ANKARA’DA MİSAFİRHANE

Şair Ali Öztürk

      Ordu Valisi Ali Kaban,Ankara"daki Ordulular Vakfının ,mülkiyeti Ordu İl Özel İdaresine ait olan hizmet binasının satışından vazgeçtiklerini,burayı Ankara"ya birkaç günlüğüne gelen fakir Ordulular için misafirhane yapacaklarını müjdeleyerek bu konuda yaptığı açıklamada şöyle konuşmuş:

"Bu vakıf binasıyla ilgili daha önce denmedik laf bırakılmadı. Hem de haksız yere. Başta burayla ilgili satış meselesini gündeme getirmiştik. Sonra baktık ki, çok ciddi bir para etmediği için malımız yok pahasına gidecek. Bu yüzden satıştan vazgeçtik. Ankara'nın göbeğinde 400 metrekare yeri nasıl değerlendirebiliriz düşüncesine girdik.

Son olarak burayla ilgili bir proje ortaya çıkardık. Bu projeye göre, Orduluların buraya kısa süreli gidip hiç bir bedel ödemeden kalabilecekleri bir misafirhane gibi yapısında karar verdik. Bu proje başta aklıma gelmemişti. Gelseydi çoktan hayata geçirirdim. Çünkü hem vakıf hem de özel idare olarak kaynağımız var.

Ayrıca böyle bir mekana Ordu olarak ihtiyacımız da var. Üstelik Ordu'yu merkez olarak düşünmemek lazım. İç köylerde çok fakir ve yoksul insanlarımız var. Onların ihtiyaçları olduğu sürece kalabilecekleri bir karalahana çorbası içebilecekleri sabah ve akşam yemeğin çıktığı güzel bir yer olacak."

      Sayın Valimizin zaman zaman güzel düşüncelerine ve uygulamalarını takdir etmek etmemek elde değil.

      Daha geçenlerde Cumhuriyet Resepsiyonuna, “Milletin Efendisi” deyip tarlalarından köylüleri davet edip ellerine meyve suyu dolu  kadehleri tutuşturmadı mı !

      Bakmayın bazı kendini bilmezler, “Hiç Cumhuriyet Resepsiyonuna köylüler,  tarlada  veyahut da ahırda çalıştıkları kıyafetleri çağrılır mı ? Cumhuriyeti,yöneticilerin halkla birlikte, lüks otellerdeki resepsiyonlarda değil de,  daha geniş meydanlarda düzenlenen bir şölende tertemiz giysiler içinde, coşkuyla kutlamaları daha iyi olmaz mıydı ?” dediklerine.

      Onlar halk düşmanıdırlar. Halkın, lüks otellerdeki resepsiyonlara katılmalarına tahammül edebilirler mi hiç!

      İşte bu gibi fitneciler, Valimizin misafirhane projesine daha şimdiden taktılar bile…

      Neymiş de efendim, bu zamana kadar gelip giden valiler bunu düşünemez miymiş ….Hele de Kemal Yazıcıoğlu gibi deneyimli bir vali…

           Zaten  fakir fukaranın üç öğün  yediği lahana  çorbasıyla turşu kavurmasıymış da başka bir şey yemeleri,  midelerine mi dokunurmuş…

      Fakir fukarayı Ankara"da barındırmak için Ordulular Vakfını, hizmet binasından dışarı atmak şart mıymış ?

      AK Parti İl Başkanı Fatih Han Ünal"ın da dediği gibi Ordu"nun Ankara"daki malı ile ilgilenmesi zor olurmuş. Üstelik burası bir işletme olacağından haliyle yöneticiye ve personele  ihtiyaç duyulup sık sık da denetlenmesi gerekecekmiş.Bunu sağlamak da kolay olmazmış.

      Madem özel İdarenin imkanı varmış o zaman, bazı kurumların yaptığı gibi Ankara"da bir veya bir kaç otelle, fiyatlarda indirim yapılması şartıyla anlaşması ve fakir fukaraya da bir miktar yol ve yemek gideri vermesi daha uygun ve daha az masraflı olmaz mıymış…

      Güya Vali bey, yine popülizm yapıyormuş

            Mış mış da… Mış mış !

      Velhasıl, ağzı olan konuşuyor !

            Hele öyle fitneciler var ki asıl amacın, vakfın binadan çıkarılması uğruna, Vali Beyin maksadının "üzüm yemek değil bağcıyı dövmek" olduğunu bile  iddia ediyorlar.

      Anlayacağınız:

            Kimine göre, Vali Beyin düşüncesi gerçekten de şahane;

            Kimine göre de vakfın binadan çıkarılması için bahane !

            Bakalım, zaman kimi haklı çıkaracak !