Aynalar doğruyu söyler ve söyletir!..

Orhan YÜCEL

Newcastle Üniversitesi profesörlerinden Melissa Bateson, öğretim üyeleri arasındaki iletişimi artırmak için bir dinlenme odası yaptırıyor. Odaya kahve ve çay gibi içecekler koyuyor. Her içeceğin cüzi bir fiyatı var. Öğretim üyelerinden istenen kendi içeceklerini almaları ve parayı da oraya konulan kutuya bırakmaları.

Prof. Melissa fiyat listesinin yanına çiçek ve manzara fotoğrafları
koyuyor. Belirli haftalarda da iki göz fotoğrafı koyuyor.

Iki göz fotoğrafı koyduğu haftalarda, ilginç bir şey keşfediyor. O haftalarda para kutusunda tam üç kat daha fazla para birikmiş. İnsanların dürüst olma kaygıları olabilir, ama o anda yakalanma riski yoksa, dürüst davranmayabilir.

Buradaki iki göz, izleniyor olma hissi yaratıyor ve bir bilinç kazandırıyor. Kişiler daha dürüst davranıyor.

Tabii izleyen göz insanın kendi gözüyse, sonuç daha da çarpıcı oluyor.
Bir araştırmada çocuklar birer birer odalara alınıyor ve onlara lokum kutuları veriliyor.

Araştırmacı dışarıya çıkıyor ve çıkarken çocuklara "Ben gelinceye kadar lokum yemeyin," diyor. Tabii ki bazı çocuklar lokum yiyor ve sorulunca "Yemedim!" diyor. Buraya kadar sorun yok.

Araştırmacılar aynı deneyi bir kez daha yapıyor ama küçük bir değişiklikle. Odaya bir ayna koyuyor. Yine çok ilginç bir şey ortaya çıkıyor. Ayna konulduğu zaman çocukların çok daha az yalan söylediği gözlemleniyor. Çocukların bile aynada kendilerini görmeleri, dürüst davranmalarına sebebiyet veriyor.

Başka bir deneyde yetişkinler bir test yapıyor ve cevapları cevap anahtarına işaretliyor. Daha sonra doğru cevaplar söyleniyor. Denekler doğru cevapları öğrendikten sonra, onlara cevap anahtarlarını yırtıp atmaları söyleniyor. Yani ne kadar doğru yaptıklarını sadece kendileri biliyor.

Sonra o kişinin beyanına göre doğru yaptığı her soru için belirli bir para ödeniyor.

Yine bu odaya ayna konuyor. Odaya ayna konulduğu zaman insanların doğru cevapladığını iddia ettikleri sayı düşüyor.

Demek ki daha dürüst davranıyorlar. İnsanlar aynaya baktığı zaman kendilerinin farkında oluyor, kendileri ile yüzleşiyor. Hiç kimse kendi yüzüne bakıp, "Evet ben şerefsizim" diyemez. Ayna insanları kendi vicdanları ile tek başına bırakıyor.

Bir sohbette bu araştırmalardan bahsederken, otel sahibi bir arkadaşım
şöyle dedi. " Çok doğru! Ben de şöyle bir şey fark ettim. Resepsiyonlara ayna
koyduğumuz zaman resepsiyonistler misafirler ile yakından ilgileniyor.
Özellikle telefonda konuşurken daha kibar konuşuyorlar. Konuşurken aynada
kendilerini görüyorlar kendilerine bir şekil düzen veriyorlar. Daha kibar
konuşma çabasına giriyorlar. Ayna onlara ne için orada olduklarını
hatırlatıyor."

Türkiye istatistiklere göre en fazla rüşvetin verildiği ülkeler sıralamasında sondan 65. sırada. Okullarda kopya çekme de üst sıralarda. Bu anlatılanlara göre bizim her tarafı aynalarla donatmamız gerekiyor, her tarafı ki, gayri meşru iş yapanlar belki bu yolla daha dürüst davranmayı öğrenirler.