2009"un AMERİKA SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ ile 1970"in TÜRKİYE CUM

GünayDın
ABD ve TÜRKİYE

2009"un AMERİKA SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ  ile 1970"in TÜRKİYE CUMHURİYETİ

1970"li yıllardan beri Türkiye gibi gelişmekte olan ve geri kalmış bir sürü borçlu ve fakir ülkenin üzerinde kültürel ve ekonomik baskı kuran başta Amerika ve Avrupa ülkeleri yıllardır savundukları liberal kapitalist sistem, bankalarıyla fabrikalarıyla resmen çöktü.
Trilyonlarca dolar zarar eden o çok övündükleri özel bankalar, ünlü ulusal markaları üreten sanayi tesisleri, battıkça devlet kaynaklarıyla müdahale etmeye mecbur kaldılar.
Özgür ve hür teşebbüsün batışının yarattığı artçı şoklarla işsiz ve sosyal güvenlikten yoksun kalan kesimler, sağlık yardımı alamayanlar, tüketmeye alışkın olup satın alamayan milyonlar, nihayet, sistemin sosyal demokrat lideri olarak kabul edilen Barak Obama"yı, ABD"nin başına oturttu. Tüm dünyaya ekonomik ve askeri araçları ile liberal kapitalist sistemi uygulatmaya çalışan ABD devleti, kendi topraklarında kendi rejimini bir kenara bırakarak sosyalist bir devlet modeli gibi davranmaya başladı.
Yıllardır bizim başımızda olan IMF Sosyalistleşen Amerika"da yok mu?
ABD'de Temsilciler Meclisi'nin ekonomik krizi aşmak için son olarak kabul ettiği 819 milyar dolarlık devlet yardımının sekizde biri sağlık sektörüne ait olup,100 milyar dolarlık pay hastanelerin ve hekimlerin donatısına ayrılacak. Yoksul kesime ''kolay sigorta imkânı'' sağlanacak. Yeni Başkan Barak Obama, vergi indirimleriyle, kurum ve kuruluşlara acil yardım için bu miktardaki devlet yardımını istiyor.
Uzmanlar, pakete çokça vergi muafiyeti eklendiği, altyapı yatırımlarının 150 milyar dolar gibi düşük bir seviyede kaldığını belirtiyor. Eğitim sektörü için de 150 milyar dolarlık bir pay ayrıldı. Obama, pakete yıllık geliri 250 bin doların altında kalan aileler için de vergi muafiyeti ekletti. Cumhuriyetçiler bunun servet transferi olduğunu ve sosyalizm modeli bir uygulama olduğunu iddia ediyorlar. Demokrat Parti'nin Kongre üyeleri ise yemin töreninin yapıldığı Ulusal Parkın yeniden düzenlenmesi ve doğum kontrolü araçlarına fon ayrılmasını eleştirdiler.

