LÜTFEN HUZURUMUZU BOZDURMAYIN
Bucak mahallesinde 54 yaşındaki Güller Öztürk evinin önünde 16 yerinden bıçaklanarak feci şekilde öldürüldü.
Bu olay Ordu'da belki dün işlendi ama bu tür olayların olacağı dünden belliydi.
Hepimiz bu şehirde yaşıyoruz ve şehrimizde gelişen olumlu ve olumsuz her şeyden haberimiz var.
Bu üzücü olayın nedeni kesin olarak açıklanmamasına rağmen Ordu'da son günlerde artan bir "Tinerci" korku ve endişesi var.Saati,yeri ve zamanı hiç farketmiyor.
Sokak tinercilere teslim olmuş.Daha da korkunç olanı ise,sanki bu konuda yapılacak bir şey yokmuş gibi teslimiyetçilik kanaati var.Bu tür endişelere vesile olan ve endişe saçan tinercilerin Ordu dışından buraya gelmeleri çok manidar.Sanki burası sahipsiz ve onların eylemlerini yapabilmeleri için ortamın müsait oduğu izlenimi var.Burada sadece Emniyeti sorumlu tutmak da haklı bir tespit olmasa gerek.Her köşe başına ve mahalle ralarına
verilen birahane ve tekel bayi ruhsatları bu tür olumsuz gelişmelere adeta davetiye çıkartıyor.
Dünya'nın heryerine şehirde yaşamanın belli nimet ve külfetleri var.Her şeyi yasaklamak da çözüm değil.Kent merkezinde yaşıyorsanız belli birahane veye tekel bayilerini yasaklamak da
çözüm değil.En azından yapılması gereken ve çoğu yerde yapılan bu tür yerleri belli bir noktada toplamak ve sadece o bölge de ruhsatlandırmakdır.Kontrol açısından en etkin çözüm budur. Hepimizin bildiği bir gerçek daha var ki en tehlikeli olan da budur.Şehrimiz de ticari faaliyet gösteren bir çok tekel bayii meyhane gibi çalışıyor.Hepsi yaş grubu gözetmeden içki ve sigara satıyor ve içtiriyor. Bunu ben biliyorum da yetkililer bilmiyor mu?Ama maalesef es geçiliyor.Sen her şeyi es geçersen, bir gün gelir eli bıçaklı katil hepimizin kapısına dayanır.Hiç bir suçu olmayan Güller Öztürk'ün hunharca
evinin önünde öldürülmesinde vicdanen sorumlu olanlar kendi kendilerini sorguluyorlar mı acaba? Herşeyden önce birahane ve meyhanelerin ruhsatları gözden geçirilmeli ve yeni ruhsatlar titizlikle incelenmeli.Mahalle arasındaki tekel bayileri iyi denetlenmelidir.Kötü yola düşen gençler için düzenlenen
islah evleri sadece lafta kalmamalı .Gerekirse bu gençler üretime yönelik projelerde çalıştırılmalı ve kendilerini toplumdan tecrit edilmiş hissetmemeleri sağlanmalıdır.Nasıl ki ceza evlerinde bazı mahkumlar çalıştırılarak topluma faydalı olmları sağlanıyırsa bu gençler üzerinde de aynı projeler uygulanmalıdır.Kısacası toplumun en büyük kanayan yarasına tam bir neşter vurulmalıdır,ki Güller Öztürk'ler evinin önünde hunharca katledilmesin.