Tarımsal üretimin en önemli girdileri arasında yer alan gübrede fiyat artışına üretici tepkisi büyüyor,fındığa ve diğer tarım ürünlerine köylü bu gidişle yeterli gübre atamayacağız,diye endişeleniyor..
Geçtiğimiz yıllarda, devlete ait fabrikalarda çeşitli Kimyasal Gübre üretimi yapılırken zarar ettikleri bahanesiyle tesisler Özelleştirme idaresince sessiz sedasız 4-5 holdinge satılınca piyasa bu firmaların ve ithalatçıların tekeline ve insafına kaldı.
Köylünün, ürettiği tarımsal ürünün içinde yaklaşık yüzde 15 civarında gübrenin maliyeti oluşturduğu bilinmektedir. Türkiye"de yıllık 5 milyon ton gübre tüketildiği, bunun 2 milyon tonunun ithalat yoluyla geri kalanının da iç piyasadan karşılanıyor.
Örneğin, köylülerimiz arasında şeker gübre olarak bilinen amonyum sülfatın 2007 yılı Ocak ayındaki fiyatı 40 YKr"den, 2008 Şubat ayında 60 YKr"ye çıktığı ve bayilerin fiyat artışına hızla her gün devam ettiği kaydediyorlar.
20062007 yılları içinde gübreye yapılan zamların ortalamasının yüzde 50"yi geçtiğini belirten tarım sektörü temsilcileri, son 56 yılda gübre fiyatlarının yüzde 200"nin de üzerinde arttığına dikkati çekiyorlar.
Artan gübre fiyatları nedeniyle üretim düşecek, dolayısıyla daha çok tarım ürününün ithal edilecek, dolayısıyla zaten bozuk olan makro ekonomik dengeler daha da bozulacak.
Gübre fiyatlarındaki artışa karşın, üretici gübre bulmakta zorlanmaktadır. Çünkü, fiyatlar yükseldiği zaman gübre stoka çekiliyor.
Dolayısıyla üretici gübre bulmakta da güçlük çekiyor. Tarımsal üretimin en önemli girdisi olan gübrenin piyasada olmaması ise ayrı bir sıkıntı yaratıyor. Fındığımızda rekolte kaybı ve verimsizliğin önüne geçmek için mutlaka gübre kullanılmalıdır.
Bilimsel araştırmalar göre gübre kullanımı verimi yüzde 20-80 oranında arttırıyor. Dolayısıyla bir yandan fiyat artışı öbür taraftan spekülatörlerin iş başında olması nedeniyle gübre bulamayan üretici, rekolte kaybı ve verimsizlikle karşı karşıya kalabiliyor.
Bu da milli ekonomiye ciddi zarar verebilir.. Yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyoruz..