OCAKLI FICI FAHRETTİN

Mustafa KÖKSAL
İyi ve tanınmış, yani zengin aile çocuğu idi Fahrettin Tercan. Gençliğinden beri elit insanlardan çok, daha mahalleye yakın arkadaşlıkları olurdu. İnsani yapısı ile yüksek kaldırımlardan çok, balıkhanelerde, kayık aralarında yada bir köşede arkadaşları ile eğlenen güzel insandı.
 
Onunla Televizyon programı yapmıştım ORT de, kırıp geçirmişti hepimizi. İnanılmaz yalanları anlatırdı da inanırdı izleyen ve açıp telefon sorarlardı ”nerde oldu bu olaylar Fahrettin agbi,” diye. Bu kadar dı yani.
 
Balığa, ava meraklı idi. Kahvede olsa da, meyhanede olsa da aklı hep açık havada idi, biraz delişmenlik vardı ruhunda.
 
Aslında Ocaklıların hepsinde vardı. Babamdan bilirim. Rahmetli den dolayı çok severdi beni, derdi ki görünce; babana layık ol, öylesinde, sen ondanda daha iyi ol”. Ocak kulübünde namı vardı. Yaptığı inanılmaz maçları konuşulurdu. Güçlü fiziği ve tekniği ile iyi sporcuydu diye anlatırlardı da hayran hayran dinlerdim .
 
Ben onu ne balık tutmaya olan merakından dolayı nede ava olan merakından dolayı yazacağım. Ocak kulüplü Fahrettin Tercan diye spor yönü için yazıp anacağım. Ocaklı olmak ayrıcalıklı idi eskiden, öyle derlerdi. Neden bilinmez, rekabet olurdu çok. İnat, hırs, ve sahadaki o inanılmaz kazanma hırsı.
 
Onda bu hırs azim vardı her konuda. Ailesini severdi. Etrafını severdi. Arkadaşlarını kırmazdı o kadar sert görünse de pırlanta kalbi vardı. Nur içinde yatsın. İr maçta aldığı topla onca oyuncuyu çalımlamış ve gidip golü atmış, o kadarda hırslı ve güçlü imiş.
 
Fahrettin ağbi, gitmesen iyi idi de, madem oradasın babama, İbrahim Alper amcaya selam söyle. Onları özledik.
 
Seni özleyeceğimiz gibi…