SEÇİMLER, YEMLER VE ZAVALLI BALIKLAR

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Bir seçim sürecine daha girmiş olmamıza rağmen; gerek Ordu"da gerek de Türkiye"de ne yazık ki çağdaş anlamda halkın direk katılımının olamayacağının göründüğü bir seçim daha yaşıyoruz…

 

Seçimde tercihi halkın yapacağı düşünüldüğünde; halkın taleplerini topluca üyeleri oldukları dernekler, odalar, sendikalar aracılığıyla dillendirmesi beklenir; siyasilerinde halkı dinlemesi gerekir çağdaş siyaset bunları gerektirir ama bunların hiçbirinin yapılmadığını görüyoruz…

 

Sendikaların sustuğu, meslek odalarının sessiz kaldığı, sanayi ve ticaret odalarının, esnaf odalarının, ziraat odalarının hiç ortalarda görünmediği, ulusal basının tek ses olarak “Fareli Köyün Kavalcısı” gibi yıllardır aynı sesleri verdiği, halkında sadece uzaktan izlediği ilginç bir dönem yaşıyoruz…

 

İşsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik, kalabalık sınıflar, çarpık yapılaşma, sanat-kültür ve eğitim alanında geri kalma, göçler, çevre kirliliği, fındığın bugün ve yarını; tüm bunlar şimdi tartışılmayacakta ne zaman tartışılacak, halk taleplerini hiç iletmeyecekler mi merak ediyorum!…

 

Halk susacak ama siyasi partilerin adayları kendilerince önemsediklerini vaatler olarak sıralayacaklar, halk da sandığa gidip oyunu verince demokrasi şeklen gerçekleşmiş olacak…

 

Siyasette maalesef anlayış; çağdışı bir şekilde; Çoğulculuk; “OY VERİN, DÜŞÜN PEŞİME…”, Katılımcılık; “BİZİ ALKIŞLAYIN…” oldu!…

                                                                                               

Kazananlar “BİZ HALKLA BÜTÜNLEŞTİK…” kaybedenlerde; “HALK BİZİ ANLAMIYOR, OYLAR SATILIYOR…” diyecekler…

 

Böyle bir demokrasi, çoğulculuk ve katılımcılık dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir…

 

Adaylar ve partiler seçimleri kazanmak için halkın oyunu almak için; şimdilerde kendince önemsediklerini vaat olarak bol bol sıralıyorlar!…

 

++++++++++++++++++++++++++++++++

 

Balıkçılar; balık hafızasının zayıf olduğunu söylerler, bir Azeri sözü vardır; “BALIK OLTANIN UCUNDAKİ YEME BAKAR…”

 

Balıkçı oltanın ucuna illaki tadı ve besleyici özelliği en iyi olan yemi taksada; balıklar kaliteli yeme değil; uzaktan gördüğünde aklını başından alan parlak görünümlü yeme gider, parlak yemin altında gizli olan zoka ya da oltanın kancasını görmez, yemin parlaklığına aldanır ve düşünmeden yemi yer!…

 

Artık olan olmuştur, yemle birlikte balık oltayı-zokayı da yutmuştur ve artık ne kadar çırpınırsa çırpınsın, ağlamakta sızlanmakta balığa fayda etmez!…

 

Balık yemin parlaklığına aldanıp bir kez zokayı-oltayı yuttuğunda artık işide biter, ikinci bir şansı yoktur, şayet güçlüyse çırpınır durur ve kurtulabilirse zoka-olta bazı yerlerini parçalar çıkar ama hafızası zayıf olduğundan balık yine uzaktaki başka yemi görünce geçmişte yaşadıklarını hemen unutur hızla yeme doğru yönelir…

 

Balıkçılarda bunları bildikleri için; oltanın ucuna kaliteli yem değil; balığın görünce aklını başından alacak ve düşünmeden yiyecekleri parlak yemi oltanın ucuna takarlar!…

 

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com