YÖNETMEN MUSTAFA ÖZGÜN’LE ÖZGÜNCE RÖPORTAJ
1)Mustafa Özgün biraz kendinizden bahseder misiniz?
“Bu soru beni zorlar”. =)
2) Sinema dışında yaptığınız bir iş var mı şu an tam olarak neyle meşgûlsünüz?
“Elbette var. Reklâm filmleri klipler ve tanıtım işleri yapıyorum. Nihayetinde sinema sektörüne yakın işler. Kısacası kamerayla ilgili olan her işi yapıyorum. Kamera denilen cihaz, benim için çok fazla şeyden önemli kamerayı elime aldığımda ya da set kurulduğunda kendimi buluyorum.”
3)Cannes film festivali hakkındaki düşünceleriniz nelerdir. Filminizin hangi dalda ödül almasını arzu edersiniz?
“Cannes, elbette dünyanın en prestijli film festivali. Nasıl edebiyat için Nobel önemliyse, sinema içinde Cannes ya da Cannes’ın büyük ödülü altın palmiye önemlidir ve her sinemacı onu hayal eder. 82 de ‘Yılmaz Güney’ “yol” filmiyle bu büyük ödülü almıştı. Bu çok onur veren bir olaydı. Sonrasında ‘Nuri Bilge’ “ceylanda uzak ve 3 maymunla” farklı dallarda ödüller almıştır ki buda ayrı bir başarıdır. Ayrıca şunu eklemek isterim ki Yılmaz Güney ve Nuri Bilge Türk sinemasının en kıymetli ilk iki yönetmenidir. Tarz olarak bir birlerinden çok farklıdırlar ama sinema dünyasındaki duruşları kesinlikle kalıcı olduklarını gösterir. Benim filmin hangi dalda ödül almasını istersin sorusuna gelince; Evet filmi orda ödül almasını istediğim için yolladım ve bunu sabırsızlıkla bekliyorum. Fakat şu dalda ödül alabilirim ya da aday gösterebilirim diyemem. Hedeflerimi her zaman büyük tutmaktan yanayım. Ödül almak için kendimi de hazırlar ve kafamda bunu kurarım. Ama olmasa da bu benim için hayal kırıklığı olmaz.”
4) Bilinmeyen yaşın yorgunu filminden bahsedebilir misiniz?
‘’Bilinmeyen yaşın yorgunu’’ şiddet psikoloji temalı bir film 110 dakika şu an Cannes film festivalinde yarışta ön jüriden geçti. Ödül almasını arzu ediyorum. Filmin kısaca mesajı şu; özünde kimsenin suçlu olmadığını insanı suça iten toplumun olduğunu anlatan bir film… Ayrıca film Türkiye de vizyona gireceği zaman anlatım şeklinden kaynaklı olarak artı 18 damgasını alacağını da biliyorum.”
5)Neden yönetmen olmayı seçtiniz?
Öncelikle sinemacı olmayı hedefledim. İlk hikâyemi 5. sınıftayken yazıp öğretmenime götürüp, göstermiştim. Fantastik hikâyeleri o dönemde çok seviyordum ve sürekli aklımda oluşan karakterleri kurguluyordum. O dönemde kurgunun ne olduğunu bilmiyordum tabi. Daha sonra yazmaya devam ettim ve aradan 2 -3 sene sonra yani daha 7. sınıftayken sinemacı olabileceğimi düşündüm. Radyo- TV bölümü okudum. Ama okula gitmeden zaten deli gibi kamerayla haşır neşirdim ve sürekli bir şeyler yazardım. Lise dönemi boyunca 8 kısa film çektim. Bunlardan bir tanesi uluslararası bir festivalden ödül aldı. Sinema benim için çok fazla şey ifade eder ve beni yaşama bağlayan çok önemli sebeplerimden biridir”.
6)En beğendiniz filmleri sıralar mısınız ?
“PULP FACTİON, REQUEM FOR E DREAM, INDENTİTY ,ALTINCI HİS rezervuar köpekleri, İçimdeki deniz, Dövüş kulübü, Makinist, kuzuların sessizliği, Karanlıkta dans, 21 gram, Suç unsuru, 1408, parfüm, avatar ve daha aklıma gelmeyen çok film var tabi, sinemanın her türlüsünü severim her dili ayrı bir heyecan veriyor. Bir sinemacı belli bir tarza bürünebilir ve o doğrultuda çalışabilir fakat her tarzı izlemelidir.”
7) Peki sizin sinemadaki stiliniz nasıl? Anladığım kadarıyla şiddet temalı işler yapıyorsunuz.
“Şiddet ama psikolojik alt yapısı ve derinliği olan bir stil diyebiliriz. Sadece şiddet olsun diye yapılan filmler var. İçi çok boş olan, alt metni hiç olmayan… Ben onlara saygı duymuyorum. Benim filmim öyle bir şey değil! öyle bir türümde olamayacak!”
