Hepimiz çevremizden bu şekilde söylenenlere rast gelmişizdir. Bu tür şikâyette bulunanlara, yani neden dualarımız kabul olunmuyor diyenlere cevap teşkil etmek üzere aşağıdaki hadiseyi bilgilerinize nakletmek istedim.
Şakîki Belhî diyor ki: Horasan padişahı İbrahim Ethem, mülk padişahlığını terkeyleyip, gönül sultanı olduktan sonra, Basra şehrinde dolaşırken, Basralılar başına toplanıp: (Ey İshak’ın babası! Allah Kur’anda “Bana dua edin, dualarınızı kabul edeyim.” Dediği halde biz çok zamandır dua ediyoruz, dualarımız kabul olmuyor) diye şikâyette bulundular. İbrahim Ethem, (Allah sırrını takdis etsin.) Basralılara cevaben şu veciz tavsiyelerde bulundu: (On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüş, bu on kötü sıfat kimde bulunursa, nasıl olur da Allah onların duasını kabul eder?) dedi ve Basralıların on tane kötü huylarını birer birer saydı.
Kusurlarınız şunlardır:
1) Allah’ı tanıyorsunuz, Allah’ı tanıdığınızı iddia ediyorsunuz, onun hakkını vermiyorsunuz. Allah’ın hakkı fukaraya yardımdır…
2) Kur’an okuyorsunuz, onun emirlerini ve nehiylerini tutmuyor, onunla amel etmiyorsunuz.
3) Şeytan düşmanımızdır diyorsunuz, ona uyuyor ve itaat ediyorsunuz.
4) Ümmet Muhammed’deniz diyorsunuz, Resûlün sünnetine tabi olmuyorsunuz.
5) Cennete gireceğinizi iddia ediyorsunuz, oraya girmek için lâzım olan amelleri işlemiyorsunuz.
6) Ateşten necâta ermek istiyorsunuz, yaptığınız kötü amellerden ötürü nefsinizi ateşe atıyorsunuz.
7) Ölümün hak olduğunu biliyorsunuz ve ölüm haktır diyorsunuz, ona hazırlığınız yok.
8) Din kardeşlerinizin ayıpları ile meşgul oluyorsunuz ama, kendi ayıplarınızı görmüyorsunuz.
9) Rabbınızın nimetini yiyorsunuz, ona şükür etmiyorsunuz. ( Bunun şükrü yedirmekle olur)
10) Ölülerinizi görüyorsunuz da, hiç ibret almıyorsunuz. Sanki sizin başınıza gelmeyecekmiş gibi.
İşte neden dualarımız kabul olmuyor diyenlere cevaben yazdığımız bu ibretlik yazıyı hep birlikte okumuş olduk. Şimdi her birimiz ellerimizi vicdanımıza koyarak, kendi nefsimizde yukarıda sayılan on haslete bakış açımızı gözden geçirelim.
Neden dualarımız kabul olmuyor diyenlerle birlikte bizler de iyice düşünelim ve kendi hayatımızda yukarıda sayılan özelliklere ne derece uyabildiğimizi gözümüzün önüne getirelim.
Belki de bir kısmımız bunları softa, dünyaya ayak uyduramamış bir takım cahil insanların uydurması şeklinde değerlendirir ve hiç kale bile almayız. Ama, iyice düşünenlerimiz bu yazılanlardan kendi payına,hayatına yön verecek oldukça önemli dersler çıkarmıştır diye düşünmekteyim.
Allah herkese kendi gönlüne göre, kendi hak ettiğine göre hidayet nasip etsin diyerek yazımızı tamamlayalım.