Çok kutsal insanlar onlar.
Hz. Ali bile;” bir harf öğretenin kölesi olurum” diyerek, ne kadar önemli olduklarını vurgularken, hükümetin, etrafındaki 550 insana maaşlarında yüzde yüz zam ı verirken ülke batmıyorken, öğretmen isteyince Yunanistan nasıl oluyoruz un cevabını bulamadım.
Ben otuz yıl kutsal bildiğim mesleğe hizmet ettim. Bazen üzüldüm bazen sevindim. Ama öğretmen olarak ne haklarımızla nede sistemimizle oynanmasına izin vermedik. Az aldık, tok kalkmadık, ama Milli Eğitimin her daim içinde, saygı ile anılan insanlar olduk. Başımızdakilerde asla bu milli olan yerin içini oyarak “kabak” tadında bize sunmadılar.
Az çok denge içinde oldular, üç yedilerse, kendilerine zam diye aldılarsa yine de utanıp biri bize verdiler. Şimdi üç tane sayın bakanla milli eğitimin rengi bile “siyahi” olmaya en uygun aday konumunda. Bu kadar mı perişan bir mahpus damına döndürülür Milli Eğitim,
Anlayamıyorum.
Okullarda eğitim için için ağlıyor, dersler yada öğretmen arasındaki saygı köprüsü yamuk yumuk olmuş, adeta koridorlarda gizemli korku filmini andıran bir seri film şeritleri gezinirken, hala öğretmen” çalışmıyor, yan gelip yatıyor” diyen insanların, öğretmenlere hakaretleri beni üzüyor.
Siz öğretmen olmadan vekil, bakan oldunuz, öğretmenlerinizden gördüğünüz bunlar mı idi, yada doğu da batı da size bir gün bu milli olan eğitimi Donkişot gibi yıkın mı dendi de bu hallerde bırakıp gittiniz, yada 3,5 tan utanıp ta 4+4 mı verelim dediniz?
Aslında iktidara yakın bir sendika ile elinizle öğretmenin yakasını bir araya getirmemek adına her şeyi yaptınız. Onlar yine de size oy verdi. Birileri gibi bir müdür olurum, bir koltuk kaparım derdinde olmadan, ailemin geleceği için çalışmak mecburiyetindeyim diyerek hak isteyen öğretmene neleri layık gördünüz de utanmadınız.
Sonun da öğrenciden, veliden dayak yiyen öğretmene bile sırtını dönen bakanlar sayesinde ve onların alt makamı bir sendikanın “evet” “emriniz olur cu” tavrı ile bugünleri öğretmen ne yazık ki çok utanç verici bir durum içinde gördü.
Üstelikte velilerin gözü önünde, çocuklarını okutan polislerin, evlatlarının öğretmen e” gaz bombası “atmasını da gördü. Polis de yarın okulda yüzüne bakacağı öğretmene cop atarken hiç mi utanmadı, beni de öğretmen okuttu diye de düşünmedi mi, vay ki vay.
Boş ver be öğretmen kardeş. Özlük hakkı vermeyenlerin meclisteki haklarına bakın. Sudan ucuz hayat. Ballı börek yaşam. Sefa içinde her şeye sahip ailesi çocukları.
Onlarınki çöpten ekmek bulmak için geceleri sokağa da gitmiyorlar yada fakir hanelerinde gaz lambası ile ders yapmıyorlar.
Onlara yüzde yüz zam helal. Size ise haram öğretmenim. Bu mübarek günlerde yapacağınız şu; bence ellerinizi açıp ta bunların sorumlularına haklarınızı haram edin. Hakkınızı yüce rabbim alır. Merak etmeyin. O bu kadar kutsal iş yapan insanların alın terini cepleri dolmuş, sırtları pek olmuş, lüksü selam bilmişlerden öyle çıkarır ki, mahşerde bunu hep beraber göreceğiz.
Ben haram ediyorum. Hakkımı istiyorum.
Çünkü ben öğretmenim, üç kâğıtçı değil.