8)En sevdiğiniz yönetmen sinemacı ya da oyuncular kimlerdir?
“Quentin tarantino, Alfret hickok, Alihandro gonzalez, Lars von trier, Tim burton, Romon polonski vs”…
9)Sizce hayatın değeri ne ile başlar
“Hayatın değeri hayatı görmeniz bilmeniz ve kavramanızla başlar. Görebildiğiniz tutabildiğiniz şeyler sizin için önemlidir. Hayatta böyle bir şeydir onu ne kadar iyi anlarsanız o kadar iyi değerlendirirsiniz
10)Başarının altın kuralı nedir?
“Başarının altın kuralı kesinlikle çok çalışmaktan geçmez. Çok çalışmak hamallıktır. İşinizde başarılı olmak isterseniz, işinizin inceliklerini önemli sırlarını keşfetmek zorundasınız. Bunları yakaladığınız da başarılı olursunuz.”
11)Hayatınız boyunca keşke yapsaydım ya da keşke yapmasaydım dediğiniz bir olay oldu mu?
“Bu zamana kadar hiç büyük keşkelerim olmadı. Bazen keşke; İzmir de şirket kurmasaydım, orda geçirdiğim zamanı gelip İstanbul da geçirseydim diyorum ama önemli değil onu da orda görmek gerekirmiş
12) Bir şarkının sözlerimi müziğimi sizin için daha etkileyicidir?
“İkisi bir bütündür ikisini bütün olarak severim. Şarkıyı şarkı yapan sadece müzikleri değildir. Şarkıyı şarkı yapan sözleri de değildir. İkisini yan yana koyduğunuzda şarkı meydana gelir. Dolayısıyla ikisinin birlikte verdiği haz benim için önemlidir.”
13) Sevdikleriniz—Özledikleriniz ve korkularınız?
“Hiç özlediğim bir şey yok. Sevdiğim değer verdiğim çok fazla şey var onları kaybetmekten korkarı m.”
14)Sevdiğiniz var mı? Varsa ona buradan ne söylemek isterdiniz
“Sevdiğim yok, sevdiklerim var” =)
15)Aşka bakış açınız?
“Aşk, benim için çok ilginç bir noktada. Bu zamana kadar âşık olduğumu söyleyemem… Âşık olsaydım, âşık olduğum kişi hep hayatımda olurdu”.
Aşk o kadar farklı bir kavram ki bazen bir kadını bir bütün olarak göremiyorum. Birinin sadece saçlarını, birinin dudaklarını, birinin gözlerini, diğerinin ellerini veya burnunu, bir başkasının kıyafetlerini ya da fikirlerini sevebiliyorum. Ama bir kadını bu zamana kadar bir bütün olarak sevemedim. Mutlaka eksik bulduğum çok fazla tarafı oluyor ve eğer eksileri artılarından fazlaysa zaten durum çok anlamsızlaşıyor.
Ama söyle bir durumda söz konusu; Nihayetinde 23 yaşındayım ve aşkın insan hayatında ne kadar kıymetli bir şey olduğunu çok iyi biliyorum. Umarım ilerde güzel bir kadına bir bütün olarak âşık olurum” =)
16)Sevdiğiniz kişi için neleri göze alırsınız?
“Bunu şu an maddelendirmem çok zor. Şunları bunları yaparım, şöyle ederim diyemem. Kişiye ve o kişinin olaylar neticesinde meydana getirdiği duruma göre değişir. Ama şunu da çok iyi biliyorum ki sevgi için fedakârlık yapılmalı… Öz veride bulunmalı… Sevgi de ve aşk da bencilliğe ve art niyete yer yoktur! Bunları içlerin de ve fikirlerin de besleyen insanlara bakın; hayatları boyunca hep mutsuz kalmışlardır. Sonra da kusuru karşılarından ararlar ve dönüp kendilerini asla sorgulayamazlar. Çünkü ne kadar bencil olduklarının farkında değillerdir”.
17)Sizi seven birinin sizin için ne yapması hoşunuza gider?
“Buna tam olarak ne diyebilirim bilmiyorum… Ama genel olarak küçük şeylerden mutlu olabilen bir insanım… Küçük ama gerçekçi ve samimi olması durumda ben sahtekârlıkları çabuk anlarım sahte gülüşleri yapmacık duyguları ya da karşısındakini mutlu etmek için oynanan sahte oyunları vs”.
18)Şu anda olmak isteniz yer?
“Şu an olmak istediğim yere doğru ilerliyorum”.
19)Benzetildiniz biri var mı?
“Fiziksel ya da fikirsel anlamda benzetildiğim biri yok. En azından bunu bu zamana kadar söyleyenin olmaması beni mutlu ediyor”.
“Teşekkürler Mustafa Özgün”.
Nil Sefa Öneş