10 yıldan bu yana düzenlenmekte olan Türkçe olimpiyatlarının 10. bu yıl 2 Haziran akşamı şehrimiz 19 Eylül stadyumunda düzenlenecek. Şehrimiz için gururlandırıcı ve onurlandırıcı bir organizasyona ev sahipliği yapacak olmamız, şehrimizin dünyaca tanıtımı için de bir vesile olacaktır.
Ordu bir turizm şehri olmak yolunda mücadele verirken, böylesine dünya çapında ve bütün dünya ülkelerinin Türk okullarında okuyan çocuklarının şehrimize gelmesi ve Türkçe olarak söylenecek türkü, şarkı ve şiirlerin sunulacağı bu organizasyonda şehrimize yakışır bir şekilde misafir ülke çocuklarını en güzel şekilde ağırlamak boynumuzun borcu olmalıdır.
10 yıldan bu yana devam eden bu organizasyon, hem Türkçenin tanıtımı ve hem de Türk insanının dünyanın her yerinde neler yapabileceğinin örneklerini ortaya koymaktadır.
Muhterem Fethullah Gülen hocaefendinin öncülüğünde Türk işadamları, hem ülkemiz hudutları içinde, hem de hudutlarımız dışında dünyanın her yerinde okullar açılmasına öncülük yapmaktadırlar. Bu okulların tamamında, hem o ülkelerin kendi anadilleri ve ayrıca İngilizce ve Türkçe de öğretilmektedir. Dünyanın her yerinde açılan bu okullarda Türkçe öğretilmek suretiyle Türk dilinin dünya çapında bir dil olmasına da katkı sağlanmış olmaktadır. Yurt dışında faaliyet gösteren bu okulların tamamında, o ülkelerin çocukları Türkçe dilini en iyi şekilde öğrenmekte, İstiklal marşımızı söylemekte, göndere Türk bayrağı çekilmekte ve okulların tamamında birer Atatürk köşesi yer almaktadır.
Bu okulların benzerini bugüne kadar gerçekleştirmiş olan başkaca herhangi bir ülkenin bulunmadığını da göz ardı etmeyelim. Yurt dışında açılan bu okullarda görev yapan Türk hocalar aynı zamanda ülkemiz için gönüllü olarak birer elçi, ateşe gibi görevleri de üstlenmektedirler. O ülkelerle ticaret hacmimizin artmasına katkı sağlamaktalar. Türkiye’nin tanıtımında rol almaktalar. Türk insanını dünyaya tanıtmaktalar.
Yurt dışında açılan bu okullardan mezun olanların sayısı artıkça ve buralardan mezun olanların yarın o ülke yönetimlerinde söz sahibi olmaları neticesinde ülkemizin bu ülkelerle ilişkileri de daha sağlıklı gelişmelere sahne olacaktır. Bu ülkelerle her türlü ilişkilerimiz daha sağlıklı gelişecek ve bunun neticesinde en kazançlı taraf yine biz olacağız. Bütün bunların neticesinde de, tabi ki insanlığa da büyük bir hizmet sunmuş olacağız.
Bu okullar sayesinde Türk milletine karşı diğer ülkelerde duyulan nefret, yerini sevgiye terk edecek. Burada başta Fethullah hocaefendi olmak üzere, onun yol göstermesi ile bu okullara maddi ve manevi destek vermekte olan Türk işadamları, gönüllü olarak hizmet vermekte olan hocaları da kutlamak gerek. Dünya çapında böylesine büyük bir organizasyonun başarılı olması hususunda üstün gayret ve başarı göstermelerinden dolayı hepsine minnet borçlu olduğumuzu da unutmayalım.
Bu okullarda görev yapan hocaların hepsi de, bu ülkelere gönüllü olarak gitmekte ve hiçbir maddi karşılık beklemeden bu hizmete talip olmaktalar. Hatta bu hocalar çok az maaşa çalışmakta, aza kanaat göstermekte ve arta kalan paralarını da bu okullara bağışlamaktalar.
Dünyanın en büyük organizasyonu ve ülkemizin gönüllü tanıtımını üstlenen bu okullar yabacı ülkeler tarafından takdirle karşılanırken, ne yazık ki, bizim ülkemiz içinde bazı kurum, kuruluş, şahıs, medya, STK’ları ve şahıslar tarafından düşman gözüyle değerlendirilmektedirler. Bu okulların açılmasında önayak olan başta Fethullah Gülen hocaefendi ve okulların açılmasında maddi ve manevi destek veren işadamları, vakıflar, dernekler ile bu okullarda gönüllü olarak görev alan hocalar içimizden bazı çevrelerce düşmanlık ve vatan hainliğiyle suçlanmışlardır.
28 şubat sürecinde başta Fethullah hocaefendi olmak üzere bu okulların açılmasında destek veren herkes suçlanmış ve takip altına alınarak fişlenmişlerdir. Ülke içinde bu okullara ve dershanelere devam eden çocuklar da fişlenmiş ve bunların gelecekleriyle oynanmıştır. Gerek yurt dışındaki, gerekse yurt içindeki bu okulların kapatılması için hükümetlere baskılar yapılmıştır.
Halbuki, Dünyada Türkiye Cumhuriyeti devletinin tanıtımına ve Türk dilinin dünya çapında yayılmasına katkı sunan bu okulların teşvik ve desteklenmesi gerekirdi. Teşvikten vazgeçtik, kösteklenmesi ve kapatılmasının istenmesi bu işe gönül verenleri de üzmüştür. Buna rağmen herkes her türlü baskıyı göze alarak bu okulların desteklenmesine devam etmişlerdir.
İşte böylesine zor şartlarda bu okulların yaşatılması ve daha da yaygınlaştırılması, Türk dünyası ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceği açısından çok ehemmiyetli bir görevin devamının sağlanmasını gerektirmektedir. Akamete uğratılmadan bu okullar desteklenmelidir.
Türkçe olimpiyatlarının 10’sunun ordumuzda düzenlemesi de şehrimiz için onur verici ve şehrimiz tanıtımında büyük bir rol oynayacaktır. Bu fırsatı iyi değerlendirelim ve dünyanın her yerinden şehrimize gelecek olan öğrenci ve yöneticilerini şehrimize yakışır şekilde ağırlayalım. Böylece en azından bu okulların yaşatılmasına bizler de bu şekilde destek verdiğimizi göstermiş olalım.