NASIL BİTTİ 20 YIL

Emel SUNGUR

“ Emek en yüce değerdir”

Pek değinmeyi düşünmediğim konu idi ancak sürekli yapılan kutlama ilanları ve toplantı, geceler beni ne yazık ki bu noktaya taşıdı. Demokratikleşme sürecinin hafif esintilerinin başladığı 80"li yıllarda 1988 yılında Dikmen Caddesinde her daim rahmetle andığım, her dayanışma gecesinde karşılıklı deyiş söylediğimiz İlyas Ağabeyin bir buçuk odalı ve aşağıda toplantılarımızı yaptığımız bir salondan oluşan o yılların Banaz Köylülerinin Derneği 1990 yılında ise Pir"i bütün dünyaya açarak hepimizin örgütü olan bu gün 20. yılı kutlanan Pir Sultan Abdal Kültür ve Eğitim Derneği, Derneğimiz, emeğimiz, yıllarımız, dinmeyen acılarımız ve mutluluklarımızın 20 yılı.

Bugün büyüyen artık Türkiye"nin neredeyse her yerinde örgütlenen Alevilerin evleri, mekanı Derneğimiz 20 yılını bitirdi. Çağrılar, birlikte olalım, dayanışma içinde olalım, bir olalım, iri olalım, diri olalım çağrıları.

Bu sözünü ettiğim Alevi örgütlenmesi sadece Alevilerin değil zamanla ötekileşen kesimler içinde liman oldu. Bu limandan hızla paraşütle inip gelip geçenler mi istersiniz, örgütün en üst yönetimine gelip uzaklaşanlar mı istersiniz, cebindeki ekmek parasını örgüt için verenler mi istersiniz, sokaklarda binlerce kişinin katılımıyla kararlar alınıp yalnız bırakıp kaçanlarımı istersiniz, yönetici iken siyasette parlamak için böylesi onurlu görevi; Pir Sultan örgüt yöneticiliği görevini bir kenara bırakıp parti koridorlarında genel başkanın gelişini bekleyenler mi istersiniz? Pir"in yerini, yurdunu, sevdasını, direncini bilemeyen Banaz"lılar mı istersiniz, yine dünyasında siyaset olmayan, örgütlenmeyi bilmeyen ancak bu örgütlenmenin yola çıkışında 7.kişi bulunmayınca Pir"i içselleştirdiği için ben bu sorumluluğu omuzlarıma yükler bu yolda yürürüm diyenler mi istersiniz.

İşte bütün bunların top yekunu Pir Sultan Örgütlenmesi, 20 yılı kutlanan Pir Sultan Örgütlenmesi.

Pir Sultan Abdal Anıtın yapımını ve daha sonraki yıllarda Pir Sultan Abdal Vakfı"nca Banaz"da yapımını gerçekleştirdiği Sivas Şehitleri Anıtın yapımını da üstlenen Alevi ana-babadan doğmayan ressam Cahit Koççoban"ı , Anıtın yapımının gerçekleştiği dönemin bakanı, daha sonraki yıllarda hainlerce katledilen Ahmet Taner Kışlalı"yı, Mimar Kemal Soyeri, Cihangir Canpolat"ı, kontrolör Mustafa Akpolat"ı, ressam Sadık Öztürk"ü unutmak mümkün mü gelinen 20. yılda.

İşte 20 yılın başlangıcı böylesi günler ve böylesi değerlerin “ bunu yapmalıyız” diye hep birlikte seslenişiyle başlar. Bu çıkışın Banaz yüzü ise haydi yola çıkalım, burası Pir Sultanın köyü, bize durmak yaraşmaz

“Bize de Banaz'da Pir Sultan derler
Bizi de kem kişi bellemesinler
Paşa hademine tembih eylesin
Kolum çekip elim bağlamasınlar” diyen her daim sevgi ve saygıyla andığımız İlyas Budak, Gazi Torun, Haydar Aslan ve kurucu üyelerden Hasan Canik, Murtaza Demir, Adıgüzel Türkan, Hüseyin Demir, İhsan Kılıç, Özer Demir"i unutmak anımsamamak böylesi bir günde 20. yılda mümkün mü.?

