Sarı Öküzün Öyküsü

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Sarı Öküzün Öyküsü

Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları.Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye.

 

Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları. Gerçi bir iki sıyırık alırlarmış ama.. yine de boyun eğmezlermiş aslanların zorbalığına. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı.

           

Ancak tavşan, fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee, aslan bu, hiç fareyle doyar mı.

- 'Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor' demiş Aslanlardan birisi. - 'Evet' diye tasdik etmiş diğerleri.

           

Nereye gideriz diye düşünürlerken 'bir dakika' diye bir ses duymuşlar  gerilerden. Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'mış söze atılan. 

-'Hayır' demiş, 'hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben hallederim

bu işi.'

           

İnanmamış kimse ona ama haydi bir şans verelim ne çıkar diye düşünmüşler. O da almış yanına bir iki aslan gitmiş öküzlerin yanına. Beyaz bayrak çekmeyi de unutmamış. Öküzlerin lideri olan Boz Öküz başta olmak üzere beş irikıyım öküz yaklaşmış onlara. Sormuşlar ne istediklerini.

 

Topal aslan başlamış konuşmaya. Bir yandan da Boz Öküz'ün sivri Ve kocaman boynuzlarına bakıp ürperiyormuş.

- 'Saygıdeğer öküz efendiler' diye başlamış lafa. 'Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik, kimbilir kaçınızda şu pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini isteyerek yapmadık. Biliniz ki biz aslanlar barışçı bir milletiz. Hele  öküzlerle hiç bir alıp vermediğimiz olamaz. Ancak evet size defaatla  saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki Sarı Öküz  yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başimızdan alıyor.Onu gördükmü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz,ve sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiç bir alıp veremediğimiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü hayatınızdan emin rahat rahat otlayamıyorsunuz, belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi Sarı Öküz'ün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun, biz de barış içinde yaşayalım' demiş.

 

Boz Öküz,diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı Benekli Öküz "olmaz" demiş ama  kimseye dinletememiş sesini.

 

Zavallı Sarı Öküz kurban edilmiş aslanlara. Hepsi birden saldırmışlar zavallı öküzün üzerine. Bir ikisini fırlatmış üstünden ama bitkin düşmüş az sonra. Çırpınmış, haykırmış, yardım istemiş, yalvarmış, ama yokmuş onu işiten.

 

Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki.Bütün sürünün selameti için bir öküz...,gerekliymiş bu.Gerçekten de günlerce sürüye hiç bir saldıran olmamış. Huzur İçinde geçer olmuş günleri.

 

Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki.Hele Öküz etinin tadını aldıktan sonra."Acıktık" demişler Topal Aslan'a daha bir kaç hafta bile geçmemişken.

 

O da yine almış yanına bir kaçını, bir defa daha gitmiş Boz Öküz'ün yanına. - 'Selam' diye girmiş söze. 'Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal  milletiz. Doğru kararınız için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Ne mutlu. Yalnız buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.'

           

- 'Nedir?' demiş Boz Öküz merakla..

- 'Şu sizin Uzun Kuyruk' demiş Topal Aslan. "Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başimızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Halbuki siz öylemi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da hayatını sürdürsün.

 

Boz Öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. Yine sadece Benekli Öküz olmuş karşi çıkan. Hepsi de "verelim gitsin" demişler.İstişare daha da kısa sürmüş bu defa. Dışlamışlar Uzun Kuyruk'u sürüden. Saatler  sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.

 

Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar. Alabildiğince güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da  zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler. Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşiyorlarmış. Artık bir sebeb bile söyleme gereği duymuyorlarmış.'Verin bize şu öküzü yoksa karışmayız' derlermiş sadece.

     

Zavallı öküzlerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz Öküz de aralarında olmak üzere bir kaçı kalmış en sona. "Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşi, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri Boz Öküz'e.

 

-"Biz" demiş Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek

-'Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu harbi...'

 

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

 

 

Sarı Öküzün öyküsünü okurken bir film şeridi gibi;Kubilay, Deniz Gezmiş, Yusuf, Sinan, bizim Ernesto Che Guavera, savcı Doğan Öz, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Mecip Hablemitoğlu ve adları sayılamayacak kadar çok olan bilim insanları, gazeteciler, yazarlar, özgürlükçü ve devrimci mücadeleye ömrünü adayan ve dünyayı değiştirebileceğine inanan gençler,.. liste uzadıkça uzuyor daha..... hepsi gözlerimin önünden geçti teker teker!...

 

Bazı dostlarım yazıyı okuyunca bana listen eksik; Menderes'i, Zorlu'yu, Polatkan'ı neden yazmadın diye sitem edecekler... Ben Onları da üzmeyecegim ve hepsini listeme ekleyeceğim!...

 

Ve yaşadığım bölgede aslanların sürekli istedikleri, boz öküzlerin feda ettikleri ama buna rağmen aslanlara karşi cesurca mücadele eden dostlarım ADD başkanım sevgili Mehmet Gündoğdu, Selçuk Hazinedar, Sırrı Yumbul, Ali Rıza Meydan ve Şeref Tecim'in, sevgili yol arkadaşlarım Mecit'in ve Halil'in isimleri aklıma geldi!...

 

Ve şimdiye kadar hiç doymayan aslanlar; yıllardır Deniz Baykal'ı, Haluk Koç'u, Mustafa Sarıgül'ü, Murat Karayalçın'ı, Fazıl Say'ı istiyorlar sırayla ve inatla...

 

Belki günün birinde sıra bizlere de gelecek eğer en sona pişmanlığı bırakmazsak!...

sevgi ve saygılarımla...

 

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com