ORDU HALKINA VE ORDU BELEDİYESİNE AÇIK MEKTUP
Ordu kenti bir “Kanyon” değildir!
Yaklaşık beş gündür çeşitli sebeplerden dolayı Ordu’dayım. Bu sayede kentin içerisinde yapılan faaliyetleri izleme imkanı buldum. Açıkça belirtmeliyim ki yaşananlar iyi niyetin suistimalidir.
Ordu’nun Trendi gündem maddesi hiç şüphesiz teleferik sisteminin kurulması. Bir çok tartışmalara sebep olduğunu içinde bulunmasam da biliyordum.
Kentin içinde süzülen bir teleferik fikri teorik olarak oldukça güzel ve çekici geliyor ve ben iyi tasarlanmış böyle bir projenin kente katkısı olacağını düşünüyorum.
Fakat bu bir mühendislik işi olduğu kadar aynı zamanda kentin silueti açısından estetikçi işi. Kısacası estetik kaygıların ön plana alınarak gerçekleştirilmesi gereken bir projedir bu. Kimsenin biraz daha fazla para kazanacağız diye bu kentin aurasını, tarihsel ve doğal dokusunu tahrip etmeye hakkı yoktur.
Dünyanın hiçbir yerinde bir kentin hele bizim kentimiz gibi ve Sayın Seyit Torun’un tabiriyle ‘ Rio De Jenario manzaralı ’ bir kentte şehrin içinde bu kadar çirkin ve kocaman demir dikmeler göremezsiniz. Kentin üstünde kilometrelik, kol kalınlığında çelik teller olmaz.
Bu cehaletin daniskasıdır.
Bu ben yaptım olduculuktur.
Bu estetikten, şehircilikten ve belediyecilikten anlamamazlıktır.
Bu açıktır ki tüm Ordulunun iyi niyetinin kötüye kullanılmasıdır.
Sayın Seyit Torun, kendini dahi, karşı çıkanları "Aptal" sanıyor olabilir. Dünyada bir Japonya’da bir Ordu’da kentin içinde teleferik sistemi olduğunu söyleyerek çok matah bir iş yaptığını sanabilir.
Halbuki Avrupalı, ABD’ li, Orta Asya’ lı, Balkanlı aptal mı ? Onlar bunu düşünememişte bizim “köylü kurnazı" Sayın Seyit Torun "dâhisi” mi düşünmüş.
Bak sen! Zaten bütün cevherler bizim topraklardan çıkar bilmez miyiz?
Ordulumuz ise ayağını yerden kesen bu “alameti farikayla” gurur duyuyor. Bu anlamda yapılan iş Ordu halkınca benimsenmiş. Fakat iyi niyetin suistimali bu.
Başta belirttim teleferiğe karşı değildim. Boztepe üzerinden daha güzel bir manzara ve biraz daha uzun bir yolculuk sağlayacak ve kenti Boztepe eteğinden dolaşarak deniz üzerinden verilebilen bir proje yapılabilirdi.
Şimdi Ordu kentinin çatılarında ki bidonları, tenekeleri ve türlü çirkinliği “turistik bir değer” olarak misafirlerime göstermek son derece utandırıcı.
Bunun içinde çatı düzenleme projesi başlatılacakmış; alın size etinden sütünden, yününden örneği...
Sayın Seyit Torun bir kent bu kadar "Sağılır" mı?
Sormak istiyorum “Solcu Halkcı belediye başkanımız ” Seyit Torun neden Ordu kentinin emekten yana partilerine ve sendikalarına bu konuyla ilgili danışmamıştır. Sadece bazılarına "oda varlığı yokluğu belli olmayanlar" çağrı yollamış ve de böylece görevini yapmış oldu.
Böyle projeler ve kentleşme konusunda sol partilerin oldukça etkili alternatif planları olduğunu sevgili “solcu belediye başkanı” bilmiyor mu?
Birde teleferik sistemi kapsamında sahile yapılmış mekanları işaret eden tabelalar tam bir fiyasko.Restaurant’ın mı yoksa Restoran mı Türkçe bilemedim.
Ne yazık ki Ordu’yu daha güzel kılabilecek bir proje az gelişmişlik görgüsüzlüğü ve para kazanma hırsı nedeniyle şehri üstünden teleferikle geçilen bir dere yatağına benzetmiştir.Seyit Torun Ordu kenti bir “kanyon” değildir!
Yine sormak istiyorum; başkanı olduğu belediyede Ramazan ayında belediye çay ocağını kapatan “solcu” Seyit Torun, nedense İslamcı camiada bile suistimaller ve dini gereği olmadığı tarışılan "Ramazan Çadırlarını" maddi manevi desteklerken Ordulu Öğrencilere " bir yolunu ve biçimini bularak" öğrenim bursu vermez ?
Son olarak Karadeniz sahil yolu meselesini hatırlatmak istiyorum. Ordu ili Ordu halkının kararlı tutumu sayesinde yıllar önce kendi kıyı şeridini otoban furyasından kurtarmıştı. Karadeniz’de denizi doldurulmayan tek kent Ordudur.
Fakat bu proje yakında tekrar gündeme gelecektir.Seyit Torun lütfen bu konuda tekrardan halkı bilgilendirme çalışmalarına başlamalıdır.Ordu’nun mücadele ile kazanılmış bu durumu şehrin içinde çeşitli ibarelerle belirtilmeli ve olası bir gündeme karşı Ordu halkı uyanık tutulmalıdır.Açıkçası “solcu” Seyit Torun’un jargonunda olmayabilir;Ordu halkı bu konuda örgütlenmelidir.
Bitirirken bizim “solcu” başkanımıza küçük bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: İnsanlar ucuz çay içilebilecek halk bahçeleri beklerken , Anemon, Gardenya, Mıdı, Kumsal,teras, Atatürk parkı, Tenis Kulubu gibi tarihi bir kilise ve Halkın kullanımına açık olması gereken Kumsallar ve deniz kıyıları yanına yapılmış mekanlara, halkın ortak malını, bu halka sormadan kullandırmak solculuk değildir.
Solculuk bir sağcının işi hiç değildir!