ŞİİRLE GÜL GİBİ GEÇİNEN ŞAİR: Volkan Odabaş

Gökhan AKÇİÇEK

ŞİİRLE GÜL GİBİ GEÇİNEN ŞAİR: Volkan Odabaş 
 

dünya bir gülden düşen sözler

yapraklardı  solmuş senin’çin

çok isterdim, evlerin boşluğu

ben gidince büyürmüş densin. 
 

 Şair, şiiri ömrüne kazıyandır. Gerisi laf-ı güzar Hayata, dünyaya şiirin kazandırdığı inceliklerle bakıyorsan, şairsindir. Diğeri şiirle uğraşandır, o ise şair! Uğraşan, şiire her zaman kavuşamayabilir. Şair, şiirin yüreğinde var eder kendini.  
 

“Gül Taştan Ağır” şairin, dünyaya “-buradayım” dediği bir eşik. İlk şiir kitapları her şair için belirleyici olup, konumunu netleştiren izleri de beraberinde taşır.  İlk şiir kitabıyla, ya şair olunur, ya da “şiir yazan”. Volkan Odabaş, “Gül Taştan Ağır” ile şairliği hakkıyla taşımaya namzet bir isim.      
 

“yırtık gemi, dağılan pul, zar sesi

ben bunları  kaybettim

bir sabah vaktiydi

dümdüzdü  daha dünyanız

güneş  doğmamıştı

gecenin küfür dileyen koynundan” 
 

Gül, şiirimizin en kadim kapısı. (buradan Orhan Tepebaş’ın “Kadim Kapısı”na da bir selam sarkıtalım…) Gül’ün tarihi, şiirimizin de tarihi sayılır. Her şair, yolunu mutlaka gül’e düşürmüş, onu anmadan geç(m)emiştir.  
 

Modern şiir, insan ruhunu didik didik ederek oluştu. Günümüz şiiri, büyük sondajların şiiridir. Yazılanlar, şairin kara kutusudur adeta. Şaire, şiirinden gidileceğini öğreten bir geleneği imliyor şairlerimiz…  
 

Odabaş, sandalyesini kendi elleriyle altına çeken bir isim, şiirimize eklenen “usul” bir soluk. “Gül Taştan Ağır” isimli ilk şiir dosyasıyla, 2010 Homeros Kemal Özer Şiir Ödülü’nde üçüncülüğü paylaştı. 
 

Düştüm, beni ulayan gül

ağır ağır işlemiş, solgun ömrüme. 
 

Şairlerde, şiirine ilişkin değerlendirmenin ötesinde, insani pırıltılar, içten gelen bir tavrı önceledim hep.  Şiiri iyilerin, daima “iyi” olamadıklarını da zamanla öğrenmiş oldum. Bu nedenle, insani kıratı, şiirsel değerin üstünde tuttum hep. Benim tercihimdir bu. 
 

Odabaş,  sancısını uzakta aramamaya meyilli bir ses. Gül’e talip bir şair. Aynı zamanda Azer Yaran’a, Dursun Ali Akınet’e, İrfan Yıldız’a ve Fatin Hazinedar’a soluktaş bir münzevi…    
 

“bir gülde kurudu yüzüm

yaza vedalar gerekti, geçti

şimdi güzlerde evin saatleri

sokak yalnız yağmura açık bugün” 
 

Gül Taştan Ağır-Volkan Odabaş/Artshop Şiir Dizisi, Nisan 2010