PSİKOLOJİK DURUM BUDUR..

Mustafa KÖKSAL

PSİKOLOJİK DURUM BUDUR..

Senin için en önemli şey altlarda olan takımların bir üstü, sana daha uygun olazmı da, yanlışların oluşturduğu bir sonuca tüm orduyu katlanmaya zorluyorsunuz? Bu kadar önemli maçlarda, psikolojik baskı çok önemlidir. Yenermiyim, yenilirmiyim takıntıları, korkak hocaların komik takım onbirleri, geceleri gördükleri maç kabusları…

Orta sahasız takım olurmu? Transfer komitesi ne edip, çok iyi bir oyun kurucu almalı . Hala bazı oyunculardaki ısrar bu takıma kaldır at on beş puan kaybettirdi. Emre iyi bir sporcu ama nedense bugün için hazır değil. Bölgesinden yediğimiz darbenin bize zararı

Erciyes maçı ile Orduspor bir yara aldı, çok kötü sarsılsada ölümcül halde değil. Ama dediğim gibi teknik heyet bir hata ve kendine has bir hatır gönül takımı yaparsa, o zaman kar topu gibi yuvarlanırız.

Gerekli dersi çıkarmış, mücadeleci, saha içinde ne yapacağına vakıf, sitrese karşı daima sabırlı, galibiyetin tek kurtuluş olduğunu anlayan sporcu ile hocalar lazım. Bundan sonra bu takımı çok zorlu maçlar bekliyor. Bu takım, alttaki kıytırık takmlardan yiyorsa golleri, daha iyi ve zirve takımlara karşı ne yaparız?

Ahmet Akcan ve ekibinin işi çok zor. Bel bağladığı oyuncuların ayakları bu takmı üç puana bağlıyamıyor ise, onları niye aldır dı? Yada bu takımın alt yapısından gelmiş, oyunda oynamış, tecrübe edinmiş oyuncular elinde varken, Serdar tipi oyuncuları kiralık niye aldırdı?

Aklım ermiyor. Bir umut ışığı var uzakta, biraz lambanın gazı eksik, ama azda olsa yanıyorsa, o gazı bulmak ve fitili ateşlemek taraftarıların ve yönetimin işi. Çünkü bu işte sorumlu olacakta, ordu da kalacakta yöneticiler...

Öyle kardeşim. Doğru diyeni dokuz köyden kovarlar, gibi , izleyin, destek verinde bu kötü anları artık yaşamayalım, değilmi?

AYDINLAR VARDA BİZMİ GÖREMİYORUZ ?

Bence evet. Biz hakikaten onlrı artık göremiyoruz. Benim için yok denilecek kadar var veya yok. Onların derdi artık başka. Siyasetin veya en dinciyim yada en doğruyum, çalışkanım diyen siyasi derneklerin bile, yanlışların oluk oluk aktığı bir ülkede, namus denen, bir kısım yamalı yerin kaldığına kim beni ikna edebilir ki?

Sonra aydınlar, halkımız dan koptumu, yerine aydın denen insan topluluğu kondumu, önce onu sorgulama mız lazım değimli ?Eğer sizlerin aydını ; Ahmet,Mehmet Altan kardeşler, Dilipak lar,Fehmi Korular, Hasan Cemaller,Taha Akyollar yada televizyonlarda boy gösterip te üç beş kuruş uğruna yada patronuna şık görünme adına konuşmak için konuşma yapan gazeteciler ise, ben şimdiden; “Namık kemal, Aziz Nesin, Kemal Tahir, Halide Edip Adıvar, Yaşar Kemal, Peyami Sefa, Hamdullah Suphi, Necip Fazıl , Ahmet Kabaklı, Mehmet Akif, Yahya Kemal” ,den bu isimleri aydın diye yazdığımdan dolayı bin kere özür dilerim.

Son olayları ele alıp taraf taraf siyasi renklere alet olan ve onların sesi olan insanların aydın kispeti altında gösterilmesine ne gerek var? Aslında bugün aydın denen isimlerin önüne halk geçti. Aydınım diyenlerin ellerindeki kalem kirliliği onların nasıl bir ortamda yazdıklarını bize gösteriyor. Onlar siyasi bir yaşamın peşinde koşan değil, siyasi fikrine terste olsa onun yanında olan ve onlara; “ fakirliğinde, yoksulluklarında, yalnızlıklarında” destek olma adına her şeyi ile kalemini siper edendir.

