BU HIRÇINLIK NEDEN

Emel SUNGUR

Son yazdığım yazılarımdan birine zehir zemberek, tehditkar, bana Çorum"u, Maraş"ı anımsatan içinde gizli açık çeşitli ifadelerle  beni baskı altına almayan çalışan, hatta bu konulara daha değinmememi vurgulayan bir yorum yazısı.

Elbette yazdığım yazıların bir çoğuna olumlu olması koşuluyla yanıtlar alıyorum.

Eleştirel yazılarda olacak ki ufkum genişlesin, hataların, yanlış gözlemlerin, değerlendirmelerin ve uzun yıllar haksızlığa uğrayan kesimlerin zamanla duygusallaşabilmesi de ve bunun çok doğal bir sonuç olması nedeniyle anlaşılabilirliğini göz önünde tutarak yazdıklarımı tekrar gözden geçiriyorum.

Bu işi salt yazılarıma değil iç dünyamda da yaptığım oluyor.

Neydi bu söylenenler ; Kara çarşafla kadınların özgürleşebileceğine benim itirazım vardı. Çünkü öylesine ortada duruyordu ki bu birden bire gelişmişti ki  siyaset aşkı. Yıllar önceden bu güne öğrendiğimiz ve somut olarak binlercesini gördüğümüz manzara; babaları, eşleri, erkek evlatları için siyasete giriş.

Bunu elbette yerel yönetim seçimlerinde daha kolay görüntüleyebileceğiz. Muhtemel aday olacak bir eş, bunun karşılığı partiye yansıyan RENKLİLİK.

Kara çarşaflı kadınlar demeyeceğiz onu anladım. Çünkü bu yazdıklarım “kara çarşaflı kadınların” siyasi yaşamdan uzaklaşmasını getiriyormuş.

Onun için “gel,gel, gel babana” diyenlerin görüntüsünü ve oraya yönelen kara çarşaflının cinsiyetini hiçbir yerini göremediğim için saptamakta zorlandığım o kişinin sizlere varlığını anımsatamam veya öyle bir görüntünün yaşanmış olabileceğini sizlere hatırlatamam.

Öyle diyor kendince tehditkar mektup.

Bunu kara çarşaflı kadınlara sahip çıkmak için mi partiye sahip çıkmak için mi yapıyor pek algılamadım .

Ancak muhtemel bir olasılıkla bu işin içinde ayni yazımda yazdığım gibi partiye “sahiplenme” yok.

Neydi diğer söylediğim; Alevilik, toplumda konuşuluyor olması, yazılıyor olması, önemseniyor olması muhtemel bana Çorum"u ve Maraş"ı anımsatma nedeniydi.

İlkokul yıllarındaki öğretmenlerim gibi “hııı yine yaparım ha” diyor adeta. Ama öğretmenin “hıı” dedikten sonra başımı da okşardı ve bana bilmediğim binlerce şeyi de öğretirdi. Anladığım kadarıyla kimliğimin söylenmesine itirazı var, benim bu ülkenin vatandaşı olarak taleplerimi duymaya itirazı var.

Bilmiyor mu bir ülkede herkesin eşit koşullarda yaşadığı zaman o ülkenin refah düzeyinin yükseleceğini, hepimizi mutlu insanlardan oluşan vatandaşlar olacağımızı, kavga ortadan kalkınca üretimin artacağını, ÜLKENİN RENKLENECEĞİNİ.

“Aman ha dikkat maziyi unutma yine başına böyle işler gelebilir” diyor şahsı muhterem.

Neydi bir diğer söylediğim ; Toplumsal muhalefet bir araya geldi, alanlarda demokratik yollarla yolsuzluk, yoksunluk, barış ve demokrasi talepleri toplumun farklı kesimlerince organize edilerek omuz omuza dayanışma içinde haykırılıyor demiştim.

Bu heyecanımın beni eski enerjime ve heyecanıma bir kez daha taşıdığını söylemiştim. Birlikte yeniden iş yapabilme heyecanı, ufak tefek farklılıklarımıza, geçmişte yaşanan bazı kırgınlıklara rağmen şimdi bir arada olmanın zamanı demiştim oda rahatsız etti birilerini.

Neydi diğer söylediğim; bu çeşitli illerden bize ulaşan fotoğrafların “o siyasi partiye oy biçimime dönüşüp yansıması olabileceğini pek görmemekteyim” demiştim.

Şimdi bunları söylemeye devam ediyorum. Yanlış algıladımsa o doğrultuda da yazı yazarım. Bu kara çarşaflı kadın profilleri kendi yakınları aday değilse ve içselleştirdikleri Sosyal Demokrasi, Cumhuriyet, yenilik, kadının özgürleşmesi  duygularıyla partili olduysa göreceğiz.

Bakalım oy verip oy vermeyeceklerine. Elbette salt oy verip vermemeyede kilitlenip kalmamak lazım. Kadının yaşamına, direncine, isyanına yansıyorsa bu “partili olma hali” o benim en önemsediğim, özen gösterdiğim bir kanı onu da önemserim.

SON SÖYLEDİĞİM İSE “ARININ KOVANINA ÇOMAK SOKTUK” tu.

Evet yineliyorum tüm bu söylediğim tek tek kendini ifade edenlerin ortaklığı, birlikteliği “Arının kovanına çomak soktu”

Şimdi yine bir Pir Sultan değişiyle bütün bu söylediklerimden rahatsız olanların tehditlerini yanıtlıyorum. 

“Koyun beni Hak Aşkına yanayım

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan  

Benim Pirim gayet ulu kişidir

Yediler ulusu, kırklar eşidir

On iki imamın server başıdır

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan  

Kadılar müftüler fetva yazarsa

İşte kemend, iste boynum asarsa

İşte hançer, iste kellem keserse

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan  

Ulu mahşer günü olur divan kurulur

Suçlu, suçsuz gelir anda derilir

Piri olmayanlar anda bilinir

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan  

Pir Sultan'ım arsa çıkar ünümüz

O da bizim ulumuzdur pirimiz

Hakka teslim olsun garip canımız

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyorum.02.12.2008

Emel Sungur ANKARA