”Liberal ve serbest piyasa modeli ile dünyaya örnek oluyoruz.” dediler, Türkiye"yi 500 milyar dolar borca soktular.
Bizim Türkiye Cumhuriyetinin 1970"li yıllarda 70 sente muhtaç olmakla başlayan, IMF serüveni, 2009 yılı başı itibarıyla 500 milyar doları aşkın borca batmış olarak hala belirsizce sürüyor. Ülkenin güney doğusunda dış güçlerce tezgâhlanan ırkçı terörü bastırmak için 100 milyarlarca dolarlık askeri harcama yapan Türkiye, bütün bu olumsuzlukların faturasını altından kalkılamayacak boyutta bir borç yükü olarak gelecek nesillere bırakacak.
Amerikalı IMF talimatı ile Türkiye"de Atatürk talimatı ile kurulmuş olan tarımsal kooperatif birliklerini kapattılar. Enflasyonun ana nedeni olarak gösterilen tarımsal ürünlere devletçe verilen desteklemeleri de kaldırdılar. Tarımsal ve hayvansal tüm ürünlerin taban fiyatı olmadan serbest piyasaya göre fiyatlar oluşacak, dediler.
Ama Kapitalist ve liberal sistemi uygulayan zengin batılı ülkeler kendi köylüsünü desteklemeye, güçlendirmeye, teşvikler vermeye hızla devam etti, nasılsa bizim gibi tarımsal üretimi sıfırlayan ülkelere ürettikleri hormonlu tarım ürünlerini satabilecekleri büyük bir pazar açılıyordu.
Amerikalı IMF talimatı ile Türkiye"de devletin gübre fabrikalarını arsa fiyatına ulusal tekellere devrettiler. İthal tarım ürünlerin taban fiyatlarını aşağılara çeken ulusal tekel firmaları yine boş durmadı. Tarımsal ürünlerin girdilerinin başında gelen mazot, gübre,yem, ilaç ve işçilik maliyetlerini yukarılara fırlatarak köylüyü tepe taklak teneşir tahtasına uzattılar,komadaki köylüye yılda bir iki kez destekleme don parası vb. adı altında küçük harçlıklarla şerbet verip,karşılığında yine utanmadan, üretmeyen ve sürekli bir şeylerle desteklenmeye alıştırılan köylüden oy istediler ve iyi oylarda topladılar.
Dünyada gıda açısından kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olmakla övünen Türkiye, tarımsal üretimi azalıp, tarımsal ürün ithal ederken, köylüsü aç sefil ve perişan hale düşünce; akın akın sanayi bölgelerine göç etmesini ise yetkililerimiz “ülkemiz sanayileşti.“ diye yorumladılar.
Amerikalı IMF talimatı ile Türkiye"de, devletin neyi var,neyi yok,özelleşme adı altında satılmaya devam edildi..Milyonlarca insan işsiz ve sosyal güvencesiz kalmıştı.Kara delik dedikleri SSK"yı tahrip edip, işçiyi,memuru emekliyi, kapitalist ve liberal sistemin gereği; Özel hastanelerin tüccarca zihniyetine bıraktılar, sağlık ve sosyal güvenlik sitemini alt üst ettiler.
TMO"nun dağıttığı fındık parası bile IMF"nin denetiminden kaçırılan bir ödenekten ödeniyor.
Türkiye"de krizden etkilenene, üşüyene, ürettikleri fındığı oturup yemesini tavsiye edenler, ABD'de Temsilciler Meclisi'nin ekonomik krizi aşmak için son olarak kabul ettiği 819 milyar dolarlık devlet yardımının sekizde biri sağlık sektörüne ait olduğunu,100 milyar dolarlık pay hastanelerin ve hekimlerin donatısına ayrıldığını, kapitalist ve liberal sistemin Amerika"sında milyonlarca yoksul kesime ''kolay sigorta imkânı'' sağlandığını duymadılar mı?
Tabii, bizim yerli işbirlikçiler her şeyin farkındalar, ama Amerikalı IMF"nin talimatı kesindi Son yerel seçimden başarılı olmak ve daha çok oy toplayabilmek için, TMO"nun dağıttığı fındık parasını bile IMF"nin denetiminden kaçırıp, ödenek dışı korsan kaynaklardan sağladıklarını fısıltı gazeteleri çoktan açıkladı bile.
Sonuçta, Sosyalist Cumhuriyetler gibi davranarak, üst üste yardım paketleri açan, ABD'de ekonomik krizi aşmak için 819 milyar dolarlık devlet yardımının bir küçük örneği bizde olmaz mı? Bizde 1970"li yıllardan beri serbest ve liberal ekonomi,hür teşebbüs diye diye çökertilen bir rejim ve fakirleşen çok büyük bir kesim var..Ayrıca, bol bol nasihat var, yeteri kadar kömür ve buzdolabı var, teğet var, hamdolsun nidaları altında, birde fırça var, ama ne yazık ki, işimiz çok zor, terbiye edilerek, eli kolu bağlanmış bir abi adayı olan ülkemizi , beş yüz milyar doları aşan borçlarını, tekrar borç alarak kapatmaya çalışan,dışa bağımlı bir 2009 yılı daha bekliyor.