İNANMALI HERKES
Bu takıma, hocaya, sporculara her maç inanmalı diyoruz . Ama inanmanın da içinde güvenmek en başta olan unsur. Bu maç Ordu spor açısından her yönü ile 6 puanlık maçtı. İlk devre bulduğun pozisyon zenginliğine bakarmısın, altında yatan gerçek, bomboş ve çok kötü defans bloğuna karşı atamadığın 4 tane gol.
Sedat ve Bilica ile kurulmuş defansa karşı tek forvetle 4 gol pozisyonu bulan bu takımın, elinde ki diğer forvetleri de ikinci devre koyar ve kalabalık orta alan ile rakibin üzerine puan için gider derken bir anda takımın defansif yönü ile sahada olmasına herkes şaşırdı..
Niye bu oldu diyerek.
İnsan sonsuza kadar bir hayalin peşinde koşamaz, hayalin süper lig ise onu da çocuk ça işler yaparak yok edemezsin, hele Ordu sporda isen. Sevmek, gerçekten sevmek, şimdi olduğun camiaya ve oradaki kulübe ve sonrada kendine değer vermektir. Gerçekten burada olmayı istiyorsan bu emek ister.
Kim acı kahve içelim derdinde olur ki?
Bir takım önce kendine güvenmeli, kendine güveni ve saygısı olmazsa kimsede bize güvenmiyor hissi onda çoğalır ve onu yok eder. Akıldan yoksun insanın hiçbir artısı da yoktur dersek ayıp olur gibi, insana değer biçmenin ölçüsü de bizler için akıldır. Bizde bu aklın bu sporcularda olduğuna inanmışız, yönetimde zaten inanmasa onları bir saniye burada tutmaz.
Herkeste aklını kötü yada iyi beğenir.
Bunu yaparken insan yanlışından da utanmalı. Utanma bilinçli insanın sahip olacağı yüce bir duygudur. Birde kendini düşünmesidir. Sevgi ise insanı adı ne olursa olsun ehlileştirir, kendine, içine dönmesine vesile olur. Ne yapıyoruz diye sormaları adına.
Bu formayı, takımı ve ona olan büyük sevgiyi takım içindeki bir çok sporcunun anlaması zor. Çoğu Avrupa dan gelmiş isimler. Senin, benim, yönetimin yüreğindeki sevgi ve acıyı yaşamaları mümkün değil. Onlar profasyonel ce işini yapıyorlar var oldukları anın işini yaparak. Şimdi bu takım oyuncularının işi hayal etmek değil, işin gerçeğini hayata geçirmek. Bunun için para alıyorlar.
Hayal etmek kolay iş, bugün hayal ediyor bazı sporcular, hayalin gerçeğinden uzaklar. Mutluluğun kapımızı çalması için sahada gereğini yüreği ile yapmalı sporcu. Yolcu gibi düşünmeliler, kan ter içinde yürümeliler, uzaktan gelecek bir su sesi duyar gibi , serinliği görür gibi yürek koymalılar.
Gönlümüzün güzelliği sevgi ise beynimizinki de düşünme yeteneği olmalı. Bir takım deplasmanda o kadar kolay golleri bulup ta bunu düşüncesi ile yapamıyorsa, ve zor zamanda kullanamıyorsa bunun cevabı zor olur. Sonra yenildim diye azmini kırarsan zaten yok olursun.
Bu takım düşmeyi asla kafasına takıp ta cesaretini kıracak anlar yaşamamalı. Onları kimse düşünce kalıbına almış değil. Haftaya Antep maçı var.
Yeneceğiz başka yolu yok.