Türkler İslam dinini temel alan kültür dünyasının önemli üyesidir.Osmanlı İmp.luğu da 1920"ye kadar bu kesimin en büyük temsilcisi idi.Onun için Türkiye"nin 1.5 milyar nüfuslu İslam dünyasıyla ilgilenmesi doğaldır.Bu kültür bağı ve insanlık açısından da bir görevdir.
Ancak İslam dünyasına bakarsak,kendilerini hala Ortaçağ"da görmekte ve dünyanın teknolojik üstünlüğüne karşı suskun,çaresiz kalmaktadırlar.Bu da Müslümanlara geride olma,bilime uzak kalma.teknoloji eksikliği gibi yaftalar yakıştırmaktadır.Müslümanlar silahlarını düşmanlarından (Batıdan) almaktadır.Yani Batı"nın silahıyla ve Batı"nın düşüncesiyle Batı karşısında İslam kimliği mücadelesi yapılmaktadır.Buradan da İslam terörizmi doğmaktadır.Bunun kurtuluşu ancak sanayici ve iş adamlarına,onları temsil eden politikacılara,kendi yaptıkları silahlarla donatılmış ordulara kavuştukları zaman olur.Batı Hırıstiyan olduğu için üstün değildir.Din ideolojisindeki kavgayı aşmıştır.Dini içselleştirerek hem özgürleşmiş hem de özgürleşmiştir.Ama bilimsel öğretim,bilgi ve teknoloji alanındaki uğraşısıyla ileriye taşınmıştır.
Sorun çağdaş insan gücü yaratmaktır.
Teknoloji dünyasının ürünlerini satın alarak yaşamayı tercih ettiğinizde sömürge olursunuz.Hedef Müslüman toplumların eğitilmesi,çağdaş eğitim düzeyinde üretime yönelmeleri olmalıdır.
Akla karşı kalp romantizmiyle hareket etmek toplumu ve bireylerini tutucu yapar.Yerinde saydırır ve başkalarının esiri olursunuz.
Kültürün teknolojiye dayandığını bilmeliyiz.Beslenmemize temel olan tarımın içine teknoloji girmesi gerektiğini bilmeliyiz.Akıl ve bilimin teknoloji ile yapıldığını içtiğimiz su kadar bilmeliyiz.Yine sporda başarılı olmak için teknolojiden yararlanmamız gerektiğini de bilmeliyiz.Paralar üzerindeki resimlerle değil onun bir teknoloji ürünü olduğunu iyice anlamalıyız.
Öyleyse kendi teknolojisine sahip,üreten,akıl ve bilimi önder kabul eden toplum olmalıyız.Bu nedenle İslam dünyası neyin savaşımını vermek gerektiğini bilmelidir.Müslüman oldukları için çağdaş olamama,sömürülme,itip kakılma davranışlarından kurtulmalıdır.Bunun yolu da bilimsel yapılanmanın öne çıkmasıdır. İşte burada Türkiye öne çıkabilir.M.Kemal" in gösterdiği çağdaş uyanışı örnekleyerek İslam devletlerine rehber olmalıdır.Ancak bu durum bizi Ilımlı İslam gibi sahte yapılanmaya itmemelidir.Çünkü Batı bizi Müslüman kimlikte görmek isterken kafalarındaki Müslüman imgesi olan geri kalmış,cahil,üçüncü sınıf insan modelinden ayırmak istememekte ve sömürge yollarını kapamamaya çalışmaktadır.Müslümanın çağdaş bir insan olması,sömürge anlayışlarını engeller.Hele Türkiye Cumhuriyeti"nin laik,ulusalcı,çağdaş,demokrat varlığı onları hepten tedirgin eder.
Mustafa Kemal işin ayırdına varmıştı.
Bize düşen görev, O"nun aydınlık dolu yolunda yürümektir.
Gürsel YILDIRIM yildirim.gursel@gmail.com