Ne güzel söylemiş atalarımız. Bu sözler öyle bir günde ortaya atılan sözler değil. Yaşanan tecrübeler sonucu günümüze kadar gelen ata yadigarı sözler.
Dahası da var bu sözlerin. "Bin düşün , bir söyle."
Bu gün ta uzaklardan Esişehir'den bahsetmek istiyorum.
Hemen anladınız tabi ki Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'den bahsetmek istediğimi.
Sayın Büyükerşen DSP 'den istifade ederek CHP ' ye katıldı.
Bunu sağır sultan dahi biliyordu.
Bu geçişin benim kalemime konu olma nedeni bambaşka.
Yılmaz Büyükerşen'in Belediye Başkanı olarak başarısı ortada.
Bunu tartışmak bile bana düşmez.
Bana düşen sadece Sayın Büyükerşen'in 2002 yılında basına yansıyan ve
bugün kendisini zora sokan açıklamaları.
2002 yılında DSP'den istifa edip CHP' ye geçen Belediye Başkanlarını acımasızca eleştirip onları ihanetlikle suçlamaları.
O zaman basına yansıyan açıklamaları aynen şöyle:"Türk siyasi tarihi Brütüs ve ihanetlerle doludur. Partiden istifade edenleri görevlerinden de
istifade etmeye çağırıyorum.
" O zamanki açıklama bu.Tarih.
Bugünki tarih ise 2011. DSP' den istifade edip CHP'ye katılan arkadaşlarınıihanet etmekle suçlayan Sayın Başkan, bu gün aynı yolu deneyerek CHP'ye katıldı.
Onun için ne kadar zor bir durum olsa gerek.
O tarihte yaptığı bu açıklamayı unutması mümkün değil.
Unuttuğu bir şey varsa o da basın hiç bir şeyi unutmuyor ve gün herşeyi önüne koyuyor.
Parti değiştirmeye asla karşı değilim.
Ben kendim de parti değiştirdim.
Ama asla kendim değişmedim.
Asla hiç birkimseyi parti değiştirdiği için ihanetlikle suçlamadım.
İnsan değişim gösterip kendini yenileyebilir.
Bu insanın körü körüne sabit fikirli olmadığını gösterir.
Ama bir başkasının parti değiştirmesini ihanetlikle eşdeğer görüp , sonra da sen aynı yolu deniyorsan, orada bir yanlışlık var demektir.
Bana göre yanlış olan Sayın Büyükerşen'in sadece partisinden değil,
Belediye Başkanlığından da istifa etmesi gerekiyor.
Eğer işi pişkinliğe vurup Belediye başkanlığı görevinde kalmayı
düşünürse kendi kendini inkar etmiş durumuna düşer.
Çünkü 2002 yılında yaptığı suçlama kolay yutulur bir lokma değil.
Onun için yazımın başlığını: "Büyük lokma ye,ama büyük konuşma " koydum.
Onun için siyasilere bin düşünüp bir söylemek yaraşır.
Çünkü söz ağızdan çıktıktan sonra senin değildir artık.
Hele hele basın önünde söylenen söz senin ya dostundur ya düşmanındır.