CUMHURİYET BALOSU VE KÖYLÜLER
Hey hat, ne günlere kaldık. Bütün dertlerimiz bitmiş gibi başımızdaki yetkili ve etkili bir takım zevat, içlerine hiç sindiremeseler de resmi görevleri gereği bayram kutlaması adı altında pervasızca yapmaya çabaladıkları, Atatürksüzleştirme ve Cumhuriyetsizleştirme çabaları artık resmen ayyuka çıktı, gemi iyice azıya aldılar..
Devlet hizmeti için görevlendirilen bir takım bürokratlar, Laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve İnkılâplarına örnek bir T.C. memuru olmaktan çok, ideolojilerine yürekten bağlı ve bir parti militanı gibi davranışları, Cumhuriyetimizin ürünü olan ilimizde, şoklar yaşatıyor
İlimizin sivil toplum örgütleri ve hassas kamuoyu, Laik Cumhuriyete ve Atatürk"e karşı takınılan bu tavırları maalesef yine sessizlik ve duyarsızlıkla karşılamaya devam ederlerse, bundan cüret alan bu tip zevat, yakında yeni icraatlarıyla yine can sıkacaklar.
Atatürk heykelinin karşısında, yakın geçmişte olduğu gibi ağzında sakız çiğnemeyi, selamsız dikilmeyi marifet zannedip, elini kolunu sallayarak geçenlerin, alt yapısında muhakkak o heykellere kement atıp yerlerde süründürmek dürtüsü de vardır..
Çünkü bu tip güruh, 10 dakikalık zorunlu bayram konuşmasını yaparken bile, Atatürk kelimesini ağzına almadan, Cumhuriyet Bayramını anlatabilme kaygısı ve telaşını hep yaşarlar, aldıkları nefret terbiyesi gereği
Tabiî ki tüm bunların sonucu olarak, Cumhuriyetin 85.yılını kutlama balosunu da bir eziyet ve laik kesimin içkili bir eğlencesi olarak görürler. Bu töreni de ti"ye almak için, Cumhurun gerçek temsilcisi diye, köylerden bir minibüs dolusu insanı figüran olarak getirtirler, meyve suyu kadehli, kara lastikli, milletin efendisi motifiyle Cumhuriyet Balolarının geleneksel derinliğini ve Atatürksel manasını, buharlaştırmayı yine bir kısım basın sayesinde ustaca başarırlar ve yine mesajlarını üst düzey babalarına iletirler
Madem o Cumhurun balosu ise nerede emekli, nerede esnaf,nerede memur,işçi,işsiz,halkın gerçek temsilcileri nerede, tabii ki minibüsle getirilen köylülerin içlerinden biri çıkıp fındık para etmiyor, mahvolduk,açız, geçim sıkıntısı çekiyoruz gibi laflar etmeye başlayınca, balo pastası kesmeye ve 10.yıl marşına başlayıp, konuşmaların önünü kapatırlar, sonra hepsini derdest edip, gerisin gerisiye gönderirler,ulusal basına da verilen Ayşegül baloda pozları,Ulusal basından ilginç habercilik açısından aferin alınca, başımızdaki yetkili ve etkili bir takım zevatta gündemi bir an değiştirmenin mutluluğuyla derin bir oh çekerler,
Ama ülkemizde hangi acı gerçek değişti, hangi sıkıntı hafifledi, her şey tepe taklak her gün daha kötüye gidiyor,millet kredi kartı,tüketici kredisi manyağı oldu, fındığın fiyatı 2,5 YTL.nin altında geziniyor,köylü kan ağlıyor, hırsızlıklar,cinayetler arttı,şehit cenazeleri her gün birkaç evin kapısını çalıyor,işsizlik mi çözüldü, liman mı yapıldı,havaalanı,çevre yolu mu başlandı,dere yolu mu tamamlandı, ekmek,gaz,tuz,şeker mi ucuzladı,TMO bile aldığı fındığın parasını 40-50 gündür ödeyemiyor..TOKİ girdiği yöreye ev yapacağım derken, o yöreden bir çivi bile almıyor, esnaflar tek tek kepenk kapatıyor,çekler,senetler ödenmiyor, kriz büyüyor..
Sonuç olarak; ülkemizin güney doğusundaki olayların boyutlarının kritik safhaya ulaşmış olduğu bu hassas dönemde, hepimizin, Cumhuriyeti ve onu kurucusu Kemal Atatürk"ü hafife alan, eylem ve söylemleri terk edip, Demokrasi ve Cumhuriyet rejimine sıkı sıkıya sarılmalı, sahip çıkmalıyız, bölücü mihraklara karşı kuaviye-i milliye ruhuyla birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Çünkü ikinci bir Türkiye yok, ona göre