanımasın diye ince bir Salvador Dali bıyığı çizdirerek katılmıştım!... ben yaptırmayı da unutmamıştım dikkat çekmemek için hani!
ve onbinler dans ediyordu açık havada coşkuyla!, ama gelen geçende hep bana bakıp gülümsüyorlardı nedense!...
Birkaç güzel kız yüzlerine kiss me!... yazmışlar
kaçırırmıyım bu fırsatı, üzermiyim hiç ben onları; iyiliğim üstümdeydi bugün; bari kimseye çaktırmadan öpeyim de kızlar üzülmesinler dedim!
ve sonra aklıma bir buçuk ay önce Taksim"deki yılbaşı kutlamalarında olan üzücü olaylar geldi; olsun medeniyet farkı
dedim kendi kendime!...
Başka bir gün gündüz vakti şöyle bir gezinti yapayım demiştim arabayla
oh be özgürlük de ne kadar güzel bir şeymiş be!...
Hoş sohbet 150-200 yıllık eski villalarla etrafı çevrili ama şahanemi şahane bir caddenin içinden giderken; birden gündüz vakti öyle ışıklar patladı ki; ben de yine güneşte ya çok büyük patlama oldu ya da buralarda yine bir ünlü gidiyor dedim ve merakla etrafıma şöyle bir bakındım durdum yine!
Flaşlar öyle parlıyorlardılar ki; gündüz ışığını bile bastıracak kadar güçlüydüler!... ve ardı arkasına patlamaya devam ediyorlardı!... gündüze gündüz kattılar adeta, gözlerim kamaşmıştı; etraftaki otomobil kullananlarsa sebebini bilmediğim şekilde bana bakıyorlardı bu arada ve gülüyorlardı garip garip!...
Yanımdaki dostlarıma yine paparazziler ünlü birini yakaladılar herhalde!... dedim
ama yanımdakiler de bastılar kahkahayı!...
Yanımdakiler seni çektiler!... deyince;
Allah kahretsin burada da rahat yüzü yok bana!...!
gerçi, Wiesbaden Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Aydınlık Yüzlü dostum İhsan Gümüş programına davet etmişti ama O gün Kızı sevgili Nisan bebek dünyaya merhaba dediği için son anda katılamamıştı ve bizde; dernek yönetim kurulu üyesi Ali Fuat Çukuryıldız ve üniversite öğrencisi bir bayanla katılmıştık; DrÖzgür"ün programına
Gelecekte çok ünlü olacağını bildiğim; şimdiden çile çekerek güzel ruhunu daha da olgunlaştıran Müzik Doktoru, gerçek bir Entelektüel sevgili dostum DrÖzgür Algın"ın konuğu olarak sadece Hessen ve Rheinland Phalz eyaletlerinin geneline yayın yapan Radio Rhein Welle de canlı sohbet programına konuk etmişlerdi beni sadece!
Müzikten, Edebiyattan, Kitaplardan, Memleketimin Güzel Kokularından, Üniversitelerden, doğru politikalar uyguladığında parasız üniversite gibi; Güzel Bir Bayan Başbakan adayıyla yabancıların dostu Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD nin Hessen Eyaletindeki seçim başarısından bol bol bahsederek zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız sohbete Ahmet Koç"un Anadolu ensrümanlarına uyarladığı batı klasiklerinin eşsiz güzelliği altında sürdürmüştük
Tüm bunların başıma gelebileceğini nereden bilebilirdim ki!... sohbet te oldukça keyifliydi hani!... ve ben flaşlardan kaçmak için hızlandıkça flaşlarda ardı ardına patlıyor; beni kovalıyordu sanki!... demek Almanya"da ünlü olmuştum!..
Aramızda kalsın; flaşların altında sallanarak yol almak, ünlü olmak çok güzel hoş bir duyguymuş!... kısa bir an için kendimi Cannes film festivalinde kırmızı halıların üzerinde, flaşlar altında yürürken hayal ettim!... etrafta gazeteciler hayranlar!
hayali bile güzeldi bee!
ama utanırdım ben bunlardan!...
Beni takip eden flaşlardan kurtulmak için hızlandım, hızlandıkça flaşlarda beni kovalıyordu
sonunda zorlada olsa; ıssız yollara saparak kurtulmuştum beni takip eden flaşlardan!
Günler geçiyordu
gezmekten ve eğlenmekten insan yorulurmu; ama ben yorulmaya başlamıştım!...Biraz kafa dinleyim diye ve açıksa da teleferikle anıları tazeleyelim, üzüm bağlarının üzerinden gezinti yapalım diye Rhein nehrini selamlayan anıtın olduğu tepe ye Rüdesheim"a gidelim dedik
Şanssızlık bu ya kış dolayısıyla teleferik de hizmet vermiyormuş!
o zaman bir kafeye oturalım da biraz içimizi ısıtalım dedik ve açık olan tek kafeye oturduk!
Oh be!...Özgürlük ne kadar da güzel şeymiş!... diyordum ki; yanımdakiler Garson Kız ne kadar da güzelmiş!... dediler sesli sesli!... bende şöyle bir alttan alttan bakim dedim; aksilikler hep üst üste gelirmiş ya işler ters gitmeye başladığı zaman!... burada da yakalamıştı ünlü olmak beni!...
Al belayı şimdi yeniden başına!... Garson Kız gülerek geldi yanıma ve Sizi sanki daha önceden tanıyormuşum gibi geliyor! demesin mi!...
Allahtan; eskiden saçlar siyahtı, kilo da yoktu, yaramazlık ta çoktu ve aradan da şöyle de en az 10 yıl geçmişti randevularımın üstünden ve ateşinin üzerini küller örtmüştü de kurtuldum hasar vermeden!...
Sahipsiz kalmıştı bir süre bu kent benim yokluğumda!... benimse anılarımsa sıcaklığında duruyorlar ve hasretle yenilenmeyi bekliyorlardı!... kimbilir belki de sahipsiz kalan şehir yeni sahipler de bulmuştur belki de!... ama olsun;
Yıllar ve arkadaşlıklar gelir geçer ama hatıralar asla unutulmazmış!...
Geçen zamanın, özlemin, dostların, hasretin acıları şimdi yüreğe vuruyor, sızlatıyor be!... Ben yine randevulaştım ama bu sefer bu kadar ara vermeyeceğime de söz vererek ayrıldım Wiesbaden"den!
Türkiye de ki dostlarıma!...
Çekilen resimler ise; altı üstü 55-60 km hızla bir belediye otobüsünü solladığımda; hız sınırını biraz aşmışım O yüzdenmiş
ben Türkiye ye geldikten sonra; resimler postayla geldiğinde annem önce duygulanacak resimlerime bakınca ve sonra alttaki ceza makbuzlarını görünce ne duygular hissedecek bana karşı kimbilir!... bense ne hayaller kurmuştum kendi kendime!...
Sevgi ve saygılarımla