Eğitimde, Siyasette, bilimde, devleti aliye" de, sporda, gençlikte ve bu ülkenin gerçek efendileri olan köylüler de, har vurup harman savuran sözde zengin sosyeteye bile dur diyen, acı acı yazabilen yürekli bir isim var mı? Fakat aydıncılık oynayan insan sayısı çok var. Onda hem fikiriz sanırım.

Halk ile aydın, elmanın iki yarımı gibi. Tam olmayan ve her daim bir tarafları eksik ola... Türkiye de;” kürt,Türk, Çerkez, Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, alevi” gibi kavramlarla bir çok yerde resmen iş yapalım derken göz çıkarma faaliyetlerinin bu ülkeye ve insanlarına verdiği zararın ne olduğunu anlatacak kadar aydın bir kalem yok ki ; halkta gerçekleri ondan öğrensin.

Çünkü İslam, sevgi dağı üzerinde yükselen bir kalbin ve insanlığın mutluluk yolunda huzurla gidebileceği bir yerin adı ise, bunu yok saymak ve insanların ruhuna inmesine vesile olacak yolları tıkamanın, karşı koymanın ve bu ülkenin insanlarının Müslüman kimliğini yok sayarak,

İslam devletimi kuruyorlar bunlar diye feryat etmenin ne anlamı var? Onlar hala seksen öncesinde ve o köhnemiş fikir uykusunda. Onlar için sevgi, dindarım diyene yada milliyetciyim diyene vurmaya koşmak, isyan etmek ,komikleşmektir. Bizim aydınımızın hedefi bu yolda. O yüzden en aydın şey , Kurtlar Vadisi dizisini yazankalemlerin sahipleri ise değmeyin bize!

Bugünler de bazı röportaları okuyunca, dedim ki en aydın geçinenlerimiz bunlar ise vay bu ülkemizin haline. Hala insanların aklı fikri artık unutulmaya yüz tutmuş aşırı fikirlerin karanlık köşelerinde ise yazık. Onlara göre tez; Cumhuriyete sahip çıkanlar her zaman vatan aşkı ile varlar ama yine onların düşüncelerine göre, bu ülkeyi yüzde yetmiş karanlığa ğötüren ,dincilerle , milliyetciler dir.

Ama yıllarca bu ülkede olanlar veya hala polise, askere, insanlara taş,kurşun,bomba atacak kadar gözü dönmüş, yada işci mitinglerinde vatandaşın iş yerlerine zarar verecek kadar azmış bir sürü vatan haini okullu yada okulsuz insanların, yarın kimileri üniversite bitirecek ,kimileri de halkım ben diye aydınlık perdesi altında haince nefretine devam edecek , öylemi?

Bunlar yarının aydını ve cumhuriyetcisi olacak mı? Burs verdikleri gençlerin fikri onların kafasında bilmem ne olacak ve onlar ilerde sözde Atatürkcü olacak, ama ne ayıp ki, başı örtülü kızlara burs vermeyen, iş yerlerine sokmayan ve inancı olan gençleri derneklerinin etrafına getirmeyen zihniyet mi bu ülkenin yarın aydını olacak, yazık. Bu derin fikirli tipler bu ülkede hep olacak.

Bu sözleri eden bir sürü art niyetli insan var ülkemizde , İmam hatipliye burs vermiyoruz, onları destekleyen bir çok insan var gibi sözleri edebiliyorlar sa çok kötü ve acı .

O zaman aydınım diyen sizler destekleyin , başkaları burs yada başa şeyler vermesin ve bu gençlerde sizin deyiminizle karanlığa uçmasın o zaman.

Gerçek Atatürk cüleri bulmanın yolu onların kafalarını açıp bakmaktan mı geçer ? Bugün Atatürkcüyüm diye nara atanların , dündeki Atatürk, asker, polis sözleri tescilli ve ne kadar ne konuştukları da hala arşivlerde duruyor.

Bugün o sözde aydınım diye geçinen zatı muhteremler, ne zaman yıkandılar, eskilerin deyimi ile çimdiler de aydın ve yol gösteren oldular? Dedim ya bunları görünce ve yazdıkları abuklukları okuyunca onların Muro kadar bile değerli olmadıklarını yeni yeni anlıyorum. Bu benim fikrim. Karşı fikri olan da yazacak tabiî ki. En doğal hakları….!