TKP'nin, "İrticaya ve Faşizme Karşı, ÖZGÜRLÜK BİLDİRGESİ" üzerine

İsmet BAYTAK

TKP'nin, "İrticaya ve Faşizme Karşı, ÖZGÜRLÜK BİLDİRGESİ" üzerine

 

TKP, 10 Ağustos 2009 tarihinde aşağıdaki açıklamayı yaptı.

"TKP tarafından yayınlanan Özgürlük Bildirgesi Parti üyelerinin ve parti dostlarının katıldığı 2010 toplantılarında ve parti birimlerinde yapılan bazı öneriler ışığında TKP Siyasi Bürosu tarafından gözden geçirilerek son haline getirildi.

 

Tüm ülkede yüzbinlerce dağıtılması planlanan ve partinin önemli politik metinlerinden birisi olarak kayda geçen …………"

 

"ÖZGÜRLÜK BİLDİRGESİ" içeriği dışında iki somut yanlış olduğu düşüncesindeyim:

 

1.Yanlış:

 

Özgürlük,

"İnsanın gerçek özgürlüğü bu nedenle sınıfların ortadan kaldırılmasında yatar." Bunu TKP sitesinde özgün Şen söylüyor.

 

Aydemir Güler de yine TKP sitesinde, "Özgürlüğün sınıflar üstü bir özünün bulunmadığı da doğrudur." Diyor.

 

Gerek Şen'in, gerekse Güler'in sözlerinde hiçbir yanlış yok.

 

Fakat TKP'nin, "Özgürlük Bildirgesi"nde ise,

"Çalışanların özgürlüğü" bölümünde, çalışma eşitliği,  çalışma hakları, sendika hakkı gibi burjuva demokratik talepler gündeme getiriliyor. Oysa yukarıdaki açıklamaların ışığında bu ve diğer taleplerin gerçek özgürlükle hiçbir ilişkisi yok. Çünkü gerçek özgürlük için, işçi sınıfının egemenliğini kurmak ilk şart.

 

"ÖZGÜRLÜK BİLDİRGESİ"nin diğer talepleri ile birlikte değerlendirildiğinde bu bildirge ancak, "Demokratikleşme bildirgesi" olabilir.

 

Komünist partilerin demokratikleşme bildirgeleri olabilir mi?

 

Komünist ve işçi sınıfı partilerin, stratejileri, sınıfsız sömürüsüz bir toplumu kurmaktır. Taktikleri ise bu yola giden en uygun koşulların hazırlanması için mücadele biçim ve yöntemlerini belirlemektir.

 

Bunların ışığında işçi sınıfı partilerin iki programı olmalıdır, asgari ve azami program. Asgari program demokratikleşme programıdır, azami programı ise sınıfsız sömürüsüz bir toplum, yani sosyalizm/komünizmdir. (sosyalizm, komünizmin içinde yer alır ve komünizmin bir alt aşamasıdır)

 

Bu asgari programı ret eden sol yapılar da olmuş bazıları ülke koşullarına göre başarılı da olmuşlardır. Sonuçta Marksizm, "Tek Yol Devrim”i de ret etmez önemli olan ülkenin somut koşullarıdır.

 

Türkiye ve Türkiye gibi benzeri ülkelerde işçi sınıfı partileri, sınıfsız/sömürüsüz bir toplum aşamasına giden yolda, gelişmiş bir burjuva demokrasisi için mücadele ederler. Bu mücadele işçi sınıfı partilerinin asgari programlarıdır.

 

 

TKP, her ne kadar içeriğini tam olarak kitlelere ifade edemese de "Yurtsever Cephe" isimli bir yapılanmaya gitmiştir.

 

"Yurtsever Cephe" ne olmalıdır?

 

Türkiye içinde yaşayan, emperyalizm ve onun yerli işbirlikçileri ile uzlaşmaz çelişkileri olan, küçük ve orta burjuvazi, yaşantılarından memnun olmayan köylüler ile onların siyasi örgütleri ile birlikte oluşturulacak anti-emperyalist cephedir.

 

Bu cephenin amacı, anti-emperyalist, demokratik bir yapı olmalıdır.

 

İşte TKP'nin, "Özgürlük Bildirgesi" yerine, "demokratikleşme bildirgesi bu olmalıdır.

 

2. yanlış:

 

Komünist partiler de, burjuva partileri de istemlerini talep etmez, iktidara geldiklerinde uygulama sözü verir. Bir veya birkaç konu üzerinde iktidar partisinden demokratikleşme vb. konularda talepler olur, bunun için mücadele edilir, grev, yürüyüş, miting vb. şeyler yapılabilinir.

 

Ama,

"Çalışanların özgürlüğü

İnanç özgürlüğü,

Seyahat özgürlüğü,

Kadın - erkek eşitliği ve kadınların özgürlüğü,

Silahlı kurumların yetkilerinin sınırlandırılması,

Haberleşme, basın-yayın özgürlüğü ve siyasal haklar,

Eğitim kurumlarında özgürlü,

Gençlerin ve çocukların özgürlüğü,

Sağlık ve özgürlük,

Bütün halklar için özgürlük"

 

Gibi, tüm devletin yeniden yapılanmasını gerekli kılan talepler var olan siyasi iktidardan istenmez. Böylesi talepleri ancak, sendikalar, dernekler isteyebilir. Siyasi partiler değil. Yani şimdi bunları AKP hükümeti mi gerçekleştirecek?

 

Her siyasi partinin temel hedefi iktidar olmaktır. Bunlar iktidarı amaçlayan siyasi partilerin vatandaşlara vaat ettiği haklar olmalıdır.

 

Bu talepler işçi sınıfı partilerinin asgari programlarında yer alırlar.

 

Son olarak Özgür Şen'in, "yoksa özgürlük bir yalan mı?" yazısına bir ek;

 

İnsanların gerçek özgür olması için sınıfların ortadan kalkması ilk şarttır ama bu yeterli olmaz. Olmaz çünkü bunu somut olarak reel sosyalizmin iflasında yaşadık. İnsanların özgür olması için, içinde yaşadığı ülkede ve tüm dünyada kapitalizmin sona ermesi gereklidir.

 

Ama bu da yetmez.

 

İnsanların gerçek özgür olması için,

 

"Zorunluluğun bilince varması" gereklidir.

 

Yani birey toplumsal yaşamanın bir parçası olduğunu bilmeli ve topluma karşı ödev ve yükümlülüklerini kendi başına, herhangi bir devlet aygıtı, mesai çizelgesi, giriş çıkış kartları vb. zorlamalar olmadan yerine getirecek bir bilince varmalıdır.

 

İşte o zaman insanlar gerçek özgürlük ile tanışacaklardır.

 

Saygılarımla