Kriz dönemi; ya savaşlarda, ya doğal afetlerde, ya salgınlarda, ya ani iklim değişikliklerinde ortaya çıkan sıkıntılı durumları anlatan, toplumların hazırlıksız yakalandığı, insan, ekonomik ve sosyal anlamda birçok kayıpların yaşandığı dönemler olduğu düşünülür
Normal zamanlarda; savaşın, salgın hastalıkların, ani ve büyük iklim değişikliklerinin olmadığı dönemlerde bir ülkede;
-sanat, bilim, kültür yaşamda ve yönetimde etkinliğini gittikçe kaybediyorsa,
-tarlalarda üretim yapılamıyorsa,
-dereler-ırmaklar kirletilmişse, ormanlar çöplük haline dönüşmüşse,
-okullarda sınıflar 50-60 kişiye çıkmışsa, ortalama eğitim hala 4 yıl bile olamamışsa,
-hastane ve sağlık ocaklarında uzun hasta kuyrukları oluyorsa,
-daha önce bacaları tüten fabrikalar aniden üretimden düşüyor, kapanıyorsa,
-insanlar işlerini kaybediyorsa, çalışanlar gittikçe yoksullaşıyorsa,
-aş evlerinin önündeki yoksul kuyrukları uzuyorsa,
-yabancı ülkelerin büyükelçiliklerinin önünde vize kuyruklarında insanlar günlerce yatıyorsa;
yaşanan kriz değil; beceriksizlik ve kötü yönetimdir
6 milyon üniversite mezunu,100 den fazla üniversitesi, üç tarafı denizlerle çevrili, zengin yer altı ve yerüstü varlıkları, nüfusunun yarısı 27-28 yaşının altında genç olan Türkiye"nin yukarıda yazılanlar halkın yaşadığı acı üzücü ve düşündürücü gerçeklerin ne yazık ki birkaç tanesidir!
Türkiye halkıyla birlikte devlet olarak, özel sektör olarak borçların, işsizliğin, belirsizliklerin olduğu zor günlerin içinden geçmekte ve yönünü bulamamakta
Yıllardır kendisine ve hükümete yapılan tüm uyarılarda söylenenlere sağır, gösterilenlere de kör olan başbakan Sn Tayip Erdoğan herhalde itiraf anlamında; gördüğü gerçeklerin karşısında çaresiz kaldığını, başarısızlığını anlamış olacak ki işsizliğin çözümünde muhalefetten özellikle Deniz Baykal"dan yardım istemesi Türkiye"de yeni bir dönemin başlangıcının habercisi olarak algılanabilir
Bir siyasetçinin özelliklede seçim dönemine girilmişken yapılan bu tür açıklamaları benden size fayda yok, başınızın çaresine bakın anlamı taşıyacaktır ve seçmende bunu öyle algılayacaktır
Türkiye"yi 2002 yılından buyana yöneten ama hiçbir sorununu çözemeyen, üstelik borç ödeyeceğim diyerek elinde avucundakilerin neredeyse hepsini özelleştirme adı altında satmasına rağmen borçları daha da artan Türkiye"de Başbakan RTE"de muhalefetten yardım istemesi başarısızlığını kabul ve itiraf ettiği anlamına gelir
Şimdi 29 Martta yapılacak seçimler; içinde bulunulan umutsuzluk, geri kalmışlık, beceriksizlikler ve kötü yönetimlerden kurtulmak ve yeni başlangıçlar yapmak için ciddi bir fırsattır!
++++++++++++++++++++++++++++++++++++
yenilen pehlivan güreşe doymazmış derler ama pehlivan yenilgiyi kabul ettiği halde; yenilgiyi kabul etmeyen bazı işgüzarlarda vardır, bunlar pes eden pehlivanı sürekli coşkulu alkışlarlarla güreşe devama zorlarlar
Bazı yalancı pehlivanlarda vardır, seyircinin önünde sürekli pesrev çeker kendilerini alkışlatırlar ama nedense bir türlü güreşe başlamazlar sürekli kaçarlar
++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Kişi eğlencesindeyken, işleri iyi gittiğinde davul seslerinden çok hoşnuttur ama ya işler ters gittiğinde aynı davul seslerini duymaktan rahatsız olsa da; davul olmadığında bile sürekli kulaklarında tokmağın seslerini, çınlamasını duyar, rahatsız olur!
++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Halkın verdiği vergilerle parti çalışmalarının destekleniyor görüntüsünü bir süredir Tunceli"de izliyorduk, en son AKP"nin afiş ve flamaları devletin kurumlarında ele geçti
Tunceli"de yaşananlardan sonra İçişleri bakanı, Sosyal Güvenlikten sorumlu bakan ile Valinin istifa etmeleri gerekmezmi!
Bu yaşanılanlar herhangi bir Avrupa ülkesinde olsaydı Başbakanda istifa ederdi
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
cukuryildiz@hotmail.com