ANTALYA MAÇINA DOĞRU
Yılar önce sinemada bir çok dünya starının yanında Pele ve İngiliz futbolcularının da oynadığı” zafere kaçış” filmi geldi aklıma. Orada tüm baskıya rağmen zorlu rakibini yenen mahkumları halk bağrına basıyor ve onlara çıkış yolunda en büyük desteği verip kaçırıyordu.
Bu maçta da en büyük destekçimiz olan taraftarın on binlerce omuzu ile, yükselen gür sesi ile, Ordu spor bu maçı alacak ve taraftarın desteği ile bu stres hapishanesinden çıkıp yukarılara doğru gidecektir. Zafere el birliği ile koşacağımızın başka edebi izahı olamaz. Ordu spor sezon başındaki o olağan üstü kazanma arzusunu tekrar kazanmalı. Ve her hafta” bu maç ne olacak” stresini kafasından yada bedeninden çıkarmalıdır.
Sonrada sorumsuz birkaç oyuncununda 3 lig, Bank Asya liginde olmadıklarını, onların süper lig gibi bir nimetin içinde olduklarını veya Ordu Spor gibi bir takımda oynadıklarını birileri hatırlatmalı. Yoksa bu kadar kolay çalım yiyen, dayanma gücü sınırlı, rakibe basmayı ayıp sayan bir orta saha ile ne defans nede kalecimizin çok dayanma gücü kalmaz. Onlarda kısa süre sonra çöker.
Antalya maçında da bu tip oyunla oynarsak, ilerdeki iki isimden özellikle Hasan iki üç dakika topu tutup ta takımı rahatlatacak işleri yapmaz kenarlara taşıyıp ta topu oyunculara nefes aldırmazsa işimiz yine sıkıntılı ve yorucu olur. Bunu sahada yapacak olan Ordu sporun sporcuları, Antalya maçından zaferle çıkmayı istiyorsak, bunu için çalışmalarındaki ciddi havayı , özveri ile her gün idmandaki çalışma tempolarını sahada ilk maçlardaki kadar görmek istiyoruz.
Bu her Ordulunun hakkı. Yönetimin hakkı. Bu takıma her zor anında sahip çıkan on binlerin hakkı. Alt yapıda onları hayal eden yüzlerce sporcu olma hayali ile çalışan sporcuların hakkı. Ordu spor forması o kadar ucuz görüntüdeki bir takımın saha görüntüsüne mahkum edilecek kadar ucuz bir forma değil.
Bu takımın Zafere koşusunu onbinlerce taraftarla Pazar akşamı izlemek bizim en doğal hakkımız. O zaman bunu verin, lütfen!