Eksiğimiz, fazlamız, doğrumuz, yanlışımızla Nedim Ağabeyi, Kamber"i,Necati"yi, Rıza"yı, Kasım"ı, Gani,Muharrem, Cafer Dede, Ali Rıza, Hikmet, Veli, Şahinder, Mehmet Yorulmaz Dedeyi, İlhan Cem Erseven"i,Ali Çağan"ı, Celal"i, bebekliği dernekte geçen Cansu"yu, çocukken dernekte olup bugün anne olacak Ceren"i, Önder"i, Cevahir"i ve örgütte doğan Berivan"ı, Zeynep"i, Hasan Harmancı"yı, Gazi"yi, Ahmet Aslan"ı, Turan"ı, Nebahat ablayı,Arzu ablayı, Mehmet Ali Karababa"yı,Nihat Çetinkaya"yı,Hüseyin Gazi Dede"yi, İlhami Dede"yi, Hediye"yi, Aysel"i, Celal Yıldız"ı, Ulaş Dinçer"i,Aşık Mahsuni Şerif"i, Kazım hocayı, Uğur"u, Esat Korkmaz"ı, Nejat Birdoğan"ı, Cem"leri yürüten Duran Dede"yi bu örgütün dışında düşünmek mümkün müdür? hatta örgütte büyüyüp talihsizce yaşamdan koparılıp giden Oktay Canik"i ve tüm hizmeti geçenleri velhasıl etkinliğe bedelsiz katılan tüm sanatçıları, ozanları, elinden geldiğince tüm hizmetlerde katkı sunan, yürek atışı Pir"e hizmet için olan emektarları, Banaz köyünde su borularını döşeyen Banaz"lıları, bu güne değin görev yapan muhtarları, sağlık sorununa rağmen tekerlekli sandalyesiyle dağı, yaylayı aşıp gelen Kasım"ı, binlerce ismi dahi bilinmeyen; göğsünün içinde 1 yıl beklettiği 5 ytl yi katkı için sunan Yakup köylü nineyi unutmak mümkün mü 20. yılda? Her sene etkinliklere geleceği günü hesaplayan çevre köylüleri unutmak hiç mümkün mü?

Derneğin sabah kapısını Nedim Ağabeyin açtığını ve sonrası orada emek veren dernek çalışanı Emel ve Deniz"i unutmak mümkün mü?

Bizlerin görevi ve vicdanı nedeniyle mecbur olduğumuz 7 yıl süren Sivas Mahkemesi sürecinde hiç yalnız bırakmayan örgüt temsilcileri ve avukat arkadaşlarımızı unutmak mümkün mü? İlk örgütlenme yıllarında koşullarını zorlayarak dernek kurmaya çalışan, işinden arta kalan her saniyeyi derneğin çalışmalarına ayıran, gerekirse anahtarı kapıya vurup örgütü için, yolu için iş yerinden, ekmekten vazgeçenleri unutmak mümkün mü?

Şimdi 20. yıl etkinlikleri devam ediyor; Alibeyköy Cem"evi şimdi kocaman bir bina ve ihtiyaçlarımızı karşılıyor ama o güne nasıl ulaştığını bilenler var mı? Kimlerin emeğinin olduğu öğretilip, o günler, o kişiler bir gönül alma dahi olsa anımsanıyorlar mı?

Tokat şube kurulan ilk şubelerden olması nedeniyle bu güne değin yaşadıkları, sadece o şubenin yaşadıkları bir roman. Bu yılların emeğini ve yaşanılanları omuzlarında taşıyanları örgüt biliyor mu?

VE BİNLERCE ÖRNEK VAR BU 20 YILLIK YAŞAMDA.

Örgütü ellerinin ucuyla tutanlar bu gün büyük ölçüde örgütçü oldular adeta örgüt onlarla dünyaya geldi böylesi enteresanlıklar yaşanırken hiç olmazsa bu yeni senaryoları yazanlar onca emeğin değerinin aynada yüzleştiğinde farkındalar mı?

Pir Sultan Örgütlü yapısı Derneğimiz olmadan yüzyılların örgütüydü.

Ancak Pir Sultan Kültür Derneği"ni baskıları biraz silkeleyerek su yüzüne çıkaranlar, her türlü acıya rağmen yok sayılışa rağmen hatta uğradıkları hakaretlere rağmen hala biz buradayız demeye devam edenler Pir"i örnek alıyor, Pir"i gibi direnmeye var olmaya, geçmişi unutmamaya ve yaşatmaya çalışıyorlar. Bu söz edilen acılar sadece dışardan değil içtende yaşanıyor bu en değerli, bizler için en önemli 20. yılını kutladığımız örgütümüzde.

Böyle giderse derneğimizin bu günkü yöneticileri yeni şubeler oluştukça yerine yeni yöneticiler geldikçe unutulabilirler. O unutuluşa engel olmak lazım. Onun içinse geçmişi unutmamak lazım. Hani her partinin, her örgütün diline pelesenk olan kelime “emek en yüce değerdir” sözünün her ağza, her dile yakışmadığını düşünüyorum bu söz en çokta bizim örgütlenmemize ve bizim dünyamıza yaraşır.

İŞTE 20 YIL.

Bu gün bu örgütlenme çabası içinde olanlarında geçmişte emek verenlerinde eline sağlık. Örgütlenmenin ve toplumun geleceğini kuracak olanlarında umarım önündeki engeller ilk kurulduğu yıllar, yaşanılan acılar kadar yakıcı olmaz ve yol almak kolay olur.

Geçmişi unutmamak ve geçmişteki değerleri unutturmamak hepimizin görevi olmalıdır.

19.Mart.2009

EMEL SUNGUR




NOT: Bütün bunlar zaman içinde eksik bıraktığım isimler, bu yazımda yazılmamış anılar, emek verenler, emeği unutulanlar 20 yılın tarihini yazdığını anımsatmak için yazılmış bir satır arası sözcükleri diye düşünülmelidir. Elbet bir gün örgütlenmenin tarihi toplumu yanıltmadan yazılıp yeni nesillerin belleğine yerleşecektir.